Torunum Alper'e Nasihat

On ay oldu; çevre aydınlanalı,
Gölge kıpırdanıp; çatallandı bak!
Damakta ilk lezzet; algılanalı,
İçine bir dünya; yuvarlandı bak!
Farkına var; baştan savma işini;
Daha süt emerken; sıkma dişini...

Sorumlu değilsin; haykır istersen!
Huysuzluk; çok daha karlı oldu bak!
Çığlığınla; tüm sesleri bastırsan;
Ağlayınca sevenlerin doldu bak! ..
Anladın mı şimdi dünya işini?
Ne gerek var, canım? Sıkma dişini...

Yürüyüp, konuşma; iş zorlaşacak.
Deme ki: “Hiç kimse söylemedi.” Bak!
Sen; kırıp dökerken; ruh sıkışacak…
Gördün mü? Sevenler istemedi. Bak.
Geçer bunlar; boş ver, bırak peşini;
Tazedir, kırılır; sıkma dişini...

Daha sonra bir çok okul olacak,
Bu arada askerlik de geldi, bak!
Yürek şenlenecek, gönül coşacak;
Dünya gözlerine küçük kaldı; bak!
Anladın insanın yücelişini;
Etrafına boş ver; sıkma dişini...

Çoğalırsın tek tek, evleneceksin.
Geçinmek belası seni buldu, bak!
Belki başaracak, tüyleneceksin.
Yakınların nasıl bir bir yoldu? Bak!
Üfleyiver, seyret yükselişini...
Tüy senin tüy verip; sıkma dişini...

Dünya'na sahip çık, çarçur ettirme!
Yakınların bile senden yıldı, bak!
Cambaza, kurnaza; takla attırma!
Bir abdestle; üç gün namaz kıldı. Bak!
Ucuz hesaplarla yorma başını,
Doğruya hizmet et; sıkma dişini...

Ali Ulvi yele verdi bir ömür,
Zaman geçti; sıra sana geldi. Bak!
Yüreğin ipekten, bileğin demir,
Hem gördü, geçirdi; hem de bildi, Bak.
Devr'i devran böyle; çatma kaşını!
Pişman olma,dik dur, sıkma dişini...
10 OCAK 2012