Kısacası, sosyal çekey (sosyal alan çekimi) sosyal bilinçti. Toplumun çekeği de toplumsal alan bilincidir. Her biri kendi oransal oluşlarını ortaya koyuyorlardı. El mana anlayışı da kendisine, toplumuna yabancılaşmış olmanın kulluk bilinciydi. El toplumsal kuvvete yabancılaşmaktan doğan “yapay mülk çekimi bilinciydi”.
Mülk çekeyi kul olma, mülk sahibine tapmanın kulluk bilgisini taşıyordu. El ile birlikte üreten insan ilk kes kendisine kul (köle) diyordu. Kendisine kul demenin mana bilinciydi.
El mana anlayışında karşılıklı kolektif emek bilinci gitmiş; yerine kendisine kul diyen birinin, örneğin; Abdül Hüsam’ın kuluydu. Abdül Rezzak’ın kuluydu. El mana anlayışının ne anlama geldiği hala çözemediğim husustur! Kula kulluk etmenin kul hakkı bilinci olmakla “inakça öğretilmiş çaresizlikti”.
Yine siz bilmeseniz de toplum gibi El mana anlayışı da bilir. El manan anlayışı toplumsal olan bilgiyi mülk sahibi olan kişisel bilgiye indirgemiştir. Bu nedenle El mana anlayışı inşa temelindeki geri bağlanım yasası gereği birbirinin eksiğini tamamlayan kolektifi temel ilişkinin üzerineydi.
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta