Cürümüş donuk kalbinde bu toprakların
Gözleri gördüm.
Herkes sesiyle vardı
Ve duruşuyla gövdesinin.
Bir insanı en iyi sevişirken tanırız.
Kalbimizi birlikte çürütürken.
Ağırlaşan gövdemiz
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
İlk kitabı “Rüzgâr Dolu Konaklar”dan beri (1996) izlediğim; şiirin matematiğini, ruhunu çözmüş, anlamın karşısına dikilen imgenin gücüne inanmış, iç yolculuklarını dizelerine yansıtabilmiş bir şairdir Bejan Matur. Bir söyleşisinde “çocukluk yaşantılarımız bir kader gibi yolumuzu da belirler” diyordu Bejan. Onun bu cümleden kendisine düşen payı fazlasıyla aldığını düşünüyorum.
“Her kış kaybolan
Ve baharda ortaya çıkan
Bir ağaç oldu annemiz /
Dövmeleri olan bir meşeydi o /
İniltisi geliyordu kulağımıza…/…”
derken yaşlı bir konaktan yankılanan rüzgâr seslerini duyuyorduk adeta.
Başka bir şiirinde çocukluğuna geri dönüşler yaparken, ışıksız odalardaki anneyi acı; acıyı kızıl ile özdeşleştiriyordu:
“Kızıl bir elbise ve yatak almalıyım,
Kızıl bir yüzük,
Ve lamba.
O zaman olmalı ki,
Annenin zamanı başlar ve tükenir…/…”
Kendi coğrafyasını şiirlerinde yeniden yaratmış bir şairdir. Yapıtlarında kimlik sorgulamaları ile sıkça karşılaşırız. Bunu gerçekleştirirken adeta uzun bir ağıt yakıyordur. 2008 yılına geldiğimizde, 5. kitabı “İbrahim’in Beni Terketmesi” ile yakın kişisel tarihinden başladığı yolculuğa daha derin bir zaman diliminde devam ettiğini görürüz. Çocukluktaki zamansızlıktan insanoğlunun zamansızlığına geçmiş gibidir.
Yine başka bir söyleşisinde:
“Gerçek sanat, insanı ve onun yeryüzündeki oluş serüvenini konu alır. Ve bunu yaparken, gündelik, politik kategorilere yüz vermez” der.
Ancak köşe yazarlığına başladığı ve sürdürdüğü dönemde, en büyük endişem “güncel”in şiirini zedeleyebileceği idi… Bu kaygıyı hâlen taşımaktayım.
Acının ortağıdır şair....Bejan'ın şiirini hep sevmişimdir...Çok derin düşünce ve hayatın anlamının en çok biriktiği yerde Bejan'ın sesi vardır...Güzel şiir adına teşekürler sevgili Bejan....
Şairler derki
Gecedir sözün tanrısı
Ben usulsüz anların
Doğurgan birer dişi olduğunu
Kırık seslerden öğrendim
Gidişlerden ve kuşatılmış imlãmdan
Metalle kaplanmış tenin gölgesinden geçen
Kısık kısık öksüren tarihlerin yamacında öğrendim
Sözün kandaş olduğunu
Şairler yanıldılar
Yaradır sözün tanrısı ( yüksel balcı )
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta