Acı bir düdük sesi duyarız.Bu ses kavuşmalarda da aynı şekilde içimizi sızlatır ayrılmalarda da..El sallarız gidenin arkasından ama gelenin de sarılırız el salladığımız ellerimizle boynuna.Tren istasyonları hep eski albümlerdeki resimler gibidir.Giden ya gitmiştir gelende gidecektir zaten.Birkaç güne sığdırırız ayrılık zamanımızdan onsuz yada onlarsız geçen günleri.Eğer uzunsa yanımızda olacağı günleri sevdiğimizin, bir kaç gün sonra unutur gideriz herşey normale döner.Sonra el sallama vakitleri yaklaştıkça o geride kalan bıraktığımız günlerimize daha nice günlerin ekleneceğini hatırlarız.Rüzgar eser.Eser de yüreğimizdekini de alır savuru verir bazen.Sonra yine gardan el sallamalar.Mavi,siyah bavullar yanyana,küçük çantalar elde.Evden yaptığımız bir kek yanına damağına tat bırakılır.Yolculuk boyunca hatırlanmak üzere.El sallanır yüreklerde yine o acı tren sesi.Kimler kimlerinden ayrılır bakmayız o zamanda.Ara, sor belki mektup yaz diye tembih ederiz.Garın taşı,rayları duyar,duyarda duymayanlara gidipte arayıp sormayanlara duyurmazmı bu vefasız yer vefasız gar.
Yüreğimizden el salladığımız garda bıraktığımız her resim için.........
Haziran 2006
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
duygu yüklü güzel bir çalışma...
tebrikler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta