Aksak bir yankı var
Birbiri ardına yamalanmış, sözler.
Nakaratı bitince sevgimizin
Tüm şarkılar dursun
Senin için.
(20.03.2004/ Trabzon
..
Sana olan sevgim,
Bilindik bir şarkının
Notalarında gizli.
Kimi zaman mühürlenmiş,
Bir mektup zarfına
Sığdırmayı biliyorum aşkı,
Ama ben taşıyamıyorum ağırlığını.
(26.05.2004/Trabzon)
..
Tanımıyordum ben bu kederleri,
Yabancıydı göz yaşları,
Güneş uyanırdı içimde,
Martılar süzülürdü yüreğimde,
Yıldızlar daha parlaktı,
Şimdiyse solgun ışıklar kaldı
Çocukluğumdan geriye..
(12.03.2005/ Trabzon)
..
Yıldızlar mı! ...
Gözlerinden parlayıp akan,
Yanaklarına.
Bensiz,
Karlar düşmüş
O güzel saçlarına
(05.05.2005/Trabzon)
..
Nur düşse şu garip yüreğe
Çırpınmayı bırakıp gitse ölüme
Solsa tüm çiçekler birden bire
Tüm yaşamları solduruyorum yine
Elimi neye atsam kurutuyorum
Kendimi sulara vuruyorum
Temizlese de ruhumu
İçimde ki çığlık sussa diyorum.
(27.06.2004/Trabzon)
..
Anlamını bilsen de yaşamadan
Birşey ifade etmez ya
Bazı kelimeler
İşte sevda budur.
Olmazın olmadığı
Günlerin kavurduğu
Özlemin doğurduğu
Bir ateştir sevda
..
Sen gelince aklıma
Uçuşuyor kelebekler odamda
SEN seviyorum dersen bana
Benim olur bu koca dünya
Bir gel desen yüreğimin kıyısına
Bir an beklemem gelirim yanına
SENİ seviyorum dersem inanırmısın
Beni sar desem sararmısın
Üşüyorum desem, sensiz diyarlarda
Beni kollarına alırmısın.
..
Bu kadar yalanı,
kaldıramaz bu bünye.
Heleki yalan olan sevgiyse,
Kalbim bir emre aldandı,
Ama oda yalandı.
Sev dedi,
Sevdim yargılamadan
Kollarım hep onu aramış,
Bulur bulmaz kaybetmek,
Bana revaymış! ....
..
Ben bir gece vakti ölmek istiyorum.
Ölüm kadar karanlık bir gecede ölmek,
Çok soğuk olsun istiyorum gece,
Ürpersin içim,
Senin gittiğin gün ürperdiği gibi,
O gün, evet o gün ölmüştüm ben belki de,
Acımı çıkarıp alayım derken,
Ruhumu teslim etmişim ellerine bilmeden.
(03.03.2003/Trabzon)
..
Senden evvel dört mevsim vardı
Sonra sen çıktın karşıma
Yaz eritti karlarımı
Yeşertti ağaçlarımı
Aştı baharlarımı
Üç mevsim kıskandı,
Bir tek yaz kaldı.
Leylakların kokusu sardı
Sevgisizlik mazide kaldı
..
'Seni Seviyorum! '
Nasıl bir kelimedir ki bu,
İnsanı allak bullak eden bir anda,
Nasıl bir histir ki bu,
Beni bana unutturan,
Varlığımı, yokluğumu sen kılan bir anda
AH! ! ! !
O yüzünde ki, bağışlamasız hüzün
Bende istemezdim bırakıp gitmeyi,
Ben de isterdim ölümüne sürsün bu sevgi.....
..
Adı değişti,
Çile oldu zaman.
Ama hala devam ediyor,
Ritmini hiç bozmadan acıtmaya,
yaralı kalpleri.
Adı değişti,
hiçlik oldu, yokluğun.
Ama hala devam ediyor,
Yüreğimi dağlamaya,
..
Benden çok mu sevecek
O eller seni
Söyle yüreğinde ki çiçekler
Solmaz mı?
Güneşsiz buz tutar cennetin,
Kalbini yakmadıkça kalbim
Güneşi içsek ne fayda
Çiçekler solduktan sonra
(18.09.2004/ Trabzon)
..
Tükettiniz artık
Mavileri, yeşilleri
Akıttı artık son damlaları
Gözlerimiz
Bir avuç
Deniz mavisiydi
Bize miras kalan
Onu da aldınız elimizden
Hiç acımadan
..
