“İnsanlar: 'İnandık! demeleriyle bırakılıp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar? Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doğruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancıları da bilecektir. Yoksa kötülük yapanlar, bizden savuşup kurtulacaklarını mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar! Her kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse, elbette Allah’ın belirlediği ecel muhakkak gelecektir ve O, işitir, bilir.” Sûre-i Ankebut, 2, 3, 4 ve 5
uzandım usul usul ağyârdan kalanlara
ihtimâl soruyorum hükmü zâyi derinden
yüzüm çalgı çağanak bakışlarım kapkara
ne kadar umut varsa emzirip duruyorum
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman