Truva'nın İntikamı Şiiri - Mustafa Kemal ...

Bir hakan vardı, yaman mı yaman
Ordusu da kendi gibi kahraman
Günlerden bir gün, dalar uykuya
Görür karmaşık bir rüya
İstanbul’u almıştır güya
Kızıl Elma'dır, bu rüyanın adı
Fethi gerçekleştirmektir muradı
Ortodokslar bıkar, mevcut kraldan
Yardım ister, ulu hakandan
Katolikler yerine- Türk sarığı tercih ederiz
Biz senin emrinde cenk ederiz!
Otağında kurultay toplanır, alır karar
Ya İstanbul’u alacağız ya da intihar
Çalar davullar, şenlenir sokaklar
—Duyduk duymadık demeyin, geldi sefer zamanı
Toplayın yiğitleri, şahbazları
Hakanın ordusu, çıkar bir gün sefere
Konstantin* haber salar yedi düvele
Yardım bekler acele
Fetih gecikince hünkâr kükrer-Ya o beni, ya ben onu
Bu çengin yoktur başka sonu
İstanbul, İstanbul bekle beni
Ant olsun! Alacağım ben seni!
Bu cihat için, yeterli değil pusatımız
Lüzumludur bir top icadımız
Uzmanlarla verirler kol kola
Bu sayede dayanırlar İstanbul’a
Mehteran çalar mehter marşı
Tekbir sesleri, çınladır arşı
Cihan hâkimiyeti, bu ülkünün adı
Asırlardır, gönüllerde böyle yaşadı
Onun için büyüdükçe devleştik
Üç kıtaya asırlardır yerleştik
Bir adsız aslan, Ulubat’lı Hasan
Selam durur, sancakla burçlardan
Fetih gecikse de gerçekleşir
Tüm İstanbul, çocuklar gibi eğleşir
Peygamberim, verir bize muştu
—En şerefli sensin! Ey şanlı ordu!
Zaferle Fatih sanı alır, Han
Torunları ise evladı Fatihan
Mehmetçik derler, hakanın askerine
Âlem hayran olur, yiğitlerin böylesine
Kıratına binip varınca, İstanbul şehrine
Karadan yürüyen gemiler, doyulur mu? Seyrine
Buyruğumdur'-Kimsenin ne kılına ne dinine
Halel gelmesin iyi biline'
Hakkaniyette hassastır, Türk’ün yasası
Tarihte mevcuttur, birçok anlatısı
Bir tanesi, 'Yahudi ile Fatih’in kısasa kıssası'
İşte böyle olur İstanbul’un fetih hikâyesi
Yunan’ın ne ise Megalo İddiası
Türk’ün de var, Kızıl Elması
On sekiz mart Türk'ün tekrar dirilişi
Yenilmezliğin belgelenişi
Çanakkale de Mustafa Kemal girer devreye
-Çiğnemeden geçemezsin! Dur nereye?
Ey düşman geldiğin gibi haydi geriye
Bastığın yer kahramanların yurdudur
Karşında ki Asya’nın Bozkurdudur
Ey Türk milleti uyuma!
Öyle bir ecdadın var ki değilsin farkında
Toprak bile kıskanır onu koynunda
Rahmetler olsun ruhuna
Güven kendine dik dur!
Emanetine eğil selam dur!
O Çanakkale ki şehitler yatağı
Basamam toprağa, başım dönüyor üstünde
Ne olurdu aranıza alaydınız beni de
Yıl 1918 Mondros *imzalanır
Düşmanlar bir olup, imparatorluğa çullanır
İşgalciler, istila ederler İstanbul’u
Güneş tekrar doğacak, kalkınca Bandıma Vapuru*
Mustafa Kemal Paşa derki-Geldikleri gibi giderler
Yaptıklarını elbet bir gün öterler
ve kurtuluş
1923’ de düşman bozgunla kaçar, Anadolu’dan
Şahlanır, Atatürk denilen o Kahraman
Bugün mehteran hala çalarsa, Estergon kalesi*
Budur, ceddimin kızıl elma efsanesi*
Bir yanda cami, bir yanda sinagog, bir yanda kilise
Beş yüz yıldır, çıkmadı hiç hadise
Tek pencereden Filistin’e*, bakanlardan ise
Barış gelmez Kudüs’e
İnsan haklarını, adaleti sen mi öğreteceksin
Ey Haçlı! Şaka mı yapıyorsun? Güldüreceksin
İstanbul örnek, üç hak din bir arada
Türk’ün sizden farkı, işte burada
Dünya bir kazan, insanlık bir aşure
Hizmet bizde, böyle bir mefkûre
İşte kızıl elma ülküsü
Türkün vazgeçilmez tutkusu
Türk için varılacak yer, işte bu düştür
Tanrım yâri, yârine kavuştur
Sultan Fatih derki-Truva’nın* aldık intikamını
Düşmanlar terk etsin, anavatanımı
Anadolu’yu, Atatürk düşmana bir kez daha dar eder
Doğduğuna pişman edip denize döker
Nutukta *aynı sözü söyler, tarihe
Gençler okusun unutmasın diye
Truva’nın intikamını aldık!
Al bayrağı göklerde dalgalattık
Bu vatan için!