Ben seni kaçamak bakışlarla aradım.
Kaç defa bilmem bana sorarsan.
Gözlerinin kahve renginde sabahladım.
Döktüğün yaşa karıştım.
İçimde bir buz dağı eriyor.
Ben ellerimle topluyorum sularını.
Bir yangın var, gözyaşından yakıtı.
Başımda tüter bütün isi, dumanı...
Duman bir heyula …
İlmek ilmek örülen, boşlukta.
Ve kırlangıçlar, gelip takar başına,
Gecmişten gelen papatyaları...
Ellerinden uçup gider kelebekler.
Biri avucunda kalır, o günü bekler.
Sonra bir ney sesi yükselir gönüllerimizden,
Kir tutmamış göklerimize.
Bir hüzün makamı yankılanır, duvarlarında kalbimin.
Kalbim bir dergah.
Postu ellerinden...
Bu dergahta nice kirler yıkanır...
Nice tövbeler can olur, canan olur.
Arşa giden yol olur, yolcu olur.
Bu dergahta nice kullar affolur.
Sen de gel ey sevgili!
Can olalım, canan olalım…
Tut ellerimden pîru pâk olalım.
Kanatlarına binip beyaz kelebeklerin,
Bu ebed aleminde,
Gayri felah bulalım.
Kayıt Tarihi : 12.8.2023 12:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!