TRABZON ŞİİRLERİ

TRABZON ŞİİRLERİ

Metin Kaya İlhan

Hüzzam makamında bir hüzün şarkısı çalar
Gözpınarlarımda belirir damlalar; yavaş yavaş
Bulutlar kıskanır bazen, yüreğimdeki seni
Mutluluklar misafirmiş yüreğimde, neyleyim? ...

Çiçeklerde, sabahın çiy taneleri parıldar
Kıpkırmızı kan kokar bazen, beyaz papatyalarım
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Rıhtımın en ucundayım
Karanlıkların kucağına bıraktım benliğimi
Ilık bir rüzgar tarıyor tenimi ince ince
Martılar yok gökyüzünde cıvıltıları eksik
Denizin maviliği kararmış
Döndüm ve bu koca şehre bakıyorum
Trabzon’uma…
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Sevgi…
Eğer; uçmaya zorlamayacaksa kırık kanatlı kuşu
Kof bir sözcüktür benim için…
Gözbebeklerinde hayat oluşturamayacaksa bakışlar
Boşa gidecekse sevgi zannedilen yürekteki akışlar
Susun o zaman lütfen..
Susun ki; sevgi ağlamasın…
..

Devamını Oku
Ömer Ziya Soyyiğit

Sizin olmadığınız bir dünya
Bir Trabzon bir Araklı
Bir Goga, Yeşilköy olmuş neye yarar
Siz olmadıktan sonra çay bahçeleri
Fındıklar, çayır, çimen, ormanlar
Gukku bağırmış neme gerek
Kuşlar cıvıldaşıyor, kelebekler uçuyor
..

Devamını Oku
Gürkal Gençay

(demokratikleşmede açılım ve barış sürecini inatla çıkmaza sürükleyenler; / çıkmaz sokakları yalnızca çocuklar severler! ..)


Yaklaşık iki sene önce bir ayağı Trabzon, diğer ayağı Sochi limanları olan bir yolcu gemisi içinde yolcu ve mürettebatıyla birlikte kaçırılmıştı.
Gemiyi kaçıran eylemciler, Rusya'nın Çeçenlere uyguladığı politikalara, baskı ve zulümlere binaen bu eylemi gerçekleştirdiklerini söylüyorlardı. Bellerinde bomba, ellerinde kalaşnikof tüfeklerle, her fırsatta 'allah-û ekber' nidaları atan bu kişiler aşırı milliyetçilerdi.
Bugüne kadar geçen süreçte buna benzer vakalar çeşitli versiyonları ile defalarca yaşandı.
Son iki yıl içinde kaçırılan uçakların failleri de aynı cenahtan ve aynı dünya görüşündeki kişilerdi.
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Ağlama;
Ağlama bir bulut gibi rüzgarların önünde...
Bir yağmur tanesinde bin heyacan adına...
Yürekten volkan çıkartma, gözpınarların kurumasın
Ağlama; gözyaşlarında yüreğim kavrulmasın...
Eeey sen; vatan uğruna şehit doğurmuş ana
Sen, gözbebeğin gibi büyütüp vatana kurban veren baba
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Bir nefes…
Sıcak bir nefes uğruna düşlerimi yaktığım
Umarsızca; saatlere tekme attığım
Gözlerimin tam önünde kirpiklerime tek tek taktığım;
Tek damlasında binlerce hayal yaşattığım
Sevdam…Nefesim…
Gözlerimde yaşımsın…
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

bir resim yapsam beyaz tuval üstüne
konusu sen olsan
boyalar mutlu olur, kaybolurlar gözlerinin içinde
renkler uçup gider sonsuzluğa
görünmez olur resmin
bir resim yapsam beyaz tuval üstüne
konusu sen olsan
..

Devamını Oku
Şeref Öztürk Usta

Çalıştığım iş yeri fabrika kuran büyük bir kazan fabrikasıydı. 50’li yıllarda haliçte kurulmuş ülkenin her tarafına buhar kazanları ile birlikte tesiste kuruyordu. İnşaattan makineye kadar komple fabrika kuruyordu. Yani fabrika yapan, fabrika hüviyetinde bir iş yeriydi.
Bende bu iş yerinde başarılı bir elektrik ustası ve kazanların işletmesini üstlenen brülör’den ve katı yakıt sistemlerini iyi bilen biriydim. Bu nedenle fabrika bacası tüten her ilde bulundum. Yolum İzmir’e düştüğünde henüz yapılacak kazan dairesinde benim yapabileceğim bir iş yoktu. Arkadaşlarım kazan montajını bitirinceye kadar Alsancak stadında Altay’ın bir İstanbul takımı ile maçı vardı. İzlemek üzere gittiğim müsabakada aklıma Metin Oktay’ların Mustafa Denizli gibi daha bir çok ünlü futbolcunun buralarda yetiştiği geldi aklıma, müsabaka saha da bitmişti. Ama en ufak arsa boşluğu bulan çocukların maçları hiç bitmiyordu. İstanbul’a döner dönmez, bu işe el atmalıydım. Bir Metin Oktay’da sen bulmalısın Usta deyip kolları sıvadım. İyi kazanıyorum maaştan başka yol harçları ve fazla mesai aldığım gibi işletmeye aldığım firmaların sahipleri tarafından ödüllendiriliyordum İnsanlar kazançlarını da iyi şeyler için kullanmalıydı. Çevrelerine faydalı olmalıydı. Maça ara veren çocukların daha terleri soğumadan sigara yaktıklarını gördüğümde kafamdaki Metin Oktay bulma fikrimin yerine bu çocuklardan bir kaçını sigaradan uzak tutabilsem asıl o zaman daha iyi bir iş yapmış olacağıma inanmaya başladım. Çalıştığım fabrikanın da spor şubesi başkanı idim. Fabrikanın servis otobüsü ile antrenmana gidiyorduk. Belgrad ormanlarına.Döner dönmez önce fabrika takımı ile girilen bir turnuvada grup şampiyonu olduk. İşi biraz ciddiye alınca hedefin tutturulacağını öğrenmiş olduk. Hepimize basın geniş yer vermişti. Şampiyonluğumuzun bundan yararlanmamızın tam sırasıydı, ünlü bir gazetemizin spor yazarı arkadaşımla yaptığım röportaj da gençlere hatta en miniklere kadar eğileceğimi, bir turnuva hazırladığımızı, kayıtlara başladığımızı duyurmuştu. Yalnız kendi muhitimizden değil, Haliç’in tümünü kapsayan bir kayıt kampanyası başlatmıştık. Çocuklarda bu işe o kadar susamışlar ki formalarla oynanacak bir müsabaka onlar için rüya gibi bir şeydi.
Kayıtlar bizim boyutumuzu çoktan aşmıştı. Yalnız kendi takımıma yazılan çocuk sayısı ilk hafta seksen kişiyi geçmişti. Muhit kahvelerini dolaşarak, esnafları ziyaret ederek çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutacak böyle bir oluşuma katkı vermelerini istedim. İki takım forma siparişi verilmişti. Çocukların bedenine uygun olarak Belediye başkanımızda indirimli olarak hafta içi stadı bize verilmesi için yardımcı oluyordu. Çok ciddi hazırlıklarla üç hafta sonunda 11 -15 yaş arası150’den fazla çocuk müracaat etmişti. Seçenekler bir an önce yapılmalı idi. İki kategoride ayrıldılar. 11-13 ve 13-15 yaşları olarak minik ve yıldızlar a ayırıp juniör’ler turnuvası seçmelerine başladık. Harika çocuklar vardı. Aralarında bizim dışımızda 7 takım daha turnuvaya katılacağını bildirdi. 10 takımın katılacağı 4 takımın ödülü alacağı bir turnuvaya kurallarını belirlemeye başlamıştık. Biz iki takımla katılma kararı aldık. Bir takım daha turnuvaya katılmak istiyordu 10. Ekip eleman sıkıntısı çekiyordu. Onlarda seçmelerde umut vaat eden 6 arkadaş önerdik. Bu hem daha fazla kişinin katılımını sağlıyordu. Hem de çocukların müsabaka içinde gözlem şansı olacaktı. Bütün bu çalışmaların ilk hedefi yeni Metin Oktay’lar bulmaktı. Ama o sigara içen taze ciğerleri gördüğüm andan itibaren bütün kavgam onların kötü alışkanlıklardan kurtulması yönüne doğru kaydırıldı. Madde 1; Sigara içtiği görülen veya kanıtlanan her sporcu turnuvadan ihraç edilir.
