Ülkemde, çok değerli madenlerden bulunur, toryum
Dünya da az bulunan, ülkemde çok bulunan, toryum
Vatanımın ebediyen elektriğini karşılar, bu iyi yorum
Eskişehir, Sivrihisar da bulunur, doldur iyi bir forum
Beypazarı, Kızılca ören yörelerinde, çokça bulunur
Çok kuvvetli bir enerjidir, dünya ülkelerine sunulur
Toryum madenin yüzde altmış beşi, ülkemde olur
Bu enerji, dünyanın 450 yıl, elektriğini oluşturur
İşte bu sebepledir ki, Isparta uçağı, kasten düşürüldü
Bu uçakta bulunan, ilim adamları, böylelikle öldürüldü
Prf. Dr. Engin Arık, Doç. Dr. İskender Hikmet öldü
Prf. Dr. Şenel Fatma Boydağ gibi bilim adamları öldü
Bu bilim adamları, toryum madenini araştıranlardandı
Süper devletler olmaz dedi, bu maden bizim payımızdandı
Dünyada ilk ve tek enerji olan toryum madeni, kapımızdaydı
Türkiye, bu maden den dolayı, süper devlet olma yolundaydı
Ey dostlar, ülkem büyük bir zenginliğin üzerinde oturuyor
Bu maden ortaya çıkmaması için, ilim adamları vuruluyor
Uranyum dan, daha kuvvetli olan, toryum karşımda duruyor
Ne olur artık uyanalım, ülkemin halkı nedense, hep uyuyor
04.01.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
Kayıt Tarihi : 4.2.2010 23:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu servet Türkiye'yi havaya uçurur Tartışmalar yeniden başladı. Türkiye'nin üzerindeki oynanan oyunların hepsinin nedeni o! İşte Türkiye'nin serveti Isparta'da düşen uçakla başlayan komplo teorileri devam ediyor. Habertürk'de yayınlanan 'Haber Aniliz' adlı programda TSK'nın Türkiye'nin Toryum rezervleri için yıpratılmaya çalışıldığı iddiaları tartışıldı. Mahir Kaynak ve Mustafa Altıoklar'ın katıldığı programda, Isparta'da uçağının da Toryum nedeniyle düşürüldüğü iddia edildi. Canlı yayında dünyanın yeni enerji politikalarına dikkat çeken Mahir Kaynak, Türkiye'nin bu anlamda çok büyük değerlere sahip olduğunu söyledi. Toryum'un Türkiye için çok önemli bir değer sahibi olduğunu söyleyen Mustafa Altıoklar ise Isparta uçağındaki hayatını kaybeden bilim adamlarının da Toryum üzerinde araştırma yaptığını bu nedenle kazanın iyi incelenmesi gerektiğini söyledi. Altıoklar, tesadüf eseri hayatını kaybeden ekipten bir kişinin o uçağa binmeyerek kurtulduğunu; ancak onunda Uludağ'da saldırıya uğradığını söyledi. Peki bu kadar tartışılan Toryum nedir? İşte ayrıntılar; TORYUM Türkiye, Bor zenginliğinin ardından şimdi de ondan binlenrce kat daha değerli yeni bir maden ile gündemde. Adı Toryum, dünyanın en temiz ve güvenilir enerji kaynağı, Türk toprakları dünya Toryum yataklarının yüzde 65'ine sahip. Ekonomik krizin ağır faturasını ödemeye çalışan Türkiye dünyanın en değerli maden yataklarının üzerinde oturuyor. En güvenli ve temiz enerji kaynağı olarak bilinen Toryum rezervleri açısından Türkiye'nin tek başına lider ülke olduğu ortaya çıktı. REZERVİN ÇOĞU TÜRKİYE'DE TÜBİTAK ve MTA tarafından son beş yıl içerisinde yapılan araştırmalarda, dünya Toryum rezervlerinin yüzde 65'nin Türkiye'de olduğu belirlendi. Toryum, saflaştırıldığında alüminyum, çelik görünümünde bir element. Toprakta toryum oksit halinde bulunuyor. Dünya rezervlerinin yarıdan fazlası Türkiye'de, Batı Anadolu'da bulunuyor. Eskişehir, Sivrihisar, Beypazarı ve Kızılcaören yörelerindeki Toryum yataklarının rezerv çalışmaları ise henüz tamamlanmadı. Uzmarlar, bu konuda daha önce yapılan