Korkmayın…Elimin uzandığı kadar yakabilirim ancak….
Küçük kızlar basıyor içimin buğday tarlalarına
Mayıs soyunuyor tenim
Deniz kabuğu çatlıyor
İçimde…
'' Kim anladı ki senelerce aynı yaşta kaldığımı
Tek gözü şehla aşka yetişme çabam bundan.''
Gül kırığı upuzun bir şehre aitim ben
Azarlanmış gökyüzü kadar solgun yüzüm
Elime tutuşturulmuş kimlik kadar uzağım
Faili meçhul bir sevdada yittim ben
Sapı kopmuş bir kapı gibi kapanmıyor yaralarım
Gece vurmuş, gün vurulmuş ya tenimde
Haydi kırık midye kabuklarını giyin şimdi içinize...
“ Kimin içine girsem saklar beni…”
Oynaya oynaya sallıyorum zarları
Ve ne yazık ki hep “hepyek” geliyor aşklarım…
Acıya,kanırta neyi özlemliyorum ki sanki
Zar inceliğinde kendime dökülüyorum geceleri
Mavi tül gibi üzerime siniyor hypnos
Dilimin ucunda, ses gibi yırtılıyor kelimeleri
Düşlerimi parçalıyor içimde içimde zeus...
Gündüzün aydınlık saatleri ama ben kendime kararıyorum
Aşkın kaynaştırma harfleriyle
İçimin duvarlarını sıvar gibi...
Yarım kalan imgelemlerin
Tamlarında savrulur gibi...
cok begendim yuregıne saglık...
biraz geç kaldım şiirlerinize,daha doğrusu nisan serap'a
mesaj geçecektim şiiriyle ilgili sizin yazdığınız
iki kadın şiirni,uzun zamandır susamış gibi buldum..
sonra diğerleri..benim için kelemlerle oynayanlardır,
en iyi şiirleri yazanlar veya en iyi şiiri yazmak nedir ki..
...