Hayatın İçinden 30 - Trenler

Recep Akıl
905

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Hayatın İçinden 30 - Trenler


Bir zamanlar kara trenler vardı. Başka yerleri bilmem de İstanbul Adapazarı arasını ne iyi 4 saatte, hatta çoğu zaman 5 saatte giderlerdi. Kompartımanlardaki oturma yerleri pek konforlu değilse de idare ederdi. Karayollarının durumu pek iç açıcı olmadığından özellikle kışın Adapazarı’ndan İstanbul’a gidecek olanlar bu treni tercih ederlerdi.

Günde bir kere karşılıklı olarak sefer yapan bu tren her ne kadar çok yavaş idiyse de eğer kompartımanınızdaki diğer yolcularla kafanız uyuşmuşsa güzel bir yolculuk sizi bekliyor demekti. Yoksa vay halinize o yolculuk bitmek bilmezdi. Tren hınca hınç dolu olduğundan yer değiştirmek gibi bir şansınız da olamazdı.

Bugün için bir iki saatlik yol o yıllarda bayağı bir seyahatti. Yola çıkılmadan önce enikonu yol hazırlığı yapılır, yolda yemek için yolluklar bile hazırlanırdı.

Acaba diyorum o yıllarda Ankara - İstanbul arasını bu kara trenler kaç saatte kat ediyorlardı? Her halde koca bir gününü alıyor olmalıydı yolcuların. Bir gün, bir gecelerini… Ama doğruya doğru kışın da yazın da çok sıcaktı. Kışın sıcak olması iyiydi de yazın o sıcağında kara tren çekilir şey değildi. Cam da açamazdınız, lokomotifin bacasından gelen duman içeri dolardı.

Sonra duyduk ki İstanbul’da şehir içi hatlarda epey bir zamandır çeşitli güzergâhlar arasında vızır vızır işleyen elektrikli trenler bizim memlekete (Adapazarı’na) kadar gelecekmiş. Ne kadar çok sevindiğimi dünmüş gibi hatırlıyorum.

Gün geldi bu elektrikli trenler Adapazarı – İstanbul arasında seferler yapmaya başladılar, hem de günde birkaç sefer… Karşılıklı olarak… 4-5 saat olan Adapazarı İstanbul arası yarıya düşmüş, gidip gelmek kolaylaşmıştı. Biz fabrikadan bir kaç arkadaş İstanbul’u komşu kapısı yapar olmuştuk.

İlk gençlik yıllarımızdı ve aklımız bir karış havadaydı. Bize macera olsundu? Öyle demeyin o zamanlar ne kadar cevval de olsanız Adapazarı’ndan İstanbul’a günü birlik sinemaya gitmek öyle her akıllı insanın yapacağı şey değildi. Hafta tatillerimizi iple çekerdik. Tatil günümüzde Kadıköy’ü mekân, sinemalarını da yolgeçen hanı yapıverdik. Bir sürü sinema, dilediğini seç.

Karşı tarafa (Suyun öteki yakasına) geçemezdik çünkü vaktimiz el vermezdi. Öğleden sonraki trene yetişmek zorundaydık. Aksi takdirde akşam son terene kalırdık ve bu da bizim eve dönüşümüzü geç vakte bırakır, evlerde ufak çaplı bir huzursuzluğa neden olurdu. İyisi mi erkenden dönüp günü güzel bitirmek lazımdı.

Şimdi bu elektrikli trenler yurdun her yerinde faaliyetteler. Bir yerden bir yere gitmek çok kolaylaştı. Karayolları da eskisinden çok daha kaliteli…

Birkaç yıldır da Ankara Eskişehir arasında hızlı trenler devreye girdi. 5 saatlik bu güzergâhı bu hızlı trenler bir buçuk saatte alıyorlar. Takip edenler bilirler bu hızlı trenler giderek yaygınlaşıyor. Konya Ankara arası de bitti.

Eskişehir - İstanbul güzergâhları da… Ve tabi inşaatı devam eden daha başka hatlar da var. Mesela bugün Konya’dan hızlı trene binen birisi 4 - 5 saat gibi bir zaman diliminde İstanbul’da oluyor.

Nereden nereye? Adapazarı İstanbul arasını 5 saatte alan trenlerden, Konya - İstanbul arasını 5 saatte alan trenlere…

İnsan işin burasında sormadan edemiyor kendisine. Bu gelişme değil de nedir? Hele son yıllarda ülkenin almış olduğu mesafeyi görmemek körlük değildir, olsa olsa kıskançlık olsa gerektir. 12.02.2018

Recep Akıl
Kayıt Tarihi : 20.10.2020 18:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Recep Akıl