Gecenin siyahına parmak attım
Tüm şehir kızıla boyandı birden
Tam o sırada aklım, aklına kaydı
Ansızın bir cemre düştü üstüme
Şimdi her bir tarafım kan revan,
her bir yerim ıp/ıslak
elleri cebinde sarhoş bir şehre bıraktım seni
devrik bir cümle gibi geçtim
şarapla yıkanmış sokaklarından,
sokaklarından içime çekerek nefesini
sen yüklemli baktığın anda bana
Yastığımın altında biriktirdiğim ihanetler var
Arada bir yokla pişman olmazsın.
Dudaklarında
Kırmızıdan bozma bir ruj
Teninde
Terkinde anladım
Tanrı alnıma kader değil keder iliştirmiş
Her an beliren bir doğum lekesi
İki kaşımın ortasına yerleşmiş
Uzaklara bakan gözlerimi mabedime döndürdüm
Ağır aksak geçiyor zaman
Dilimin ucunda mor pelerinli bir kış
Ve ayaklarımın altından sızan
Faili meçhul beyaz fısıltılar
El bile süremediğim
eriyen umutlar
yön dışı gülümsüyorum hayata
ceplerimde birikmiş bürokratik anılar
gecenin koynuna uzanmış lambalarla
gölge oyunu peşinde soğuk siluetim
vücudumun coğrafyasına ilişmiş şarapnellerle
ortalık üryan bebek
aşk!
ki o;
iki çıplak bedenin şevişmesinden doğan
sahipsiz bir velet
akıl veriyor en mahrem yerlere
zinaya açık tımarhane kapılarında
Tanrı ne zaman yüzümü çevirse denize,
Dalgalara karşı soydum seni üzerimden çıplak kaldım.
Günahlarım daha sert vuruldu yüzüme...
Sana benzeyen yanlarım,can kırıklarıyla kanadı.
Meğer senden kalanlar içimde ne kadar azmış!
Biz aşkı öldürmekten yargılandık sevgilim.
yalnızlıkla donatılmış alaca karanlık bir gecede
ayyuka çıkmış bir avuç gözyaşı
Ve giden bir adamın gölgesine
öpücükler yağdıran bir kadın
biliyordum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!