Ölüm kusar demir kanatlı akbabalar
Vurulur yağmur bakışlı çocuklar
Vurulur oyunlar,oyuncaklar,
Vurulur hayeller,hayatlar
Karanlığa çarpar feryatlar
Ne İsa'dan ses gelir nede Musa'dan
Bir yaprak düşer hazan mevsiminde
Sessiz bir çığlık gibi bir hüzün çöker içime
Sözün sessiz olduğu yerde
Hayat bir film şeridinde
Ve son yazar perdede
Yavaş yavaş kapanırken perde
Ömür nedir diye sorarsan bana
Ömür bir nefestir en son nefeste
Can çıkmak istemez cebreşir durur
Azrail vurur göğsü kafeste
Kalk gidelim der vakit tamamdır
Gönüller hala arzu heveste
Ne farkı var kalbim ile kolumdaki saatin,
Vakit dolacak!
Saat duracak!
Tek bir nefes olduğunu anladığımda,
Koca bir ömrün.
Çok geç olacak!
Söyle bana kaderim;
Ben kimim?
Ne taraftayım?
Bulamadım kendimi
Hangi fotoğraftayım?
Ne cennetteyim
Yağmur yağardı teneke kaplı barakamıza
Yağmur ateş gibi düşerdi başımıza,
Çamur deryasına dönen sokağımıza;
Çamurdan bir mahalle yapardım
Çamurdan hayellerime.
Önce bir okul,bir cami yapardım
Her gönülde bir Leyla
Her Leylada bir gönül
Mevsimler çöl
İklimler mecnun
Ve bir hüzündür Leyla
Bir serap görürüm
Ayağımda;
Bir çift lastik ayakkabı
Derme çatma bir pantolondu
Çocukluğumun Bayram sabahı
Yarım somun ekmeğin beş kuruş olduğu
Yirmibeş kuruştu,
Çöpe at! seni mutsuz eden ne varsa yanında
Çöpe at! pişmanlıklarını,düşmanlıklarını,
Çöpe at! servetini,nefretini,
Bu sabah yeniden başla hayata.
Yeni doğmuş bir bebek gibi; gülümse
Özgürce uçmayı dene
Ben onu onsekizinde gördüm
Deli dolu bir çocuktu
Ben onu yetmişinde gördüm
İhtiyar bir bunaktı
Ben onu kefeninde gördüm
Sessiz,sakin ve soğuktu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!