Cenaze töreninde
Aşkımızın,
Son öpücüğü,
Rüzgar kondurdu
Dudaklarımıza
Sonkez dokundu
gözlerimiz birbirine
bir meltemdi
eşlik eden
ayrılığa
..
Gökyüzünü katlayıp
Koydum cebime
Bir tek senin yıldızın
Kaldı geriye
Doğadaki renkleri
Koydum cebime
Bir tek senin rengin
Kaldı geriye
..
Martılar özgürdür teninde,
Karagözlü denizim,
Gökyüzünün rengi vuruyor gözlerine,
Hırsını kayalardan alıyor dalgaların
Kim incitti seni, küskün yüzün
Yakamozlar değmesede tenine,
Gökyüzünde ki tüm renkler,
senin emrinde.
(09.01.2004/ Trabzon)
..
Yakamozlara sordum seni
Durgunluğun ışığında
Döndüm birtanem sana
Olmadı yapamadım.
Tanımsız yaşama
Bilinmeyen yalnızlığa
Tükenmiş birkaç satıra
Gözümdeki yaşlara
Yasak kurallara
Ebedi tüm şarkılara
..
Yas tutan nağmeler vardı önce
Sonra sözler eklendi,
Ağlamaklı nağmelere,
Hüzün makamıydı gece
Hilal vurdu pencereye,
Bir ezgi var kulağımda,
Sessizliğin,
Sensizliğin yankısı,
Ağlamıyorum aslında,
Sen bana bakma,
..
Sayfa aralarına sığmayan çocukluğum,
Kelimelerle anlatılamayan mutluluğum,
Duvaklı gelin gibi göçüp giden hayatım,
Ardından kalan acı-tatlı anılarım,
Büyüdüğümü sandığım yıllarım
Ben hep çocuk kalmışım,
Anamın kucağına muhtaçmışım,
Babamın yardımına sarılmışım,
Yürümeye yeni başlamışım,
Büyüdüğümü sandığım yıllarım,
..
Silik bir hayat senin ki,
Herkesten daha renksiz, daha isteksiz.
Yazıp çöpe attığın,
Ayrılık mektuplarından başka,
Yaşanmışlık yok hayatında, anlatılmaya değer.
Sıradan bir insanın hikayesinde bile,
yerini alamayacak kadar siliksin.
Hani belki güneş değse ellerine,
Ellerinden kalbine kadar olan yolu,
Kat etmek istese sıcaklığı,
..
Seninle paylaştığımız,
Bir nefes,
Bir yudum su.
Yanın da
Biraz sevdamız
Bizim hayatımız bu
Boğuluyorum sonsuz sayfalarda
Kalınmıyor ki,
Bu ayazda.
Yaşanmıyor ki,
..
Gözyaşları gibi tükeniyor zaman,
Yalancı yüzüyle gülümsüyor bazen,
Yaklaşıp gerçeği görene kadar,
Bir de bakmışsın ki,
Doğmamak üzere batmış güneş,
Artık hasretsindir güne,
Işınları yüreğini bir bıçak misali kesip bir kenara da atsa,
Yine filizlenir, çiçek açar diye beklemeye razısın.
Belki de sonun olacaktır bu bekleyiş
Amacı uğruna yitip,giden
..
İstanbul bomboş artık,
Bir ben varım sokaklarında bu şehrin,
Bir ben yalnızım,
Bir İstanbul.
Gidenlerin ardından yastayız
Kız kulesi sessiz,
Tekneler sahipsiz,
Bir ben, bir İstanbul kimsesiz.
..
Ay, gümişi ışığıyla aşkı çepeçevre sarıp,
Denize bıraktı ruhunu,
''Bilmezdim içimde bu kadar yıldız parladığın
Tenim sana değmeden''dedi kendi kendine.
Yakamoz dediler adına,
Ay, denize aşıktı.
Ay,eğildi denize,
Ama o kadar, öpemedi gerdanından
Ve öldü,
Gece öldü.
..
Gülen bir resim kaldı geriye,
Ne kahkahanı duyuyorum,
Ne de teninin sıcaklığını,
Buz gibi Ruhum,
Seni alıp götüren o dalga,
Aklımı, ruhumu, benliğimi de aldı götürdü sanki..
Nasıl bir acıdır bu Allahım..
Kim yakar bu ateşi içimde,
Okyanusları içsem, acır mı içi, dalgaların?
Geri verin oğlumu bana,
..
Bu son Güzüm,
Gitmeden evvel esen,
Son rüzgarım.
Neden bu kadar çok sevdirdin
Ve neden bu kadar çabuk
Vazgeçtin?
Bilemiyorum! ..
İçim üşüyor,
Dinlediğim şarkılar da,
Hüznün yüzü yakıyor kalbimi.
