Kundaklığında
Tarlada gölgeye yatırılan
Uyandığında toprak yutan açlığından
Köydeki esmer çocuk
Şimdi
Yaşamaktadır bir koca şehirde sıradan
Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Devamını Oku
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
ne yalan söyleyeyim; ayaklarım üşüdü...ve sızladı toprağa değip de yarılan topuklarım...şükür ki dost yürekli şairler var sağımda solumda, nilüferli gölleri besleyen su kenarlarında...
hep naif kırılgan bulduğum kaleme yakışır dizelerdi okuduğum yine...kırıp dökse de hayat içinde hep umut taşıyan kaleme teşekkür ediyorum...emeğinize yüreğinize sağlık...
Ramazan Topoğlu bir çelebi,bir bebek yüz,bir dünya tatlısı.O birebir tanımaktan şeref duyduğum,nadide bir kişilik.Şiirlerini okuduğunuzda onun iddiasız,natüre ama bir okadar güçlü etkileyici ,sizi kolunuzdan sımsıkı yakalayıp; hem kendisinin hemde sizin de istediğinizi bildiği o latif duygu dünyasına alır götürür.
Dedim ya o bir 21 yüzyıl çelebisi,Ankara değil sanki İstanbul beyefendisi,ancak bir yanı hala çocuk hemde anadolunun o canım tozunun toprağının,harmanyerlerinin,cızlavık (lastik)ayakkabılarının,fakirliğin garibanlığın özüne misler gibi sindiği,bulgur bulamaç sofralarının haşarı çocuğu..
İzni olsa olmasa da çok değerli kardeşim Sinyalinin yorumundan beni çok ama çok etkileyen şu bölümü kopyalamadan geçemiyeceğim;
Bu resmin bir portreyi öne çıkardığı, portreye ait öykünün arkasına, içine büzülmeye hazır kırsal kökenli bir kent yaşayanını yerleştirdiği görülüyor..
Çünki o benim geveleyip durduğum tespiti daha ustaca yapmış.
Çok güzeldi,çoook Ramazan ca ve seni çok seviyoruz Ankarada ki canımız.
Olayların içinde, humanizmin ince pırıltılarını yansıtan bir geçmişten geleceğe bir anı zinciri çok güzel bir şekilde anlatılmış, tebrikler. Sevgi ve saygılarımla esen kalın!!!
Çok başarılı buldum iyi bir öykü tadında.
ustaca yazılmış bir şiir...
yüreğinize sağlık
Şiirler sadece şairinde fermentasyon dönemi yaşamaz, okuyucularda da bir mayalanma, bir demlenme süreci olur,,
Bu ayın 12 sinde okumuş ve şiire değer yargısı olarak ''yüzleşme '' karakterli bir şiir demiştim..
Yüzleşme mi gerçekten?
Aslında şair hayatla yüzleşmiyor, hayatın içindeki hayatları yüzleştiriyor yer yer..
Tatlı tarafgirlikleri olsa da, çok yumuşak ve gözlemci bir uslup denebilir şiirin dokusuna
Kırsal/kentsel /modernist çizginin, olumlu ve olumsuz resmi geçidi bir film şeridi gibi akıyor şiirde
Bu resmin bir portreyi öne çıkardığı, portreye ait öykünün arkasına, içine büzülmeye hazır kırsal kökenli bir kent yaşayanını yerleştirdiği görülüyor..
Makina, bir zamanlar 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar kutsanan bir kavramdı
Osa bugün modernizm,makinayı çok dikkat edilmesi gereken bir kirlilik ve insanlığın geleceğini elinden alabilecek bir kavram olarak görüyor..
Kim ne derse desin tarih boyunca beyni en çok mıncıklanan ve çimdiklenen kuşaktır bu son elli yılı yaşayan insanlar..
Bu şiirde de buna bağlı bir zihin kamaşması, bilinçaltının tatlı bir aşuresi görülüyor elbet.
.Zaten Topoğlu şiirlerinde, bu yaşam ''Jam'' ini (reçelini) sakınmasız, kompleks taşımaksızın dışa vuran bir şair vardır.....
Bu en baştan beri hissettiğim yönü şairin..
Şiirde tek tek ele alındığında şairin bu gözlemlerinin, bilim kadar soğuk olduğunu ama bu gözlemlerin, şiire girerek ardışıl bir hal aldıklarında, yani şiirleştiklerinde yaşam kadar sıcacık ve tertemiz akarsu şırıltısına dönüştüğünü görürüz..
Topoğlu şiirinin büyüsünün peşinde gitmeye devam edeceğim..Hem bu şiirde..hem diğer şiirlerinde..
O ''fikrin, ince gülüdür'' zira
Sevgilerimle...
Sanırdı yılanlar dilleriyle sokar,
İnsan dillerine kadar.
ne zaman akan sular görülse sıvanır paçalar.
'Çocukluğunda toprak yiyen çarpık bacaklı adam'
ne müstesna ifadeler bunlar
seni önerdiği için köy kızına teşekkürler
tam puan
iç
'Ninelerle dedeler hiç ölmezler
baş köşenin süsüdürler
Bir salâ sonrası uzun sandık başında,
ak giysilerde uykulara kadar.'
'ne zaman akan sular görülse sıvanır paçalar.
Ve bir gerçek dost seslenir bir süre sonra:
'Ayakkabılarını giy artık istersen, üşüteceksin' '
Harika bir şiir .. gerçeğin ta kendisi köyden kopamayan .. ama şehirlide olamayan. ve şehirde her şeyi öğrenen şehirde doyan şehirde ölen gerçek insanın hikayesi ...Hasretin Yürek yangını ancak paçaların sıvanarak suya girilmesiyle
söner.. sönme denirse.. Köyde ne nine, ne dede ne de sevimli ak sakallı komşular kalmıştır. gittiğince köye bir yabancı gibi karşılanır. bir yabancı gıbi algılanır.
Affınıza sığınarak bir yere takıldığımı belirtmeden edemeyeceğim. bu şiirde 'gömütlükler' kelimesi yakışmamış .. Bekir Tolu.
Şiirin güzelliği, etkileyiciliği aldığı yorumların içtenliğinden de belli.
Tıpkı sevgili Sinyali'nin dediği gibi başka şiirlerin yazılmasına kapı aralayacak son derece esin verici bir şiir bu.
Yazdıklarınız , tekrar tekrar okunası dizeler…. Okundukça da insanı bir düşüncedir alıyor. Nedenler, niçinler….
Büyük şehirleri oluşturan toplulukları kırsal kesimden , köylerinden göç ederek gelen insanlar oluşturuyor…oradaki insanla buraya yerlesen insan aynı insan ve bu insanlar bu bulundukları ortamda bu kadar masum ve temizken , büyük kentlere geldiklerinde neden bu yozlaşma ile karşılaşıyorlar….. bilemiyorum ….
Böylesi güzel bir çalışmaya insan takdir sözü bulamıyor….yüreğinize sağlık.
Bu şiir ile ilgili 58 tane yorum bulunmakta