araştırmaların önümüzdeki yıllarda devam edebilmesi için hükümetin bütçeden kaynak ayırması gerektiğini belirtiyor. TÜRKİYE'DE 800 BİN TON Dünya rezervleri ne kadar Bu stratejik maden Avustralya'da 300 bin ton, Hindistan'da 290 bin ton, Norveç'te 170 bin ton, ABD'de 160 bin ton, Kanada'da 100 bin ton, Güney Afrika'da 35 bin ton, Brezilya'da 16 bin ton. Neredeyse bütün dünyada toplam 1071 bin ton, Türkiye'de 800 bin ton. DEĞERİ 120 MİLYON DOLAR Uzmanlar Türkiye'deki toryum rezervlerinin değerinin 120 trilyon doları bulduğunu belirterek önümüzdeki 15 yıl içerisinde Toryum yakıtlı nükleer tesisler kurulabileceğini, teknik imkanlar geliştikçe bu yeni yakıtın hayatın her alanında kullanılabileceğini belirtiyorlar. Sonsuza dek enerji Türkiye'nin toryum yataklarından elde edilecek enerjinin bütün dünyanın elektrik ihtiyacını 450 yıl, Türkiye'nin ise ebediyyen karşılayabileceğini belirten uzmanlar halen bu maddenin nükleer füze yakıtları ile uydu fırlatmada kullanılan füzelerin yakıtlarında kullanıldığını ifade ettiler. TÜRKİYE SERVETİN ÜZERİNDE OTURUYOR Uzmanlara göre Türkiye büyük bir servetin üzerinde oturuyor, küçük bir bilimsel yatırımla toryumla enerji üretme alanının dünya devleri arasına girebilir. Toryum'un kesinlikle patlama tehlikesi bulunmuyor. Çernobil benzeri bir felaketin tekrarlanması mümkün değil. Maden envanteri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 2,2 trilyon dolarlık maden zenginliğinin dörte üçü bor, kireç taşı, mermer, linyit, yapı taşları, dolomit ve zeolitten oluşan 7 madene ait durumda. Söz konusu servet, Türkiye'nin en eriler itibariyle 119 milyar dolar olan dış borcunun 17,4, 2001 yılı için 72,6 milyar dolar olan bütçesinin ise 30 katına ulaşıyor. Uçağın düşmesinin ardından herhangi bir patlama olmamasının ise, kısa parkurda uçulduğu için uçakta fazla miktarda yakıt bulunmamasından kaynaklandığı ifade edildi. Uçakta 6 bilimadamı vardı Ölen yolcular arasında Süleyman Demirel Üniversitesi'nin davetlisi olarak, 'fizik' konusunda konferans vermek üzere Boğaziçi ve Doğuş üniversitesinden gelen bilimadamları da bulunuyordu: Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Engin Arık, araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan, yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve araştırma görevlisi Mustafa Fidan. Prof. Dr. Engin Arık'ın, 'European Organization for Nuclear Research (CERN) 'deki 'Atlas Deneyi'nde çalıştığı, ayrıca bu 6 bilimadamının 2 yıl önce başlatılan ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen 'Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarları' projesinde görevli oldukları bildirildi. Bu arada, uçakta 49 değil, 50 yolcu olduğu anlaşıldı. Uçakta ölenler arasında 1.5 aylık bir bebek de bulunuyor. Olayın gelişimi Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne göre; - Ankara'daki radar istasyonu, saat 23.23'te uçuş prosedürlerini alması için uçağın Isparta Hava Meydanı Kulesi ile temasını sağladı. - Son yaklaşma anına kadar uygulanacak prosedürler bu temasla pilotlara iletildi. - Havalanan uçak, iniş için pisti soluna alarak alçalmaya başladığı saat 01.45'te radardan kayboldu. - Isparta Süleyman Demirel Havaalanı kulesi pilotlara 'yaklaşmaya devam edin' uyarısı yaptı. Bu sırada uçakla bağlantı kesildi. Bağlantının kesilmesinden önce uçaktan acil durumlar için gönderilen sinyal gelmedi. Acil durum sinyalinin Antalya ve Ankara'daki radar istasyonlarının yanı sıra Isparta Süleyman Demirel Havaalanı kulesinden ve bölgede uçuşunu sürdüren uçaklardan da alınabileceği, bu sinyal sayesinde düşen uçağın yerinin çok daha kısa sürede tespit edilebileceği ifade edildi. - Uçak radardan kaybolduğu sırada, bölgeden transit geçiş yapan çok sayıda uçaktan da bilgi istenmesine karşın, herhangi bir olay ihbarı yapılmadı. - Uçağın önce Burdur Gölü'ne düştüğü zannedildi. Askeri radarlardan alınan yardımla uçağın koordinatları belirlendi, ardından bölgeye gönderilen bir uçak ve bir helikopter uçağın enkazını saat 06.55'te buldu. Kara kutular bulundu Uçağın kara kutuları da öğle saatlerinde bulundu. Kazanın nedenlerini araştırmak üzere oluşturulan kaza kırım heyeti, enkaz bölgesinde yaptığı arama çalışmalar sonucunda kara kutu olarak adlandırılan CVR VE FDR cihazlarına ulaştı. Çalışmalarını tamamlayan Isparta Sivil Savunma Müdürlüğü amiri Ertan Yurdabak, 'Enkaz gövde ve kokpit olarak iki parçaya ayrılmış ve alanda dağılmış. Yanma olmadığı için kimliklerin teşhis edilmesi zor değil. Yolcular arasında küçük bir bebek cesedini de bulduk. Karakutu ve ses kutusu da bulundu' dedi. Hayatını kaybeden yolcularla uçak mürettebatının cenazeleri Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi morguna getirilmeye başlandı. 'Korkunç manzara' Afyonkarahisar İl Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği Müdürü Turhan Ala ise, uçaktaki insanların çarpma anında öldüklerini gözlemlediklerini belirterek, 'Karşılaştığımız korkunç bir manzaraydı' dedi. Ala, yaptığı açıklamada, gece 03.00 sıralarında uçağın düştüğü haberinin geldiğini, uçağın göle mi yoksa ormanlık alana mı düştüğü konusunda bilgi alınamadığı için Afyonkarahisar'dan ancak saat 04.30 sıralarında yola çıkabildiklerini anlattı. Turhan Ala, Afyonkarahisar'dan gelen 25 teknisyenin yanısıra Isparta ve Burdur il sivil savunma ekipleriyle birlikte olay yerine vardıklarında yoğun bir sisle karşılaştıklarını belirterek, 'Uçağın paramparça olduğunu gördük. Önce yaralı yolcu olabilme ihtimali üzerine gövdede arama yaptık. Buradan 10 ceset çıkardık' dedi. '500-600 metrekarelik alana yayılmış olan cesetleri kimlik tespitleriyle birlikte jandarmayla işbirliği yaparak aldık, ambulanslarla gönderdik' diyen Ala, 'Uçaktaki insanların çarpma anında öldüklerini gözlemledik. Karşılaştığımız korkunç bir manzaraydı' dedi. Kotil: 'Yardım gönderiyoruz' THY Genel Müdürü Temel Kotil, Isparta'daki uçak kazasına ilişkin, 'Milli taşıyıcı olarak, olayın gerçekleştiği ilk dakikadan itibaren Atlasjet Havayolları'na her türlü destek ve yardımı gösteriyoruz' dedi. Kotil, yaptığı yazılı açıklamada, THY ailesi olarak kazadan dolayı büyük üzüntü yaşadıklarını, hayatını kaybeden mürettebat ve yolcuların yakınlarının acısını derinden paylaştıklarını ifade etti. Bu arada Kuzu Hava Yolları'na ait bir uçak, Isparta'nın Keçiborlu ilçesi yakınlarındaki uçak kazasında yaşamlarını yitiren bazı yolcuların cenazelerini almak üzere Isparta'ya gidecek. Kuzu Hava Yolları yetkililerinden alınan bilgiye göre, uçak bu akşam saat 23.00'te, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan Isparta'ya hareket edecek. Yetkililer, cenazelerin teşhisinin ardından yaklaşık 