Müslümanlar zamâne yatlı oldu,
Helâl yenmez, haram kıymetli oldu.
Okuyan Kur’ân’a kulak tutulmaz,
Şeytanlar semirdi, kuvvetli oldu.
Harâm ile hamir tuttu cihânı,
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Devamını Oku
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
eyvallah
...Yunus dosdoğru yaşadı ve Hakk yoldan ayrılmadı
...Yunus'un sözlerini çarpıtmayınız. Yunus Çalan çırpanları yerdiği kadar kendine atfedilen DEĞERİ TAŞIYAMAYAN HOCA EFENDİLERE DE aynı sertlikle haykırıyor.
...işte aynı şiirin içindeki o beyiti görmeyen yorumcu arkadaşlara ithaf ediyorum
Peygamber yerine geçen hocalar,
Bu halkın başına zahmetli oldu...Yunus Emre
...ne kadar da doğru söylemiş.
BAZI ŞAİR VE OZANLARIMIZDAN HİCİV / YERGİ /TAŞLAMA ÖRNEĞİ ŞİİRLERİNDEN DÖRTLÜKLER…
KAYGUSUZ ABDAL (1341 – 1444)
Münkir münafıkın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de avradını
*
PİR SULTAN ABDAL (16. yüzyıl * 1510/14-1589/90 )
İman eder amel etmez
Hakk’ın buyruğuna gitmez
Kadılar yaş yere yatmaz
Hiç böyle kör şeytan var mı
*
SÜMBÜLZADE VEHBİ (1718? – 1809)
Biçare sana müftüne mansub mu verirler
Serraf ile kavl etmeyecek ahz u ataya
Hep rüşvet ile eylediler devleti berbat
Bak şu ulemaya, vükelaya, vüzeraya
*
DERTLİ (1772 – 1846)
Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez
Şeytan bunun neresinde
*
RUHSATİ (1835 - 1911?)
Zenginin yoluna olurlar türap
Züğürt nere varsa her işi harap
Zenginler giyerler kundura çorap
Züğürt ayağına gön de bulamaz
*
NAMIK KEMAL (1840 – 1888)
Dalkavukluk irtikab
İşte etti bizi harab
Sen söyle ey Şevketmeab
Ne utanmaz köpekleriz
*
ŞAİR EŞREF (1847 - 1912)
Meşrutiyet döneminde meclisin açılışı ile ilgili:
Meclis-i Mebusan açılınca herkes meclise doluşur. Tabiri caizse ipini koparıanı mecliste görünce şöyle der:
Var lüzumu bize Meclis-i Mebusan’ın
İçine dâhil olanlar ne olursa olsun
Doksan üç vak’asına eylemesin de tanzir
Yüzde doksan üçü isterse eşekle dolsun
*
MEHMET ÂKİF ERSOY (1873 - 1936)
Vakārı çoktan unuttun, hayâyı kaldırdın;
Mukaddesâtı ısırdın, Hudâ'ya saldırdın!
Ne hâtırâtına hürmet, ne an'anâtını yâd;
Deden de böyle mi yapmıştı ey sefîl evlâd?
*
RIZA TEVFİK (1869 – 1949)
Beni dişleyemez yılanlar bile
Sürtünür, kaşınır, geçer hergele
Yumruk şamar vuran küstahın hele
Demirden olsa da eli kırılır
*
AŞIK VEYSEL (1894 – 1973)
Olmayasın karaktersiz
Çok konuşlan yerli yersiz
Adın doğru kendin hırsız
Karanlıkta dolaşırsın
*
ŞEMSİ YASTIMAN ( 1923 – 1994)
Allah her kula bir zenahat vermiş
Meğer ki bol nasip kısmet yazıla
Kimine hoş geçim ganahat vermiş
Kimine hırs vermiş doymaz az ile.
GÜNÜN ŞİİRİ’ YUNUS’TAN OLUNCA YAZMADAN DURAMAYACAĞIM.
Bugünlerde Türkiye’nin gündemini meşgul eden, gündemden düşmeyen ve aslında düşmemesi de gereken çok önemli olaylar yaşıyoruz.
