Transandantal Terennümler- İmkansız Bilgi

Korunaklı kitaplar bahsetmez
Yalancı bir mevsimdir saksıdaki çiçeğin yaşadığı.
Anne eli değince düzelir sanılan hiç bir şey düzelmez.
Kiminin aşk kadehi boştur, kiminin meşk.
Gelse aşk ile meşk ne değişir,
Gitse ne?

Düşmüş göbeğini sanma fikir çilesi!
Çile çileyi kesiyor çile, çileyi…
Eskilerin,
Eskidikçe eskimiş sözüydü
Dilimizde keşfettikleri hayat…
Dilimiz yol,
Zafer,
Tartışılabilir bir yorgunluk kazancıydı.
Ne uz gidildi ne de az.
Ne dere göründü ne tepe
Kıtmir’in rüyasında bir kemik
Sır saklamış sere serpe.

Ey yazıya kalem olmuş cümleler,
Taif de taş olmak mıdır Vatikan da Ezan sesi?

Aldı kaçtı bir hüzündür kader,
Yem oluyor küçük balıklar.
Garipler teskin ediliyor,
Garip seviyor bütün zalimler.

Adamlık ayaklansa ayak bulamaz adamlar
Ne demiştik, aziz dostum!
Garipler teskin ediliyor,
Garip seviyor bütün zalimler.

Ağır adam izleridir kalbinde incinmiş hikâyeler
Eşref aman mahlûkattır
Karanlık olmuş, aydınlık seviyeler.

Yaklaş karanlığıma yaklaş
Aydınlığın kamaşsın.
Bir Behiç ol bir Meriç!
Gez göz ve arpacık

Yaşamak, aziz dostum,
Kaldığın yerde gitmediğini fark etmendir.
Bazen olup bitenler
Bazen gelip geçenler can sıkıyor.

Küçük suların küçük balıklarız nihayetinde
Yüzeyde ve tedirgin
Okyanus derinliğiyle korkutuyor büyük balıklar,
Dip-sizlik sorun değil, elle tutulacak kadar hepimiz.
Dalgasını geçiyor başımızı çarptığımız taşlar…

Kaynağında su gibiyiz
Hoş gelir…
Hoş gider…
Saçlarımıza ahlar düşüren her bir sefer.