20 kadar cenazenin uçakla İstanbul'a getirileceğini bildirdiler. Cenazeler teslim ediliyor Atlasjet uçağında hayatını kaybedenlerden 19'unun cenazesi, yakınlarına teslim edildi. Cenazelerin kaldırıldığı Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde uzun süre bekleyen ölenlerin yakınları, adli işlemlerinin tamamlanmasının ardından cenazelerini teslim aldı. Kimlik tespiti yapılan 40 cenazeden 19'u yakınlarına teslim edildi. Diğerlerinin de teslimine devam edileceği belirtildi. Hastanede bulunan AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, kimliği tespit edilemeyen cenazelerle ilgili DNA testlerinin yapılacağını söyledi. Bilgiç, cenazeler için Isparta Otogar camisinde yarın öğle namazının ardından toplu cenaze namazı kılınacağını bildirdi. Öte yandan cenazelerin teşhisinin yapılabilmesi amacıyla, ölen yolcuların İstanbul Havalimanı güvenlik kamerasında çekilen görüntülerinin yetkililer tarafından kimlik tespit çalışmaları kapsamında cenaze yakınlarına teşhis ettirildiği öğrenildi. Pilot ile kulenin son konuşması Uçak ve kule arasındaki son telsiz konuşmaları: Saat 01.18: Kaptan Pilot: Isparta Kule, iyi geceler. Isparta Kule: İyi geceler, devam edin. Kaptan Pilot: Atlasjet KK 4203, Isparta VOR üzeri. Isparta Kule: Anlaşıldı. In-bound oluş ikaz. Pilot, uçağı VOR olarak adlandırılan, Isparta Süleyman Demirel Havalimanı'ndaki sinyal vericinin üzerine geldiğini bildiriyor. Bir sonraki noktası olan, 'pisti karşılama pozisyonu' olarak adlandırılan 'in-bound' noktasını rapor etmek üzere hareket ediyor. Saat 01.36: Kaptan Pilot: Isparta Kule, in-bound olduk. Isparta Kule: Anlaşıldı Atlasjet. Yaklaşmaya devam edin. Uçakla yapılan son konuşmada pilotlar 'in-bound' olduklarını, yani pisti karşıladıklarını kuleye bildirdi. Bu noktada uçağın pist başından uzaklığı yaklaşık 18 kilometre. MD-83 tipi uçağın bundan sonra alçalma yaparak piste iniş yapması gerekiyordu. Son sinyal göl üzerinden Kazanın ardından uçağın enkazı üzerinde helikopterle uçan Isparta Valisi Şemsettin Uzun, 'O bölge, uçağın geçiş noktası değil' dedi. Vali Uzun, 'Uçak oraya nasıl indi anlamak mümkün değil. Sırtın öbür tarafına düşmüş. Ağaçlık ve biraz kayalık bir bölge. Uçak perişan vaziyette. Üzüntülüyüz. O bölge uçağın geçiş alanında değil. Uçakla irtibatın kesildiğini 03.00'te haber verdiler. Uçağı kuleden görmüşler. Hatta hava raporlarını vermişler. İniş için müsait denilmiş. Burdur üzerinden dönüş yapacaktı. Orada bir irtibatsızlık oldu' diye konuştu. Vali, 'Gövde var, kanatlar pek yok. Yarım gövde. Gövdenin ön tarafı var. Sağa sola serpilmiş parçalar var. Ben böyle bir şey görmedim' ifadesini kullandı. Cesetlerden kan örnekleri alınıyor Enkazın bulunmasının ardından bölgeye onlarca ambulans, jandarma, sivil savunma ve arama kurtarma ekibi gönderildi. Bölgede çalışmalarını sürdüren sağlık ekipleri, bir yandan cesetleri torbalara koyarken, diğer yandan da çok geniş bir alana yayılan ceset parçalarını, kimliklerin teşhis ve tespit edilebilmesi amacıyla DNA testi yapılmak üzere toplayıp kan örnekleri aldı. Valilik ve kaymakamlık yetkilileriyle uçakta yakınları bulunan vatandaşlar ve çevredeki köylerden de çok sayıda kişi de otomobilleriyle bölgeye geldi. Dar bir orman yoluyla ulaşılan bölgeye ulaşımın rahat sağlanabilmesi amacıyla resmi kurumların iş