Bir zamanlar yakın çevrede tanıdık birisi vardı.
Trenle bir yere gitmek için istasyona geldiğinde,
Önce uzun süre bekler, trene binmezmiş.
Mutlaka trenin düdük çalmasını ve yavaş yavaş
Hareket etmesini beklermiş ve son anda trene atlarmış.
O heyecanı yaşamak, tehlikeyi göze almak istermiş.
Ömür boyu bu huyundan vazgeçmemiş, trene hep öyle binmiş.
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim