Bırakmışsın, Yahudi Sakalı,
Gezer durursun, hem de cakalı,
Seni uyarmıştım, dinlemedin,
Umursamadın, şehir çakalı.
Sana diyorum, bak Tarık Yılmaz,
Ne beni anladın, ne de sevdin sen,
Bırak beni şimdi, bırak gideyim.
Çaba göstermedin, var mıydı neden?
Rahat bırak beni, sensiz öleyim.
Aşkın temelidir, kuşkusuz güven,
Şerefsizdir bunlar, azarlar,
Oturmuş, kanun yazarlar,
Sakın ha şaşmayın, onlar,
Kendilerini pazarlar.
Ermeni nin hep oyunu,
SAÇLARIMA AK DÜŞMÜŞ
Dağlarıma kar yağmış,
Saçlarıma ak düşmüş,
Bir olmuş düşmanlarım,
Hep başıma üşüşmüş.
Dile getirmek mi suç bir fikirlerini?
Tek herkes konuşsun, döksün eteğini,
Her insanın vardır, elbet bir bildiği,
Ama bazıları, bilmez dediğini.
İnsanlar nedendir, bazen hiç anlamaz,
Yüreğim yangın yeri,
Söndü gözümün feri,
Yarimin saçı sarı,
Gitti o gelmez geri.
Neden gitti sorarım,
Yalnızlığım,
Sinsi bir düşman gibi,
Yaklaşmakta arkamdan,
Her an elindeki ayrılık hançerini,
Saplayacak,
Öyle bir yara açacak ki,
Yalan, yanlış şeyler, gelmiş hep sana,
Ne diyorsun söyle, sen bu hususta,
Nasıl inandın ki, hemen sen ona,
Şaşarım aklına ben, Musa Usta.
Duydum ki, can dostumu çok üzmüşsün,
Bıktım artık senin, bu tavırlarından,
Ağır geliyorsun, bu zayıf bedene,
Kaçıyorum senden, hatıralarından,
Gidiyorum artık, yanıma gel deme.
Özlemem inan ki, gözünü, kaşını,
Dışarıda yağmur yağıyor,
Islanıyor insanlar,
Bir telaş, bir koşuşturmaca,
Her şey, ıslanmamak için,
Kimi şanslı, şemsiyeleri var,
Onlar ıslanmıyor.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!