Mutlaka en kısa zamanda çözülmesi gereken ve kamu vicdanınca da “İşte budur. Hak yerini buldu.” dedirtecek, acil ve adil bir çözüm…
Gerçi bugün iki bakan İçişleri ve Ekonomi bakanları istifa ettiklerini açıklamışlar. İlk adımı atmışlar. Öncelikle İçişleri bakanı gerekeni gecikmeden yapmalıydı. Bu kadar depreme meydan vermeden, verilmeden.
13. yüzyıldan seslenen Yunus Emre’ye de bakacak olursak, ta o zaman da aynı haksızlıklar, yolsuzluklar, irtikaplar olduğu anlaşılmakta.
Biraz da insaflı olmak lazım.
Yunus Emre’nin yaşadığı dönemde dağılmış bir Selçuklu İmparatorluğu ve henüz yeni kurulmuş bir Osmanlı beyliği, devleti var.
Devlet olmak, her şeye hâkim olmak kolay değil.
*
Yunus’un şiirini açıklamak yerine yine kelimelerin anlamlarını ekleyeceğim. Açıklamaya veya yoruma başlayınca dilimiz biraz sivrileşiyor olabilir. Haksızlık olmaması adına, mahkemeler kararını verinceye kadar “masumiyetlik karinesi” adına biraz sakin olmakta fayda var.
Yunus’umuza Allah’tan gani gani rahmetler diliyorum.
Türkçemizin baş tacı, dilimizin en içten, en temiz, en saf şairi. Bize, günümüze güel Türkçemizi ulaştıran tasavvuf ehli şairlerimizden.
*
ŞİİRDE GEÇEN VE BUGÜN ANLAMI UNUTULMUŞ TÜRKÇE ve YABANCI (ARAPÇA – FARSÇA) KELİMELERİN ANLAMLARI:
yatlı: kötü, iğrenç, yaramaz, bayağı, bozuk, adi
semirmek: beslenmek, şişmanlamak, kilo almak, etlenmek
hamir: eşekler; hamur
hüccet: senet, vesika, delil; şâhid.
kakımak: kızmak, öfkelenmek. (kakır: kalkar, kalkıp)
bâşın salmak: ondalığını almak, şeri öşürü ahz ve tahsil etmek, ondalık salmak. (Payına düşen yüzdeyi almak)
şagird (şakirt): öğrenci, talebe, çırak
üstad: hoca, Usta,
arbede: kavga, mücadele, çekişme, vuruşma
izzet: şeref, itibar, onur
miskin: Dünyadan elini ayağını çekmiş. Uyuşuk, tembel, hareketsiz. Zavallı. Kendi kendini idâre edemeyen, hiç mal ve mülkü olmayan.
yıkıban: yıkıp, yıkarak
halayık: cariye, hizmetçi
cümle: hep, hepsi, bütün
ut(lu): kut(lu), üstün olmak , galibiyet, kazançlı çıkmak
nasûh: temiz, halis. Çok nasihat eden.
Sevgi ve saygıyla…
25 Aralık 2013
Hikmet Çiftçi
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
İnsan her çağda 'insan'dır. Şair her çağda öngören insandır.
Harika... Koca dervise Allahtan rahmet diliyor kurula teşekkür ediyorum
çok güzel,taa o zaman yapılan tespit hala geçerli,yazık,büyük üstadı rahmetle anıyorum.eyvallah.
çok güzel
Bu şiirler günümüzün günahı olan hırsızlık yolsuzluk için konduğu belli insanlar düzgün olursa yönetenlerde düzelir önce biz hırsızlığı bırakalım ne hırsızlığı zaman Allah 24 saat yarattı 23 nü gez toz yalnız 1 saati çalma Allah için namaz kıl Allah 12 ay yarattı 11 ye iç yut o bir ay benim için oruç tut Allah kırk kazanç verdi sadece birini benim için ver dedi verdik mi yoksa o biri de yedik mi imam rabbani hazretleri böyle buyurmuş bunlara el uzatmak nankörlüğün uç kısmı hep sucu başkasın da aramayalım ne kadar tövbe etsek azdır saygılar
Nefis. Yunus Emre’nin şiir ve izlenimleri her zamana uygun. Mekanı cennet olsun.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta