Totem Ve Tabu 1 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Totem Ve Tabu 1

Nasıl çıplaklığımız elbise ile giyinik bir girişim ve mesaja dönüşürse; sosyal yaşantımızda totem ve tabu (kutsal-kutsal olup korunanla) girişir enformasyon yayar ve sizi ilişkiler. Nasıl giysiniz çevresel ikimle göre çeşitli ise, totem ve tabu algıları da, sosyal grup ve toplumlara göre çeşitlidir. Ve yine nasıl elbiseleriniz zamana direnemez eskir yeni model taze bir elbise ile değişirseniz; totem ve tabu algıları da zamanla, sosyalin zaruri değişen ilişkilerinden ötürü, yeni ilişkilenişlere (değişimlere dönüşümlere gelişmelere-sosyal evrimlere) yenik düşer ve değişir.

İnsan toplum olmazdan önceki doğal eğilimlerini sürerken de, akıllıydı hiç kuşkusuz. Bu genelleme tüm organiklik için, hatta inorganik düzlem için de geçerlidir. Ancak inorganikler organikteki kadar ağ ilişki bağı ile gelişmiş işlevleşmiş değildir. Bu işlevleşmeler, varlığın eylem koymasıyla iyiden iyiye karmaşıklaşan yapılanışlardır. Temelde inorganik yatkınlığının ilişkileşen biçimlenip düzenlenmesidir. İnorganikten kaynaklı ama inorganik olmayan, inorganikten de tümden gayri olmayan, bir diyalektik devinimdir. İnorganik organiklikle şebeke ağ ilişkisine varmıştır.

Yani akıl, biyolojik düzlemden öncedir. Biraz daha ileri gidelim, akıl organlarımızdan örneğin; beyin, mide, organ eler ve hücreden de öncedir. Eş deyişle akıl (seçme ayıklama, birleşip ayrılma- çekip uzaklaştırma- birleşmeye yatkın olup olmama- fantezi ve deney taslakları oluşturma gibiler) olmasa idi kimyanın evrimi de, olmazdı. Hayat ve de çeşitli inorganikler de, olmazdı. Söz gelimi, hidrojen düzeyi aşılamazdı. Ne atmosfer oluşurdu ne karbon... Ki hidrojen bile oluşamazdı. Sözün kısası hidrojen akıllı idi! Ve hidrojenin belleği, daha alt düzlemdeki parçacık ilişkilerinden geliyordu. Bir alt sistem ilişkileri bir üst sistem ilişki düzenlenişlerini, daha büyütüp gelişkin ve olgun oluyor, yeni olanı bileşenlerinden biraz farklı kılıyordu.

Sözün gelişi atom altı yapı parçacık olan kuark ve yine atomun yapısından olan elektronun ayrı ayrı davranışları, hidrojenin davranışları gibi değildir. Daha basit temelliktedirler. Ama hidrojenin davranışı (aklı) da, tamamen bunlardan ayrı değildir. Bunlarla girişen bileşendir. Bunlardan bileşkesel ve bunlar olmayan, bunlardan biraz farklı, bunlara indirgenemeyen süreçlerdir.

Nasıl duvar kendini yapılayan gereçler değilse, bu gereçlerin tek tek ifadelerinden ilişkisel bir fazlalık, düzen alış ve daha fazla bir işlevsellikse. Hidrojenin aklı da, hem kuark, hem elektron, hem nötrondan ayrı olmayan, ama onlarında aynısı olmayan, onlarda tek tek iken görülemeyen, bir işlev özellik ve akıldır (davranıştır) ! Konum bu olmadığı için bu organize oluştan bu kadar değinme ile çıkıyorum.

Evrim bir öğrenmedir. Akıl da öğrenmelerin biriktirilmesidir. Yapının temeli budur. İlişkileniş bir biriktirme düzenlenme ilişkisidir de aynı zamanda. Örneğin Vejetatif düzlem ve orta beyin (içgüdü) biriktirme düzlem aşamaları ve sonraki, üst beyinin (korteksin) düşünme muhakeme etme gibi yetisel özneleşmesi bu kabildendir. Beyin, bunlar olduğu için vardır. Değilse beyin olduğu için bunlar var değildir. Elektron ve elektron akımı olduğu için, bu hareketlerle; davranışların biriktirilip saklanması olduğu için, enformasyon taşındığı için bilgisayar vardır.

İşte totem ve tabu oluşturan, sosyal yapı böylesine bir arkaik düzlemin yeni şartlarda koşulladığı bir öğrenme (evrilme) öğretme, dayanaklaşmanın ileri akış pozisyonudur. Zaman içinde şekilden şekle girecek, destek köstek olacak, bir olduruşlar ve çekimlenme; çekeylenmeler, deney biriktirme gücü olacaktır. Tek tek, bireylerin inisiyatifinde olmayan, sosyolojik güç ve devinim (akıl koyuş -taslaklar oluşturma-akıl edişler alanı olacaktı. İşte aidileştirmede, yani totem ve tabu ilişkisi de; toplumların ilişkin diyalektik eylemselliği ile karmaşık ve karışık girişmesiyle, giriştirilen bir çekim yeri ve somutlanma alanı olması hesabı ile tabu ve totem bir eksen kılış odağı olan, sosyal yasallık ve yasallaşma çekimidir ilk başlangıçlarda.

Girişen ilişkiler, nasıl hem girişenlerin kendisidir, hem de girişenlerin kendisi olmayan bir özellikli düzenleniştir. Örneğin bir atom çekirdek ve elektrondan oluşmuştur. Bunlar birbirini aidi kılarlar. Bunların aidileşme çekim alanları da, bu yükler arası iletişme, itme ve çekme çelişmesidir. Çekim alanı çekirdekten çevresine doğru olduğu gibi, çevreden de çekirdeğe doğrudur da. Elektronunki gibi.

Bu aidileştirme ilişkisi, girişim yaptığı anda ortaya ne çekirdekte ne de elektronda tek başlarına iken asla var edemedikleri bir zaman konum düzlemi var ederler. Bu, valans band fermi düzeyidir. İşte bu; bütün parçaların toplamından biraz daha büyüktür, ya da bütün parçalarına doğru indirgenirken parçalarda olmayan, her bir aşama ve basamak özellikleri de, kendiliğinden ortadan kalkar, deyişinin bilgiyi kullanma anlayışıdır. Bu aynı zamanda bir kendi kendine organize oluştur. Paralel deyişle Pauli dışlaması denen, ne elektronda; ne çekirdekte, tek başlarına iken asla olamayacak olan, yepyeni bir özellik oluştur. Aitleşmenin, eylemi ve inorganiğin, eylemsel oluşa sürüklenmesinin faylaşmasıdır.

sürer

a href='http://www.ozgurlukicin.com' target='_blank'img border='0' alt='Pardus... Özgürlük İçin...' title='Pardus... Özgürlük İçin...' src='http://www.pardus.org.tr/banner/bts01.png'/a

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 12:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    Tesadüfte bir zorunluluktur. İki zorunluluk karşılaşıp giriştiği zaman, birisi diğerine göre tesadüf adolunur.

    YİNE BİLGİ EMEK GEREKTİREN BİR ÇALIŞMAYA İMXA ATMIŞSINIZ HOCAM. EMEĞİNİZE SAĞLIK.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Bayram Kaya