Günbatımını hiç izledin mi?
Güneş denizi usulca öperken,
Renkler birbirine girer umarsızca,
Ne sarıdan eser kalır ne maviden,
İçine dalınca pembeliğin,
Ortalık geçilmez tanecikli hayallerden,
Hatıraların çıkıverir ara ara,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sevgili Kardeşim, değerli antoloji.com üyesi sayın: Murat Aktaş,
Muhteşem bir şiir kaleme almışsınız. Hazırlanan video da çok güzel olmuş.Usta kalem hünerini göstermiş ve seçkin bir eseri okuyucularıyla buluşturmuş.
Emek verdiğiniz, gönül sesiniz şiirinizi beğenerek, duygulu ve usta kaleminize saygı duyarak okudum.
Nice şiirli ve en güzel günlerde görüşmek dileklerimle, sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Şiirinizi beğenerek, antolojime ekliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımı iletiYORUM.
Beğeni + Yorum + Antolojim.
Hayat'ı toz pembe görmek lazım zaman zaman,bakmakla olmuyor elbette görmek de gerekiyor,kutluyorum Sn:Aktaş nicelerine...
Yorumuyla, şiirdeki hasretlere,özlemlere dair konusunun anlatımıyla,okunması ve dinletisi oldukca zevkli güzel bir şiirdi.. Kalemine yüreğine sağlık Murat kardeşim.. Canı gönülden kutluyorum..
Selam ve saygılarımla..
Hayalleri sadece hayallerde yaşamak da toz pembe yapar yaşamı ., hele bir de gerçeklere kulağı-gözü kapatabilirsek...
Güzeldi Kaleminize., şiiri yorumlayan sesinize sağlık sayın Murat Aktaş..
DUYGU DERYASI DOLAŞMAK GÜZELDİ HOCAM.SELÂM, SEVGİ VE MUHABBET DUYGULARIMLA,
BU MUHTEŞEM ESERİNİZİ KUTLARIM.
İçeriği güzel bir şiirdi emeğinize sağlık ..
Günbatımını hiç izledin mi?
Diye sorarak başlamışsınız şiirinize. İzledim pek tabii ki efendim. İyi bilirim gün batımını. O yüzden bana bildiğimin ötesinde, gün batımını nasıl farklı bir ucundan alıp, tatlı tatlı anlatacaksınız diye merakla merakla şiirinizi okumaya devam ederken siz;
İçine dalınca pembeliğin, / Ortalık geçilmez tanecikli hayallerden,
dizenizle beni fena tufaya getirdiniz. Tatlı tatlı anlatacaktınız diye bekliyordum ama siz dehlizlere attınız.
.....Pembeliğin tanecikli hayalleri....
Ne kadar güzel bir betimleme. Pembelik; güzel. Tanecik; ufalanmayı da içeriyor. Alın buyrun efendim, pembe ile tanecik halinin biri birini yalanlaması ve anlamı güçlendirmesi var ya burada, işte tam da bu yüzden o hayaller tatlı mı acı mı anlamı katmerleniyor. Tam örtülü bir betimleme.
Bayıldım.
Sonraki dizelerde ne okudum pek hatırlamıyorum. Halen savrulmaktaydım ki bir ikinci vuruş
Zahmetle anılan sevdanın, / Tadına doyum olmaz, / Bırakalım da, devran, göstersin zulmünü.
Burada kendime geldim. Yemeğin suyuna ekmek banmak gibi illa acı düşecek en güzel olana da ki hayat nişanını takmış olmuş bizlere.
Şiirinizi okumak keyif oldu.
Sevgi ve saygılarımla
Yüreğinize ve emeğinize sağlık ,çok güzel bir şiir çalışması olmuş ,TEBRİK EDERİM.SAYGILARIMLA...
Yorumuyla sözleriyle güzel bir çalışma olmuş. Okurken dinlemek ta ayrı bir tat veriyor şiire...
Okuyanı da biliyorsak daha bir güzel...))
Yüreğinize sağlık...Kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta