“Yalnızlık tanımı” gibi "insan" tanımı da Âdem ile bilindiğine göre bu dil Âdem’e kolektif alan içinde kolektif alanın dili ve kolektif alanın yokluğunun yansıması olmakla bulaşmıştı. Âdem her şeyi kolektif alanın zıttı olan söz ve anlayışlarla söylüyordu.
Âdem ve Hava'nın yalnızlığı; özel mülkiyetçi, özel mirasçı ayrışma nedenleydi. Mülk sahipliği ortaklaşmadan, kalabalıktan kaçıp yalnızlığı sevmişti. Kafasının içi kolektif düşüncelerle doluydu. Kolektif düşüncenin geri çağrışan anıları içinde yalnız değildi. Ama fiziki olarak duygu olarak hissettikleri yalnızlıktı.
Âdem'in her iki ruh durumu da köleci sürece başlangıç yapılmıştı. Ademin yalnızlığı özel olarak kurgulanmış bir köleci dil ifadeleriydi. Özel mülkiyetin Âdem'den öncesinin yokluğunu ifade ediyordu bu yalnızlık. Bu ortak tanımazlık.
Yeryüzü ilk "hücrelerden" sonra, üç buçuk milyar yıldır; türlerine özgü "bir tek türün" yaşadığını ne tanır. Ne bilir. Ne de tanıklık etmiştir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta