Trafik Andımız Şiiri - Fikret Gürsoy

Fikret Gürsoy
BİR TEBESSÜMÜ BİRBİRİMİZE ÇOK GÖRMEYELİM
402

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Trafik Andımız

Trafik kurallarına uyacağıma,
Aşırı hız yapmayacağıma,
Alkollü araç kullanmayacağıma,
Yanlış sollamalarda bulunmayacağıma,

Yaya ve Okul geçitlerinde duracağıma,
Trafik işaret ve lambalarına uyacağıma,
Diğer sürücülere saygı duyacağıma,
Trafikte hoş görüyü elden bırakmayacağıma

Aracımda, çocuk koltuğu bulunduracağıma,
Bagajıma, takoz ve çekme halatı alacağıma,
Aracımın içerisinde, trafik seti bulunduracağıma,
İlk yardım çantasını, yanımdan eksik etmeyeceğime

ARACIMIN ÜZERİNE AND İÇERİM.

31.05.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI

Fikret Gürsoy
Kayıt Tarihi : 30.5.2010 17:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Çocuk koltuğu zorunluluğu 1 Haziran'da başlıyor A.A Trafik Mağdurları ve Trafik Güvenliği Derneği Başkanı Fahrettin Onur Sezer, çocuk oto güvenlik koltuklarının kaza sırasında ölümleri yüzde 70 oranında önlediğinin ispatlandığını bildirdi. Sezer, yaptığı açıklamada, 9 Haziran 2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesinde yapılan değişiklik ile 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren, boyu 135 santimetreden, kilosu 36 kilogramdan az çocuklar için 'çocuk oto güvenlik koltuğu' bulundurulması zorunluluğu getirildiğini anımsattı. Çocukların ve araç içindekilerin trafik güvenliği açısından, bu koltukların faydasının tartışılamaz olduğunu ifade eden Sezer, şunları kaydetti: “Aracın saatteki hızı 20-30 kilometre olsa bile ani duruşlarda, çarpışmalarda arka koltukta oturan çocuğun yaralanmaması çok nadir görülen bir durumdur. Kendine uygun bir çocuk oto güvenlik koltuğunda çocuk oturmuyorsa, araç çarpışması sonucu öne ve arkaya savrulması sonucu boynunun kırılması kaçınılmaz olabilmektedir.” Sezer, bu uygulama gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır uygulandığını belirterek, “Bu ülkelerde bu uygulama sayesinde toplam trafik kazaları içinde araç içi ölümlerde çocuk ölümleri yüzde 3'e kadar geriletilmiştir” dedi. Çocuk oto güvenlik koltuklarının yüksek oranda güvenli olduklarının ispat edildiğinin altını çizen Sezer, şöyle devam etti: “Ülkemizde ise Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2008 yılında meydana gelen trafik kazalarında yolcu olarak araçta bulunan 0 -14 yaş arası 27 çocuğumuz hayatını kaybetmiş, 5 bin 550 çocuğumuz yaralanmıştır. Yaralanan çocuklarımızın en iyimser rakamlarla yüzde 5'nin hastanelerde tedavi aşamasında hayatını kaybettiğini düşünürsek, 0-14 yaş arası yaklaşık 300 çocuğumuzu çocuk güvenlik koltuğu kullanılmadığı için 2008 yılında yitirdik. Çocuk oto güvenlik koltuklarının kullanılması kaza sırasında ölümleri yüzde 70'ler oranında önlemesi ile ne kadar önemli olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır.” 1 Haziran'dan itibaren zorunlu hale gelecek uygulamaya aykırı hareket edenlere, 62 TL para cezası ve 15 puan da ceza puanı uygulanacak. BASINDAN TRAFİKTE ÜLKEMİZ İLE AVRUPA ARASINDAKİ FARKLAR Saygıdeğer, gönül dostlarım, sizlere buradan ülkemizdeki trafik ile avrupa da ki trafik arasındaki farklardan bahsedeceğim. Avrupa da, sürücü belgesi alabilmek için 12 ay eğitim görülmektedir. Bu eğitimlerin 6 ayı teorik, 6 ayı ise pratik eğitime dayanmaktadır. Bu eğitimler ciddi ve yoklamalı geçmektedir. Devamsızlık yapan adaya sürücü belgesi verilmez, aksine kaydı silinir. Altı aylık teorik bilgi eğitimi esaslı bir şekilde yapılmaktadır. Aynı Üniversitede okuyan bir öğrenci gibi işleme tabi tutulurlar, derslerden vize sınavı, final sınavı, konu sınavı gibi birçok sınavlardan geçerler, bu sınavlardan başarıyla geçenlere 6 aylık pratik eğitime başlanır, bu eğitim direksiyon ağırlıklı eğitimdir, aday eğer arabasıyla bir yere gitmek istediği zaman direksiyon öğretmeninin gözetimi altında gitmek zorundadır, trafik kontrollerinde eğer direksiyon öğretmeni aracın yan koltuğunda değilse, sürücünün geçici belgesi elinden alınır, aday sil baştan tekrar dosya açtırmak zorundadır. Adayın 12 aylık eğitimi bittiğinde, sıra artık direksiyon sınavına gelmiştir, direksiyon sınavı ise bizim burada olduğu gibi 3 dakika sürmemektedir, sınav süresi tam bir sattır, bu sınav süresi içerisinde, adayı sıkı bir şekilde direksiyon sınavına tabi tutarlar, aracı yerleşim yerleri içerisinde, otobanda, karayollarında değişik güzergâhlar da aracı kullandırırlar, bu sınavda vites küçültmek, vites büyütmek, öndeki aracı sol lamalarda gerekli kurallara uyulup uyulmadığına, tehlikeli eğimli inişlerde ve tehlikeli eğimli çıkışlarda genel kurallara dikkat edilip edilmediğine, hız sınırlarına gerekli hassasiyet gösterilip gösterilmediğine velhasıl kelam birçok hususlarda, aday tam anlamıyla süzgeçten geçilir ve sonuçta komisyon üyeleri tarafından eğer tam geçerli bir not almışsa o zaman sürücü belgesi almaya hak kazanmıştır, bu ülkelerde eğitime çok önem verilmektedir, sahte ehliyet, naylon ehliyet, şartlarını taşımamış bir adayın sürücü belgesi alması adeta imkânsızdır. Ülkemizde olduğu gibi, parayı bastırayım sürücü belgem cebime gelsin zihniyeti yoktur, bu sebepledir ki, ülkemizde alınmış olan sürücü belgeleri Avrupa da geçmemektedir, çünkü onlarda biliyor ki, ülkemizde sürücü belgelerinin yüzde ellisi sahte ve hile yolu ile alınmış sürücü belgeleridir, sonradan sakat kalmış olanlar bile eski sürücü belgeleriyle araç kullanmaktadırlar, tek gözü olmayanlar, gece körü dediğimiz tavukkarası hastalığı olanlar, renk körlüğü olanlar hepsi ama hepsi canlı trafikte cirit attığını görmekteyiz. Bu hususta bizleri ziyadesiyle üzmektedir. Avrupa da, çalışmakta olan bir işçi kardeşimiz anlatıyor. “ 12 ay sıkı bir eğitim gördük sanki üniversite de okuyorduk, bütün engelleri aştım, bütün yapılan sınavları başarıyla geçtim, en sonunda direksiyon sınavına sıra geldi. Komisyon üyeleri araç içerisindeydi onları görünce çok heyecanlandım, ama buna rağmen aracı bir saat boyunca çok iyi kullandım, komisyon üyeleri aracı kullanmamdan çok memnun oldular, bir saatin sonunda tamam dediler, haydi geçmiş olsun bu en son olan zor sınavı da geçtin değince, ben sevinçten şuursuzca kendimi araçtan hemen dışarı attım ve sevinçten bağırmaya başladım, en son sınavı da başardım diye, komisyon üyesi hemen beni çağırdı, evet siz biraz evvel geçmiştiniz, ama araçtan inerken sağına soluna bakmadan indiniz, kendinizi adeta araçtan attınız, bu dikkatsizliğiniz sizin ölmenize sebep olabilirdi, bundan dolayı almış olduğunuz geçer notu siliyor, size ders olması açısından zayıf not veriyoruz, yani siz sınavdan geçmediniz bilakis kaldınız, dediklerinde adeta dünya başıma yıkıldı sandım, gözlerim karardı yanımda sanki şimşekler çakıyordu, 12 aylık sıkı eğitimin sonucunda kalmıştım.” Saygı değer okuyucularım, şu ciddiyeti şu eğitimi şu disiplini görüyorsunuz değimli? Hiç bu ülkelerde bizimki gibi kaza olur mu? Sizlere şu misali vermek istiyorum. Almanya da, nüfus 75 milyon kabul edilirse, orada 35 milyon araç var, iki kişiden birinin aracı var, gelelim ülkemize, bizim ülkemizin de nüfusu 75 milyon kabul edilirse, ülkemizde 12 milyon araç var, bizde ise sekiz kişiden bir kişiye araç düşmektedir. Şimdi sıkı durun bu oranlara baktığımız da hangi ülkede trafik kazalarının çok olması gerekiyor? Almanya damı? Yoksa Türkiye demi? Evet yanıldınız. Almanya da, trafik kazaları %20, ülkemizde ise trafik kazaları % 80 çıvarındadır, hadi buyur bakalım, niçin bu denklem ters çıkmaktadır? Biraz evvel yukarıda izahına çalışmış olduğum unsurlardan dolayı, yani Avrupa ülkeleri, eğitimi halletmiş, alt yapıyı halletmiş, trafik para cezalarını ve hapis cezalarını artırmış, şimdi bu ülkelerde tabi ki trafik kazaları çok az seviyelerdedir, bu sebeple AB uyum yasaları çerçevesinde, trafik kanununa yeni düzenlemeler geliyor, bu düzenlemelerde de fazla gecikme inşallah olmaz da, ülkemizde trafik kazalarına kurban giden insan sayısında o zaman az olur, diye düşünüyorum. Ülke genelinde, bir yıl içerisinde trafik kazalarından ölen ve yaralanan insan sayısı 36 bin kişiyi maalesef bulmaktadır. Bizler kurtuluş savaşında bu kadar şehit vermedik, trafik kazalarında ölen insanlar ne şehittir ne gazi, öldü bizim Niyazi hesabı, insanlar trafikte, bilinçsizce katledilmektedir. Artık bizlerde trafik konusunda, gecikmemize rağmen daha çok gecikmeden gerekli önlemler alınmalı, denetimler fazlalaştırılmalı, sürücü belgesi olmayanlar acilen trafikten men edilmeli, sürücü belgesi olanlarında, gerçekten sürücü belgesi kendi sinemi ayıt, yoksa bir başkasının sürücü belgesini yerde bulmuş da, üzerinde değişiklik yapıp kendisimi kullanıyor, kullandığı sürücü belgesi sahtemi, hile yoluyla mı almış, sürücü olma şartları taşıyor mu? İşte bütün mesele bu, bu tür sürücüler yakalandığında, hiçbir surette iltimas tanınmadan gerekli, idari ve adli işlemlerin hemen yapılıp gerekli sonuca varılması gerekmektedir. Gerçektende eğer bunlar seri bir şekilde yapılmasa, bu ülke trafikte daha çok kan döker, bunu bütün her kesimin bilmesi gerekir diye düşünüyorum. Avrupa da, çalışmaya giden işçi kardeşlerimizden biri, Türkiye de, yani ülkemizde kırmızı ışıkta geçtiğinden dolayı, aynı işlemi orada gece geç saatte yani 03.00 de, denemeye kalkıyor, nasıl olsa etrafta hiç kimse yok, beni bu geç saatte kim görecek, hem de karşı taraf tanda bir araç gelmiyor, niye enayi gibi bekleyeyim ki deyip, kırmızı ışıkta geçiyor, bir hafta sonra evine bir mektup geliyor, merak edip içini açıp ta okuduğunda, kendisinin trafik müdürlüğüne çağrıldığını anlıyor, çok gecikmeden hemen trafik müdürlüğüne gidiyor, kendisine bir fotoğraf gösteriyorlar, bakıyor ki, kendi arabası, bu araba siz emi ait? Diye soruyorlar, ne diyeceğini şaşırıyor, bana ait değil dese, aracın plakası ortada, mecburen evet bana ait diyor. Peki, bu arabayı süren kim acaba? Diye bu sefer sormaya başlıyorlar, ben değilim desem, bunu eninde sonunda araştırarak bulurlar endişesiyle evet benim diyor. Polis yetkilisi diyor ki, Peki neden gece yarısı 03.00 sularında kırmızı ışıkta geçtin, bizimki mantıklı cevap veremiyor, çünkü suçlu olduğunu kendiside biliyor, sonuç itibariyle çalışan işçimize ne yapıyorlar biliyor musunuz? 1-Trafik para cezası uygulanıyor, 2-Trafik puan cezası işleniyor, 3-İki hafta Trafik eğitimi veriliyor, 4-Psikolojik destek eğitimi bir hafta boyunca veriliyor, 5-Gözlerinde problem vardır diye üç gün boyunca muayeneden geçiriliyor, 6-Üç ay boyunca trafikte gözetim altında tutuluyor. İşte sayın okurlarım, gerçek trafik budur, gerçek ceza budur, gerçek trafik disiplini budur, bu yazdıklarımın keşke onda biri ülkemizde olsa ne var sanki bu insanlar trafikte pisipisine ölmezler. Sorunsuz ve problemsiz bir trafikte araç kullanma ümidi ile sözlerimi burada bitirirken, sizlere hediyeli bir trafik sorusu soracağım, bu soruyu bilenlere kendilerine hediyeler verilecektir. SORU: Öndeki aracı sollamaya kalktığımız zaman, öndeki aracı korna veya selektör ile uyardığımız zaman, öndeki araç sürücüsü bizim duyulur veya görülür işaretimizi aldıktan sonra ne yapmamalı? Eğer cevabını biliyorsanız, şahsımın cep telefonu olan 0 505 811 93 31 telden ulaşa bilirsiniz veyahut, E-Mail adresim olan, fikretgursoy38mynet.com dan ulaşabilirsiniz, veyahut MSN adresim olan, weqa38hotmail.com adresinden de şahsıma ulaşabilirsiniz.Bütün okurlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım. FİKRET GÜRSOY TRAFİK VE ÇEVRE BİLGİSİ ÖĞRETMENİ

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Selda Yeğin Karakaş
    Selda Yeğin Karakaş

    tebrik ederim gerçekten çok güzel olmuş.

    Cevap Yaz
  • Fikret Zikret Gürsoy
    Fikret Zikret Gürsoy

    çok anlamlı okullarda okutulmalı.temel ilkokullarda atılmlaı derim


    YÜKSEL AKCUM

    Cevap Yaz
  • Mediha Balta
    Mediha Balta

    bence bu şiir heryere asılmalı...kutlarımm..

    Cevap Yaz
  • Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu
    Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu

    YÜREĞİNİZE SAĞLIK DERS ALINACAK OLAN BU GÜZEL ŞİİRİNİZİ BEĞENİYLE OKUDUM KUTLARIM SİZİ GÖNLÜNÜZ ŞEN İLHAMINIZ BOL OLSUN SAYGI VE SEVGİLERİMLE +10 PUAN



    Cevap Yaz
  • Hülya Büyüköner Cansıla
    Hülya Büyüköner Cansıla

    Değerli Üstadım..yine çok güzel yine ders verir gibi bir şiir..yüreğinize sağlık..Selam dua ile..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (17)

Fikret Gürsoy