Bütün takımların almak istediği çok kabiliyetli, çok golcü santraforu takımdan turnuvanın başlamasına 3 gün kala kadro dışı bırakmıştık.
Turnuva tertip komitesi başkanı olarak turnuvaya has lisanslar hazırlanmış belli sayılarda takımlara dağıtmıştık. 20’er adet verilen son listelerde değişikli turnuva sonunda yapılmayacaktı. Biz turnuva başlamadan en iyi oyuncumuzu kaybetmiştik. bilinçli olarak hem bütün çocuklara göz dağı vermek, hem de diğer takımların en korktuğu sporcuyu bile gözden çıkarabileceğimizi, en az 200 kişiye kanıtlamıştık. Onları da sevindirmişti. bu karar aralarında yeminler ederek bir daha içmeyeceklerini, bu turnuvada mutlaka oynamak istediklerini söylüyorlardı. İhbar edilmekten korkuyorlardı. Malzeme torbalarının altından çıkan izmaritler görülmemeye başlamıştı. İlk hedefimizi şimdilik 12’den vurmuştuk.
Turnuvanın gol kralı, centilmeni ve yardım severini ayrıca ödüllendireceğimizi 1.2.3’ye kupa diye açıklamıştık. Bu turnuvanın asıl amacının İstanbul karmasına girecek sporcuları seçmek olduğunu gazeteci arkadaşlarımızın yazması turnuvaya olan heyecanı turnuva başlamadan yükseltmişti. Turnuvaya basın kadar köklü kulüplerde ilgi göstermeye başlamıştı. Basının ilgisi sayesinde Sanlı hoca(Sarıalioğlu) , Serpil H. Tüzün, Zekeriya,A.İhsan zaman,zaman gelip müsabakaları izlemeye başladı. Ben Fenerbahçeli idim. Metin Oktay GS’li Sanlı Hoca, Beşiktaşlı bütün olanlar Türk futbolunun üst yapısı, alt yapısına geleceğine bakıyordu. Bu potansiyelin var olduğunu gördüler. Ve federasyona taşıdılar. Birinci hedefe varılmıştı. Çocuklarımız Haliç Çukurundan çıkıp o zamanki adı Dolma Bahçe stadında top oynamaya gidecektiler. Bu olay basamakları koşarak aşmaktı. İzinle futbolu oynamak isteyen çocuklar ilk defa bir bayan hakemle final oynayacaklardı. Haliç çukurundan turnuva sonrası yapılan seçmelere neredeyse 7 takımdan oyuncu seçilmişti. Alibeyköy’ün omurgası oluşmuştu yapılan takım, turnuvadan çok 200 den fazla çocuk için yapılmıştı ve seçilme telaşına girmişlerdi. Burada en çok zorlanan seçiciler arasında çocukların babaları, ağabeyleri eski futbolculardı. Turnuva bitmiş, bir şölen gibi geçmişti. Müsabakalar ve her maç çocuklar için askerlik anıları kadar uzundu. Ama bizim yolumuz daha uzundu ve henüz İstanbul şampiyonası başlayacaktı. Biz Haliç’i organize ederken Anadolu yakasında, Bakırköy’de Kadırga’da Beşiktaş’ta, Tophane’de ve Galatasaray’da turnuvada öne çıkma yarışı başlamıştı. Bizim çabalarımız doğru algılanmış İstanbul karmasının oluşması için yapılacak seçmeler yaklaşık 15-20 bin çocuk arasından, en fazla 36 kişiye geleceğin kapılarını açabilirdi. Bunlardan kaç kişi ayaklarının üstünde kalabilirdi, onu zaman gösterecekti. Çocuk psikolojisi gerçekten dünyanın en zor işidir. İlkokul öğretmenlerini daha iyi anlamaya başlıyorsunuz, ve onları kırmamak adına bir yerinizi kırmaya razı oluyorsunuz.
Hazırlık çalışmalarımızı bize destek veren ve umutlanan BJK alt yapısının fedakar hocaları, bugünün Türk Futbolunun ve gençler liginin gerçek sahipleri Sanlı Sarıalioğlu, Serpil H. Tüzün ve GS’li Salih Bulgurlu hocaları saygı ile anmak gerekiyor. İsimsiz kahramanlarda vardı bu işin içinde. Çapalı Muzaffer Garabet, Bayram, Zabıta Naci, Adnan Dinçer, İstanbul sporlu Hasan Hoca ve Ayhan Yarkın, Birol Hoca gibi aradan 28- 30 yıl sonra Türk futbolu için çok büyük başarılar elde etmiş isimsiz kahramanlar vardı. Bugün Çırağan sarayının olduğu semtte BJK’nin şeref stadı vardı. Karşılıklı hazırlık çalışmaları yaptık BJK ile.
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Yalnızlığım...
Saliselere can verirken zamanımı köreltiyor...
Ellerimden akıp giden kum taneleri ağlıyor
Ufkumda kırmızıya bürünen güneşe eşlik ederken...
Dalgaların uçlarına motif gibi yapışan köpükler
Çakıl taşlarının arasında kaybolurken; bana gülüyorlar
Martılar havada asılı kalmış beni izliyorlar
..

