Onlarla tanıştığımda ne kadar, mutluydular. Hayata sıkı sıkıya bağlı olan, birbirini seven iki gençti. Arkadaşlarının aracılığıyla tanıştırılmışlardı. Onlara her baktığımda çok güçlü bir enerji alırdım.Hani yaşadığımız sürece “anlık mutluluklar” vardır ya…
İşte, onlarla “ kısa kısa” mutlulukları o an yakalardım.
Sanki o anın bana bir ömür boyu mutluluk getireceğini düşünüp içim, sevinçle dolardı.
Güzel güzel olduğu kadar da mutlu bir an.
Siz hiç sevgiyi gördünüz mü?
Siz hiç; gözlerinizle bir sevgiyi zumlayıp, hislerinizle çizdiniz mi bir resim tualine?
Bire bir tanık oldunuz mu?
Ben tanık oldum.
Sevgi ile Mehmet…
O iki güzel insanın gözlerinde gördüm sevgiyi. Yüreklerinde ki sıcaklığı hissettim. Sevgiler açıyordu gözlerinde bahar gibi, çiçek, çiçek. Onlara baktığımda, içim yaşam seviniciyle dolardı.
Bu iki güzel insan gün geldi yüreklerini birleştirmeye karar verdiler. Gözleriyle gözlerini, elleriyle ellerini, birleştirip sıcak bir yuva kurdular. Çok mutluydu Mehmet ile Sevgi.
Kısa bir sonra aşklarının ilk meyvesi tatlımı tatlı bir evlatları oldu. Adını Murat koymaya karar verdiler.
Sevgi canı gibi sevdiği eşi olan Mehmet’e;
‘’Murat koyalım adını da tüm muradı olsun ‘dedi.
Murat 2,5 yaşına geldi. Daha yeni,yeni, yürümeye, konuşmaya başlamıştı. Dünyadan bir haber büyüyordu.
Sevgi ile Mehmet’in evlilikleri üzerinde kara bulutlar dolanmaya başlamıştı. Nedensiz tartışmalar çıkıyor. Nedensiz huzursuzluklar yaşıyorlardı. Sanki nazar değmişti onlara.
Buraya kadar her şey çok normal değil mi?
İki insan karar verir evlenir, sonra da anlaşamayınca karar verip, boşanırlar. Bu onların en doğal haklarıdır.
Sevgi, bir gün Murat’ı alıp baba evine gider. Artık dayanacak gücü kalmamıştır. Ailesinin kol kanat gereceğini düşünür. Ama hiç bir şey düşündüğü gibi olmaz. Evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Sevgi başına geleceklerden habersizdir.
Sevgi’nin ailesi çok katıydı. Böyle bir şeyi kabullenmeleri imkansızdır. Sevgi direndi olmayacak bir işti. Boşanmak istediğini ailesine açıkladı. Aile şiddetle karşılık verdi.
Aileye göre tek çıkar Sevginin ölüm fermanı çekilmesiydi. Aile büyükleri toplanıp, karar verirler. Sevgi ölmelidir. Namus, korunmalıdır. İşte bu nedenle bir cellat seçilir, bu işi gerçekleştirecek. En küçük erkek kardeş görevlendirilir. Sevgi, inanmaz öldürüleceğine ta ki, odaya kapatılana kadar.
Muradın gözlerinin önünde bıçaklandı. Sevgi, töreye kurban gitti. Murat şimdi 8 yaşında ismi gibi istediği olmadı. Mehmet ise onu bilmiyorum…
Bir hayat pisi,pisine söndürüldü. Ne bir amacı vardı bu ölüm fermanının, ne de kimseye bir faydası olacaktı. Olan geride kalan yavru ceylan gibi ortada kalan yavruya olmuştu. Hani, zalim avcının tek kurşunu ile ölen anne ceylan artık emziremez ya yavrusunu, işte Murat da öksüz kaldı.
Murat annesiz kaldı. Bir ömür boyu anne sevgisini tanımadan, hissetmeden yaşamaya mahkum edildi. Yürekler yandı sızladı…
Kayıt Tarihi : 27.4.2010 21:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)