Yakalayamadığım gölgeleri kovalarken.
Neler düşünüyordum acaba?
O çocuksu halimle ayağım takılıp düşerken
Yaralanan sadece ellerim ya da dizlerimmiydi?
Günlerin nasıl akıp gittiğini düşünüyormuydum acaba?
Bir gün sorgulayacakmıydım bu günlerimi?
Ayağım da eski trabzon lastikleri
..
Telefonda beni çok sevdiğini söylemiştin.
Bende seni çok ama pek çok seviyorum.
Gündüz hayalimde...
Gece düşümdesin...
Bu gece rüyada hep seni gördüm sevgilim!
Kolların açık bana doğru geliyordun.
Bazen yaklaşıyordun...
..
savaş
büyüklerin kocaman savaş oyuncakları
uykularını kaçırıyor çocukların
ve kör gibi
fırlıyorlar yataktan
..
arkasında ağır yükü
etki etmiyor
ne beline
ne de gücüne
ağır ağır yürüyor
dağdan dağa
bakmıyor önünden
..
mindanina deresi
agaisın inçeçug
nasi severdım seni
olmasaydın gençeçug
daradın saşlaruu
daradın da ermedın
..
Trabzon Metropoliti
Hrisantos Efendiye
Novrosiski'de oturulunmakta olunulan
Mösyö Panayot Cayridis
Aracılınığıyla saygı değeriliner
Zatınıza 7900
Ruble gönderilindim.
..
melek yüzlüm
gülen gözlüm
melek yüzüne
gülen gözlerine kurban olduğum
yüreğimin her yerindesin
haberin var mı.
..
İmece
Kara bulutlarla dolu gözlerim ve gökyüzü
kulaklarımda sesinden kırıntılar
üşüyen iki ağacın yanıbaşında
geçen temmuz akşamlarını düşündüm önce
sımsıcak sohbetlerin ısıtırken içimi
..
' Karadeniz kökenli arkadaşım Yalçın Us,
Bilmem ki bir daha, o yoldan geçer miyiz? '
...
Otuzbeş yıl öncesi, senelerden yetmiş dört,
Trabzon ' dan Erzincan, altımızda küheylân,
..
Güz sürgünü
kaya çatlaklarından güne uzanan tohumlar
yeşertir benliğinde direngenliği
kaynağında kurumak üzere olsa bile
her damlası bengisu
bir su yürür umut yüklü bedene
..
Bir memleket,
Memleketin tam anlamında.
Bir memleket,
Gönüllerin tam ortasında.
Yüreklerin harman olduğu,
Gönüllerin yoğun olduğu,
..
“Yandın o zaman! ALLAH başka dert vermesin! ”
On altı mayıs’tı, güzel bir gündü
Yanlış bir anonsla, kandı o takım
Eşekten düşen bir, karpuza döndü
Kendini şampiyon, sandı o takım
..
1/:
Bizim mahallenin manavı Avni
Kendi yemez nedense
Satar bizlere ilk bahar domatesini.
2/:
Bizim mahallenin manavı Avni
Kasa kasa patlıcan taşır dükkana
..
ŞEHRİN IŞIKLARI SUSAR
Beyaz karanlıklar çökerken üstüne şehrin
Tarihin gözyaşları dökülür bir yandan
Bir yandan boğulur gibidir yaşlı surları
Kuşbakışı seyrediyor sayıları hızla artan
Ve kendisine yaslanan,yorgun gecekonduları
..
gezeriz van bitlis trabzon rize
bu sevda aklımız baştan edeli
rastlamak zor olur bizden bir ize
misliyle öderiz aşkın bedeli
doğar doğmaz büyür bilmeziz beşik
bize sofra olur kapının eşik
..
sevgisizlik
kırarlar birbirlerini boşuna yere insanlar
kırarlar camlar gibi
tekrar eski haline döner mi
yerlere dökülen camlar
..
KUYU
geceye yıldızlar doğar
karanlığı bölen orta yerinden
ve ikiye katlayan
eskisinden
daha güçlü daha baştan
..
İNADINA ANLAMAMAK
inadına anlamamak insanları
Güneş’in doğuşunu
parıltısını gece yarısı yıldızların
inadına anlamamak
çeşmelere sıkıştırılan suyun direngenliğini
..
Sevgi
Sevgi,ilkyazın cemre çiçeği
Sevgi,gecenin tükendiği an
Sevgi,suskun yüreğin bir gün söyleyeceği
Sevgi,delikanlı yürekte büyür her zaman
..
Çalıştığım iş yeri fabrika kuran büyük bir kazan fabrikasıydı. 50’li yıllarda haliçte kurulmuş ülkenin her tarafına buhar kazanları ile birlikte tesiste kuruyordu. İnşaattan makineye kadar komple fabrika kuruyordu. Yani fabrika yapan, fabrika hüviyetinde bir iş yeriydi.
Bende bu iş yerinde başarılı bir elektrik ustası ve kazanların işletmesini üstlenen brülör’den ve katı yakıt sistemlerini iyi bilen biriydim. Bu nedenle fabrika bacası tüten her ilde bulundum. Yolum İzmir’e düştüğünde henüz yapılacak kazan dairesinde benim yapabileceğim bir iş yoktu. Arkadaşlarım kazan montajını bitirinceye kadar Alsancak stadında Altay’ın bir İstanbul takımı ile maçı vardı. İzlemek üzere gittiğim müsabakada aklıma Metin Oktay’ların Mustafa Denizli gibi daha bir çok ünlü futbolcunun buralarda yetiştiği geldi aklıma, müsabaka saha da bitmişti. Ama en ufak arsa boşluğu bulan çocukların maçları hiç bitmiyordu. İstanbul’a döner dönmez, bu işe el atmalıydım. Bir Metin Oktay’da sen bulmalısın Usta deyip kolları sıvadım. İyi kazanıyorum maaştan başka yol harçları ve fazla mesai aldığım gibi işletmeye aldığım firmaların sahipleri tarafından ödüllendiriliyordum İnsanlar kazançlarını da iyi şeyler için kullanmalıydı. Çevrelerine faydalı olmalıydı. Maça ara veren çocukların daha terleri soğumadan sigara yaktıklarını gördüğümde kafamdaki Metin Oktay bulma fikrimin yerine bu çocuklardan bir kaçını sigaradan uzak tutabilsem asıl o zaman daha iyi bir iş yapmış olacağıma inanmaya başladım. Çalıştığım fabrikanın da spor şubesi başkanı idim. Fabrikanın servis otobüsü ile antrenmana gidiyorduk. Belgrad ormanlarına.Döner dönmez önce fabrika takımı ile girilen bir turnuvada grup şampiyonu olduk. İşi biraz ciddiye alınca hedefin tutturulacağını öğrenmiş olduk. Hepimize basın geniş yer vermişti. Şampiyonluğumuzun bundan yararlanmamızın tam sırasıydı, ünlü bir gazetemizin spor yazarı arkadaşımla yaptığım röportaj da gençlere hatta en miniklere kadar eğileceğimi, bir turnuva hazırladığımızı, kayıtlara başladığımızı duyurmuştu. Yalnız kendi muhitimizden değil, Haliç’in tümünü kapsayan bir kayıt kampanyası başlatmıştık. Çocuklarda bu işe o kadar susamışlar ki formalarla oynanacak bir müsabaka onlar için rüya gibi bir şeydi.
Kayıtlar bizim boyutumuzu çoktan aşmıştı. Yalnız kendi takımıma yazılan çocuk sayısı ilk hafta seksen kişiyi geçmişti. Muhit kahvelerini dolaşarak, esnafları ziyaret ederek çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutacak böyle bir oluşuma katkı vermelerini istedim. İki takım forma siparişi verilmişti. Çocukların bedenine uygun olarak Belediye başkanımızda indirimli olarak hafta içi stadı bize verilmesi için yardımcı oluyordu. Çok ciddi hazırlıklarla üç hafta sonunda 11 -15 yaş arası150’den fazla çocuk müracaat etmişti. Seçenekler bir an önce yapılmalı idi. İki kategoride ayrıldılar. 11-13 ve 13-15 yaşları olarak minik ve yıldızlar a ayırıp juniör’ler turnuvası seçmelerine başladık. Harika çocuklar vardı. Aralarında bizim dışımızda 7 takım daha turnuvaya katılacağını bildirdi. 10 takımın katılacağı 4 takımın ödülü alacağı bir turnuvaya kurallarını belirlemeye başlamıştık. Biz iki takımla katılma kararı aldık. Bir takım daha turnuvaya katılmak istiyordu 10. Ekip eleman sıkıntısı çekiyordu. Onlarda seçmelerde umut vaat eden 6 arkadaş önerdik. Bu hem daha fazla kişinin katılımını sağlıyordu. Hem de çocukların müsabaka içinde gözlem şansı olacaktı. Bütün bu çalışmaların ilk hedefi yeni Metin Oktay’lar bulmaktı. Ama o sigara içen taze ciğerleri gördüğüm andan itibaren bütün kavgam onların kötü alışkanlıklardan kurtulması yönüne doğru kaydırıldı. Madde 1; Sigara içtiği görülen veya kanıtlanan her sporcu turnuvadan ihraç edilir.
Bütün takımların almak istediği çok kabiliyetli, çok golcü santraforu takımdan turnuvanın başlamasına 3 gün kala kadro dışı bırakmıştık.
Turnuva tertip komitesi başkanı olarak turnuvaya has lisanslar hazırlanmış belli sayılarda takımlara dağıtmıştık. 20’er adet verilen son listelerde değişikli turnuva sonunda yapılmayacaktı. Biz turnuva başlamadan en iyi oyuncumuzu kaybetmiştik. bilinçli olarak hem bütün çocuklara göz dağı vermek, hem de diğer takımların en korktuğu sporcuyu bile gözden çıkarabileceğimizi, en az 200 kişiye kanıtlamıştık. Onları da sevindirmişti. bu karar aralarında yeminler ederek bir daha içmeyeceklerini, bu turnuvada mutlaka oynamak istediklerini söylüyorlardı. İhbar edilmekten korkuyorlardı. Malzeme torbalarının altından çıkan izmaritler görülmemeye başlamıştı. İlk hedefimizi şimdilik 12’den vurmuştuk.
Turnuvanın gol kralı, centilmeni ve yardım severini ayrıca ödüllendireceğimizi 1.2.3’ye kupa diye açıklamıştık. Bu turnuvanın asıl amacının İstanbul karmasına girecek sporcuları seçmek olduğunu gazeteci arkadaşlarımızın yazması turnuvaya olan heyecanı turnuva başlamadan yükseltmişti. Turnuvaya basın kadar köklü kulüplerde ilgi göstermeye başlamıştı. Basının ilgisi sayesinde Sanlı hoca(Sarıalioğlu) , Serpil H. Tüzün, Zekeriya,A.İhsan zaman,zaman gelip müsabakaları izlemeye başladı. Ben Fenerbahçeli idim. Metin Oktay GS’li Sanlı Hoca, Beşiktaşlı bütün olanlar Türk futbolunun üst yapısı, alt yapısına geleceğine bakıyordu. Bu potansiyelin var olduğunu gördüler. Ve federasyona taşıdılar. Birinci hedefe varılmıştı. Çocuklarımız Haliç Çukurundan çıkıp o zamanki adı Dolma Bahçe stadında top oynamaya gidecektiler. Bu olay basamakları koşarak aşmaktı. İzinle futbolu oynamak isteyen çocuklar ilk defa bir bayan hakemle final oynayacaklardı. Haliç çukurundan turnuva sonrası yapılan seçmelere neredeyse 7 takımdan oyuncu seçilmişti. Alibeyköy’ün omurgası oluşmuştu yapılan takım, turnuvadan çok 200 den fazla çocuk için yapılmıştı ve seçilme telaşına girmişlerdi. Burada en çok zorlanan seçiciler arasında çocukların babaları, ağabeyleri eski futbolculardı. Turnuva bitmiş, bir şölen gibi geçmişti. Müsabakalar ve her maç çocuklar için askerlik anıları kadar uzundu. Ama bizim yolumuz daha uzundu ve henüz İstanbul şampiyonası başlayacaktı. Biz Haliç’i organize ederken Anadolu yakasında, Bakırköy’de Kadırga’da Beşiktaş’ta, Tophane’de ve Galatasaray’da turnuvada öne çıkma yarışı başlamıştı. Bizim çabalarımız doğru algılanmış İstanbul karmasının oluşması için yapılacak seçmeler yaklaşık 15-20 bin çocuk arasından, en fazla 36 kişiye geleceğin kapılarını açabilirdi. Bunlardan kaç kişi ayaklarının üstünde kalabilirdi, onu zaman gösterecekti. Çocuk psikolojisi gerçekten dünyanın en zor işidir. İlkokul öğretmenlerini daha iyi anlamaya başlıyorsunuz, ve onları kırmamak adına bir yerinizi kırmaya razı oluyorsunuz.
Hazırlık çalışmalarımızı bize destek veren ve umutlanan BJK alt yapısının fedakar hocaları, bugünün Türk Futbolunun ve gençler liginin gerçek sahipleri Sanlı Sarıalioğlu, Serpil H. Tüzün ve GS’li Salih Bulgurlu hocaları saygı ile anmak gerekiyor. İsimsiz kahramanlarda vardı bu işin içinde. Çapalı Muzaffer Garabet, Bayram, Zabıta Naci, Adnan Dinçer, İstanbul sporlu Hasan Hoca ve Ayhan Yarkın, Birol Hoca gibi aradan 28- 30 yıl sonra Türk futbolu için çok büyük başarılar elde etmiş isimsiz kahramanlar vardı. Bugün Çırağan sarayının olduğu semtte BJK’nin şeref stadı vardı. Karşılıklı hazırlık çalışmaları yaptık BJK ile.
..