makineleri yolu genişletme çalışmaları yaptı. Atlasjet: 'Teknik arıza yok' Atlasjet Havayolları Üst Yöneticisi Tuncay Doğaner, hava şartlarının, görüş şartlarının uçuşa elverişli olduğunu belirterek, 'Bundan daha güzel bir hava olamaz. Ancak meydan, pist görüldükten sonra, uçağın buraya nasıl düştüğü bir araştırma konusudur. Teknik bir arızayla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur' dedi. Kazada kurtulan olmadığını belirten Doğaner, uçağın normal şartlarda Isparta Süleyman Demirel Havalimanı'na geldiğini belirterek, 'Meydanın görüldüğünü ve yaklaşmaya devam ettiklerini kuleye bildirdikten sonra uçakla temas kaybolmuştur' açıklamasını yaptı. Doğaner, daha sonra bir hava kurtarma helikopterinin, uçağın yerinin meydanın kuzey-batısında Kıraç köyü yakınlarında olduğunu tespit ettiğini aktardı. Tuncay Doğaner, uçağın Priştina'dan geç geldiği için İstanbul'dan geç kalktığını kaydetti. Kara kutu çözecek Süleyman Demirel Havalimanı'nın yaklaşması ve görüşü gayet kolay bir havaalanı olduğunu dile getiren Doğaner, 'Bundan sonraki safha kara kutunun bulunup incelenmesidir. Artık konu bizden çıkmıştır. Uçağın herhangi bir arızası yoktur' dedi. Uçak World Focus Havayolları'na ait Uçağın 1996 model MD83 tipi olduğunu aktaran Doğaner, 'Bakımları yerindedir. Bakımlarıyla ilgili bir hata söz konusu değildir. Uçak World Focus Havayolları uçağıdır. Yolcuların bütün sorumluluğu bize aittir' diye konuştu. Doğaner, pilotların da eğitimden yeni dönmüş, son derece deneyimli kişiler olduğunu kaydetti. Öğle saatlerinde Isparta'da bir açıklama daha yapan Doğaner, kazanın bakım ile ilgisinin olmadığını savunarak, 'Net bir şekilde söylüyorum: Kim bunun aksini iddia ediyorsa, bunun karşısında dimdik dururuz' dedi. 'Enkaza bakacağız, Bunun sebebi nedir? Çok ilginç bir kaza. Uçak olmaması gereken bir yerde' diyen Doğaner, daha sonra kazanın olduğu bölgeye gitti. 165 yolcu kapasitesine sahip uçağın bir dönem Türk Hava Yolları'na da kiralandığı açıklandı. Uçak, 29 Temmuz 2007'de uçuş ekipleriyle birlikte Atlasjet'e kiralanmıştı. Kriz masası Olayın ardından Atlasjet Havayolları'nda ve Isparta Süleyman Demirel ve Antalya Havalimanı'nda kriz masası oluşturuldu. Antalya AKUT'dan da 5 kişilik bir ekip Isparta'ya gitti. Bakan Yıldırım bölgede Kaza bölgesinde havadan ve karadan incelemelerde bulunan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, uçağının 11 yaşında olduğunu belirterek, '30-40 yaşında olup çalışan uçaklar var. Uçağın yaşı değil, kondisyonu önemli' dedi. Yıldırım, 'Sivil savunma ekipleri, diğer görevliler, Cumhuriyet Savcısı nezaretinde cesetlerle ilgili tespitlerini yapıyorlar. Oluşturulan kaza kırım heyeti de olay mahallinde çalışmalarına başladı' dedi. AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç, bir gazetecinin uçağın arızalı olduğuna ilişkin iddialara yönelik sorusunu, 'Bu konuda teknik bilgi vermem doğru olmaz' diye yanıtladı. Bilgiç, başka bir soru üzerine de, 'Rotası burası değilmiş. O yönde bilgiler var. Detaylar teknik incelemeyle araştırılacak' dedi. Isparta Valisi Şemsettin Uzun da, İstanbul'dan gelecek yolcu yakınlarının Süleyman Demirel Üniversitesi'nin Doğu Kampusü'ndeki Çiftçi Eğitim Merkezi'ne götürüleceğini, burada teşhis edilen cenazelerin yakınlarına teslim edileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, kazaya çok üzüldüğünü belirterek, yakınlarını kaybeden ailelere başsağlığı diledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu müessif kazadan dolayı milletçe acımız büyüktür. Bu elim kazanın meydana geliş nedenleriyle ilgili teknik incelemeler devam etmektedir. İnceleme sonucu ortaya çıkacak sonuçlar, benzer elim kazaların tekrarlanmaması için yol gösterici olacaktır' dedi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden açıklama Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden kazayla ilgili şu açıklama geldi: 'Yapılan arama çalışmaları sonucunda uçağın Keçiborlu'nun 6-7 kilometre güneybatısında, havalimanından yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta, Çukurören ile Yenitepe köyleri arasında bulunan bin 830 metre rakımlı Türbetepe mevkiine düştüğü tespit edilmiştir. Bölge arama kurtarma ekipleri, Isparta Valiliği'nce olay mahalline hareket etmiştir. Şu anda bölgede enkazın olduğu noktada bir polis helikopteri bulunmaktadır. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan Kaza Kırım Ekibi kaza mahalline hareket etmiştir. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü bünyesinde, ayrıca İstanbul ve Isparta'da oluşturulan kriz merkezleri tarafından gelişmeler takip edilmektedir.' Ölenlerin ilginç hikayeleri Bu arada Atlasjet uçağında ölenlerin her birinin ilginç hikayeleri ortaya çıkmaya başladı. Isparta'nın Eğirdir ilçesinde yaşayan Mehmet Yiğitbaşı'nın adını DP olarak değiştiren DYP'nin Eğirdir eski ilçe başkanı olduğu, bir ara Eğirdir belediye başkanlığına da aday olduğu öğrenildi. Kazada eşi Zeliha Yiğitbaşı ile birlikte hayatını kaybeden Mehmet Yiğitbaşı'nın uçak yolculuğundan çok korktuğu ve zorunlu olmadıkça uçağa binmediği de kaydedildi. Mehmet-Zeliha Yiğitbaşı'nın İstanbul'da avukatlık yapan oğulları Süreyya Yiğitbaşı'nı ziyaretten döndükleri de belirtildi. Kazada hayatını kaybeden ve Isparta'da hediyelik eşya ticareti yapan Tevfik Büyükçaylı'nın ise hayatında ilk kez uçak yolculuğu yaptığı kaydedildi. Yeğeni Kemal Sapan, iki çocuk babası Tevfik Büyükçaylı'nın İstanbul'a alışveriş için 3 arkadaşıyla birlikte gittiğini ve daha önce uçak yolculuğu yapmadığını söyledi. Keçiborlu'da düşen uçaktaki 49 yolcunun isimleri şöyle: Ceren Ceylan Özlem Karataş Nuri Tığlı Bahri Öndürücü M.Rafi Taşkent Muhsin Öndürücü Şakir Özsoy Kasım Muhammet Saygılı Perihan Kutlu Sinem Kutlu Aysun Fatime Balcı Mustafa Zengi Davut Demirkurt Hayri Tokgöz Tevfik Büyükçaylı Mehmet Yiğitbaşı Zeliha Yiğitbaşı Özgen Berkol Doğan Engin Abat Prof. Dr. Engin Arık Sibel Uysal Mehmet Yılmaz Necati Kartal Saniye Kartal Hakan Ulutaş Doç. Dr. İskender Hikmet Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ Fahrettin Oğurlu Özcan Oğurlu Hakan Yakup Tullu Alp Tezcan Oğuz Cafer Çiftçi Yusuf Çiftçi Nazire Kurnaz Gözen Polat Mustafa Fidan Doğan Göktaş Hazal Kaynak İsa Çobankaya Saniye Çobankaya Yaşar Çobankaya Burhan Tepebaşı Ruşen Mustafa Hamza Hemreli Fuat Güler Mustafa Çalışkan Kenan Büyük Süleyman Hilal Ayşe Cantürk Melike Ceylan Sadettin Baysal Mürettebat: Kaptan pilot Serhat Özdemir 2'nci pilot Tahir Aksoy Kabin Amiri Çağatay Şirin Hostesler Mana Topçu, Sinem Hatice Vurbul, Mümine Bulut Teknisyen Alaattin Çelik Gürtürk
RUMUZ: ŞİİRİN KIZI
ESRA ERDOĞAN
Yüreğinize sağlık...
TÜM YORUMLAR (27)