..
Nafile gece küsmüşken, sabaha
Güneşi istemek nafile,
Yaşamdan kopmuşken bir kere
Yaşamak istemek nafile
Söylediklerim yalnıştır aslında
Sakın aldanma bu yalanlara
Keyfini çıkart bu güzel dünyanın
Gözünden bir damla yaş akmasın
..
Kirpiklerime takıldın düşmüyorsun
Buzdan heykelsin
Birazcık gülmüyorsun.
Ne hale geldin,
Sen de bilmiyorsun
Böyle yaşanmaz
İnan yaşamıyorsun.
Aç gözlerini,
Acı veren kahrolsun
..
Demiştim ki sana,
Gidersen git.
Benden de selam söyle,
Yokluğunu bile fark etmem
Hayata tam gaz devam, ama şimdi;
Yürek suskun, hiç tepkisiz
Suyun içinde çözünür mü ruhum?
Başka dillere çevrilir mi hikayem?
Gönlüme dökülen nehir kurudu mu?
Damarlarımdan kan geçmez oldu.
..
Seni yazdım yüreğime,
Akıp giden gecelere,
Aşkın kavurdu içimi,
Nehir gözlü yarim benim.
Bir katre düştü toprağa,
Ağlamaklı bulutlardan,
Bana seni hatırlatan
Nehir gözlü yarim benim.
..
Bir şiir ağlıyor
İstanbul'da,
Önce sevdanın türküsü
Sonra göz yaşları
İstanbul'un.
Dökülüyor yüreğime
O uçsuz bucaksız derinliğe
Sonra bir gül açıyor bak,
İstanbul'da.
Göz yaşları içinde
..
Ne kadar yalan varsa
Can versin ellerinde
Benimle birlikte.
Yıldızlar sönecekse
Sönsün.
Gözlerin aydınlatır,
Zifiri karanlık geceleri
Aşk varsa eğer,
Yeşerecekse ruhumda
Çiçekleri sen ol
..
Saplıyorlar zehirli sözlerini,
Birliğimize, yeminimize,
Bilmiyorlar gücünü, kudretini Türklüğün,
Damarlarımızda hala asil kan mevcut inadına,
Zincirleri boğazımıza dolayan çılgına,
Diyorlar ki şeytanmış,
Bayrağımdaki ayla-yıldız,
Görüyorum ki aynaya çok bakmışşınız.
..
Telefonlar sustu
Şarkılar artık teselli vermiyor.
Yalnızlık vuruyor pencereme hergün
Geceler daha soğuk,
Daha siyah sensiz
Sana söylüyorum duyuyormusun? ....
Duyuyormusun desem de
Sesin yok,
Yüzün yok,
Kokun yok.,
..
Özge uzatacaktı gece kokulu saçlarını,
Annesi tarayacaktı gecenin kokusunu;
Kendi gül kokusuna bulayacaktı.
Doktor kanser dedi;
Geceyi topladılar güllerden,
Gül kokusu soldu...
Özge bilmiyordu acının bu kadar acı olduğunu,
Nerden bilsin daha umutlara boyanmış bir çocuktu o,
Ölemeyecek kadar,acı çekemeyecek kadar çocuktu; masumdu...
..
Sanki mil çektiler
Gönlümün gözlerine,
Görmez oldu başka renk,
Başka ten.
Halbuki ebruliydi düşlerim,
Sevgilerim.
Acı yoktu,
Sitem yoktu,
Yalanla bağdaştı adın,
Sevgin gibi.
..
Dokunur musun ruhuma
O sımsıcak ellerinle
Kapatır mısın yaralarımı
Küçük bir öpücükle
Gecelerime, gündüz ol gel
Korkutmasın karanlıklar..
Ateş olup yakıyor
Yüreğimi ellerin
Nefes olup doluyor içime
..
Kelepçelendi yüreğim,
Ağlıyorum.
Ağlıyorum, duyulmuyor çığlığım,
Akmıyor göz yaşlarım,
İçtiğim her yudum,
Yediğim her lokma
Eğer senden uzaktaysa,
Acı katıyor acıma...
Sokaklarda yürüyorum,
Nereye gittiğimi,
..
Buranın kuytu sokaklarında
Her adım yankılanırdı, duvarlarında.
Bir tokat misali sessizlik
Ağlatırdı, eski kaldırımları.
Bu kuytu sokakta yürüdüm yapayalnız
İlk cigara burada kesti nefesimi
Seni gördü burada seni
Güzel gözlerin, herkesin baktığı gibi baktı bana
Serseri dercesine....
..