Devamını Oku
Ülkücü Genç Merve

Ülkücü Bir Gencin Hisleri
Bir bozkurtlar bilir
Birde hilal ayın 3 halesi
Derdini anlatamazsa sessiz kalır nefesi
Çehresinde gülen
Hiç solmayan güneşi
Bir ümit var içinde
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Mezar taşım olacak
Birgün elbette;
Doğum Tarihi:30.08.1962
Ölüm Tarihi:......
Ölüm tarihim de yazacak birgün...
Hani? ...
Üçüncü gün nerede?
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Yollara düştü düşüm…
Düşümde sen olunca;
Ağır aksak bir şimendifer gibi geçer oldu zamanım
Kör karanlıklarda ölü gibi yanan mumlara döndü
Uzun bir tünelin görünmez ucundaki ışık gibi
Kahpe kuyuların dibindeki güneş oldu zamanım…
Yollara düştü düşüm…
..

Devamını Oku
Hasan Gölgelice

Kıbrıs gitti sırada Marmara bölgesi var,
Ne de olsa üstünde Bizans'ın gölgesi var!

Önce bir Kürdistan'ı tesis etsinler hele;
Ardından doğuyu da alacaklardır ele;

Sorun bir MHP'ye neden çekiliyorsun?
..

Devamını Oku
Recep Hayal

çınardın yıkılmazdın
yiğitdin bıkılmazdın
namert den sakınmazdın
sözünü özünü idris reis

çile çektin hiç yılmadın
şehit verdin hiç durmadın
..

Devamını Oku
Sait Sezgin

Hakka eyledim ben iman
Kitabimiz yüce Kur-An
Ask yaktida etti puryan
Hakk aski ile yan sen gönül

Gelis Hakktan gidis Hakka
Hakki zikreyle mutlaka
..

Devamını Oku
Sait Sezgin

Trabzon beldeleri hepsi birer inci
Belderin icinde uzungöldür birinci
Uzungöl insalari kültürlü ve efendi
Trabzonun incisi uzungölün beldesi

Mahallem hocali uzungöl beldem
Trabzon ilimdir caykarada ilcem
..

Devamını Oku
Zennehar Yılmaz

Tren gelir katarım Ne bulursam satarum Sevdali yürekleri Yüreğime atarım Trenlerin dumanı Görünmeyi buradan Ayrılan gönül gülmez İyi olmaz yaradan Eşine sor dostuna Bak sana ne diyecek Sevdalım defterinden Adım mı silinecek Tren samsuna kadar Gelemez Trabzon,a Alamazsam yarimi Ruhum girer buhrana Vay başuma gelenler Hiç dinmeyi ki yaşum Denize dere oldum Ağardı saçım başım Eşine sor dostuna Bak sana ne diyecek Sevdalım defterinden Adım mı silinecek Tren gelir sesin,lan Ben gelir um dert ilan Yanar küle dönerim Pazarlık Azrail, lan
..

Devamını Oku
Metin Kaya İlhan

Dün gece..
Rüya gördüm...
Kumsalın üzerinde uzanmış resmine bakıyordum
Akşam güneşi batıyordu rüyamda
Gökyüzünde martılar canhıraş feryatlarda
Taa uzaklarda üç-beş yunus balığı sevişiyordu sanki
Denizatları dörtnala yarış yapıyordu çarşaf gibi denizde
..

Devamını Oku
Ramazan Kocapinar

Takalar...Tayfalar beslerim ben yıllardır, barınır bağrımda,
Birde balıklar, hamsi palamut, istavrit mezgit, vede çupra,
Süs nakışım, gerdanlıklarım var benim, hemde sırma sırma,
Akçakoca alaplı ereğli, benim ereğlim, dokunmayın kuzuma...

Kimi hırçın...Kimi suskun...Kimi sessiz...
Benim adım...Benim adım...Karadeniz..!
..

Devamını Oku