Trabzon Şiiri - Nazır Çiftçi

TRABZON

Kuzeydoğu’muzda çok güzel bir İl,
Doğu’da Rize, Güney’de Erzurum.
Masklar, Tiborenler’i, Marlar’ı bil,
Onlar ki kuracaklardı Pontus-Rum!

Sinopluydu Miletoslu göçmenler
Trepezus Şehri’ne yerleşenler
Yaşadıkça dağlara egemenler,
Persler gelince değişmişti durum.

Yunanlı gelse de Büyük İskender
Başkenti Sinop’a doğru gidenler
Pontus-Rum, Romalıyla yerleşenler
Al yanaklı insan doldu Trabzon’um.

Özlemleri toplar güneş ışığı
Beyaz gömlek ile yeşil kuşağı
Hamsi gibi oynar her bir uşağı
Aşka divan kuran yolda Trabzon’um.

Gotlar, Şehri yakarak yağmaladı
Bizanslılar, merkez kenti sağladı,
Onarıldı, limanlandı, bağlandı
Dur duraklı insan yolu Trabzon’um.

Karadeniz’in hırçın dalgaları
Gönlüme taht kurdu şen dalgaları
Mavi mavi gerdanlık yakaları
Al yanaklı insan yüklü Trabzon’um.

Alâeddin Kekubat’ım kuşattı
Selçuklu egeme4nliğine kattı.
Bizanslıda Rumlarda şafak attı,
Moğollara yenildi, sus Trabzon’um!

Zümrüt gerdanın deniz kucağında
Her zaman cennetim doğa bağrında
Tabiatın güzeli deniz ağında
İki dünyalık Şehir, süs Trabzon’um.

Marco Polo, Trabzon’umu beğendi
Venedik, Ceneviz ticaretlendi
Türkmenlerin akınıyla elendi,
Timur ile yıkıldı, yas Trabzon’um!

Rize Dağları, Zigana dağları
Kayın, ladin, meşe örer ağları
Manganez yer altı maden bağları
Bitki örtüsü farklı has Trabzon’um.

On beş Ağustos bin dört yüz altmış bir
Fatih Sultan Mehmet, İlde olmuş pir
Yavuz Selim, sancak beyiydi tek bir
Sultan Süleyman’ım sende Trabzon’um.

Deniz derin, sevgi dolu gönülde
Umutlarım yeşeriyor üstünde
Sevgi okyanusu tatlı yüzünde
Gamsız dolaşırım gün de Trabzon’um.

Güzel peşinde tutuluyor güneş
Yüreğim soğur mu içimde ateş,
Diyetin çok ağır, dağların kardeş
Sevgi yağmuruna bindi Trabzon’um.

Usta, sanatkârıyla ünlü bir Kent
Ahşapta mahir, denizde levent
Sürmene bıçağı en büyük servet,
“ Hamsinime” gazel dendi Trabzon’um.

Deniz dalgaları dağlar üstünde
Kuşlar uçuşuyor İl görüntünde
Uzat ellerini sevgi göğsünde,
Şehirler içinde tuğdu Trabzon’um.

Yaylaları güzel, köyleri cennet
İnsanı sevecen, bilmez ihanet.
Geçmişi derin sevmeyene lanet,
Meydan Parkı gibi Gül’dü Trabzon’um

“ Çift sürüp ekin ekmeyen
Meydana sofra dökmeyen
Arı’nın kahrını çekmeyen,
Ne bilir balın kıymatın! “.

Doğru söylüyor, ceddini unutmaz
Hain ellerin, ellerini tutmaz
İncisi güzel, incisine katmaz;
Bulutlar başında döndü Trabzon’um.

Uzun göl’ün etrafı çayır çimen
Güzelliği dua, Eynes’i dümen
Yeşil dağlarını edemezsin men
Gönlümün tahtında gündü Trabzon’um.

Gülbahar Hatun Camisi, türbesi
Bir şah eserdir Trabzon kalesi
Sürmnela, Meryem Manastırı süsü
Ayasofya kilise gördü Trabzon’um.

Başta pullu pullu oyalı yazma
Beyaz bürümcüklü şalvar kuşakta
Renkli peştamal, renkli bindallımla
Gözlerin oynar, güldür Trabzon’um.

Erkekleri yakasız beyaz mintan
“ Kabalak “ denilen başlığı takan
Belde gümüş zincir, “zıvga” şalvardan
Yumuşak çizmeler yoldur Trabzon’um.

“ Sıksara” ürpertili hızlı oyun
Çalsın davul zurna, oyunu kurun
Kemençe, cura hareketli horon
Oynayın görün, hürdür Trabzon’um.

Buram buram kokan hamsi pişirir
Köprüler kurarak yolcu geçirir
Haz, sevinç içinde yiyip içirir
Çay kokan ellerde demdir Trabzon’um.

Karalâhana, tereyağı, peynir
Mısır, fasulye, çay çok büyük gelir
Ticaret merkezi Trabzon denir
İstanbul’dan sonra tektir Trabzon’um.

Şifalı suları, yayla turizmi
Krater gölleri, kalmış bir iz mi?
Yayla şenlikleri sevgi mi giz mi?
Deresi, doğası büklü Trabzon’um.

Gel, gör! Maçka’nın Mağura yaylası
Solma yaylası, Soğuksu yaylası
Hıdırnebi yaylası sürülür sefası
Erikbeli yaylası şenlik Trabzon’um.

Lahana sarması, bir de çorbası
Kaygana, kuymak, hamsi pilavlısı
Köftesi, pidesi, tatlı ballısı
Yemeğin ustası Şanlı Trabzon’um.

Keklik, huş tavuğu, dağda karaca
Şahin, dağ horozu, dalda atmaca
Doğan, ur kekliği oynar koşmaca
Avcı turizminde yoldur Trabzon’um.

Yirmi dört şubat bin dokuz yüz on sekiz
Mondros Antlaşması, Trabzon’da biziz.
Seviyiz, bir eliz, Cumhuriyetiz
Bin dokuz yüz yirmi üçten beri il’iz.

Bu toprak bu vatan sudur kaledir
Martı çığlıkları kurdur kuledir
Deniz kokuları vardır köledir
Sevdiğim Şehir, birlik Trabzon’um.

Güzide Şehir, varımız yoğumuz
Doğa harikası, gözü tokumuz
Nazır’ım her şeyle kültür dokumuz
Gözümde tüter dirlik Trabzon’um.

1916–1918 Rus işgalinden kurtuldu.
24 Şubat’ta kurtuluşu kutlandı
Bu şiiri 24 Şubat’a yetiştiremedim
Beni, bağışlayınız.
Ardahan, Edebiyat Fakültesi son sınıf öğrencimiz
Aysun Erdoğan’a ithaf ediyorum. Çünkü çok istemişti.
Sağlıklı yarınlar ve başarılar diliyorum. Nerede varsa Trabzonlu kardeşlerimize selam olsun. Saygılarımla. Nazır Çiftçi / 26 / 05 / 2014 Ankara