Mihman olur yüreğe vakitsiz ince hüzün
Gün batarken incitmez anlamam öldüğünü
Bir güvercin rüyası Yusuf'tan kalan yüzün
Sana baksam kırlangıç gidişin kuş düğünü
Gecenin ilk büyüsü bahtın feneri Ülker
Göğe açılıştır aşk yolculuk içe doğru
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Ay masalı anlatır yüzüne doğan bedir
Işık ışık yıkanır yağmurlarda bir ayet
Can alıcı kuzgunun kanatları gökçedir
Akşamın kenarında ruh kasılır nihayet
harika bir siirdi..yüreginize saglik...tebrikler
sevgi ve eselamlar :)))
Yollar ve Gökler
Üstüste, altaltalar,
Bende gökler ve yollar.
Gökler, kat kat mavilik,
Yollar, kol kol servilik.
Yollar nereye gider,
Ve ne düşünür gökler?
Göklerin bir sırrı var,
Onu arıyor yollar.
Gökler suda titriyor,
Yollar suda bitiyor.
Göklerin yüzü yerde,
Yollarınki göklerde.
Bu yollarda izimiz,
Bu göklerde gizlimiz.
Yollar, beni vardırın!
Gökler, tutup kaldırın!
N.F.K
Der gibiydi şiir....
Ente şems’un, ente Bedr’un, ente nûr’un âlâ nûr,
Ente misbahus-süreyya Yâ Hâbîbi, Ya Resûl.'
siirleriniz her ne kadar estetik olculeri herzaman gozle gorunur guzellikte olsa da ;anlam bakimindan da uzerinde dusunulmesi gereken siirler...bir taneside bu iste ...bunca guzel hazineyi estetikle harmanlamak marifet isi kesinlikle...
evet isik isik ...piril piril bir siir ....
kutluyorum...
gerek yerinde imgeler, gerek edebi sanatlar açısıdan ben burdayım diyen okunası bir çalışma mehmet hocam. tebriklerimi sunuyorum bu değerli çalışmanıza. selam ve dua ile.
Maşallah dedikten sonra hayretimizi ve tebriklerimizi arz edelim.
Sözü sayfaya düşüren öz'e, siz değerlı şairimize tebrık ve selam ile
Engin bir yürekten akan çağlayan gibiydi. Kutlarım hocam.
Her can bir ayet mertebesiyle hayat bulurken ana maddesi olan toprağa eninde sonunda kavuşmak zorundadır.
'İndir serin kuyuya senin olmayan teni
Acıktıkça her daim toprak yesin kendini'
Ne kadar ince bir anlatımdı, iğne oyası gibi...tebrikler üstadım.selamlar
Güzel çalışmanızı kutluyorum....
Ölçüsü ve ses uyumu yerinde...., emeğinize, yüreğinize sağlık ...
Harikulade bir şiir olmuş üstadım. Bazı rutin şekilde giden 14’lük şiirlerin dışında daha etkili ve daha vurucu dizeler. Ve üslubun kendine has ifade tarzının kattığı ayrı bir lezzet var şiirde.
“Gün batarken incitir anlamam öldüğünü” Günün batımı ile ölümün arasındaki ilişki tenasüp sanatına güzel bir örnek olmuş. Betimleme ve uygunluk anlamı kuvvetlendiren, söze güzellik katan öğerlerdendir. “…Gidişin kuş düğünü” Gerçekten kendine has buluşlar ve imgelemlerle şiir daha da etkili bir hale gelmiş.
İşte şiirde aradığımız imge budur. Her şeyin yerli yerine oturması ve anlamla beraber sözü kuvvetlendirmek için deli saçması şeyler değildir.
2. bendin 2. mısraındaki “Göğe açılıştır aşk..” cümlesinde ölümün bir vuslat muştusu ve aşkın nihayetine ermek olduğunu; “…yolculuk içe doğru” cümlesinde de sanki “…ileyhi raciun” ayetinden mülhem bir kinayenin varlığını sezmek mümkündür.
“Neşeden azad gönül genişler hiçe doğru” Buradaki hiçlikten maksat zannedersem kıyası mukabil olmayan ahiret âlemindeki tasvirin dünyaya teşbihinden kaçınmaktan neşet eden bir hiçlik olsa gerek. Yani o âlemle bu âlem kıyas kabul etmez. Oradaki değerler buradan çok çok farklıdır. Bundan dolayı bu hiçlik yokluk mânâsında bir hiçlik değildir. Belki de gönlün somut olmasından kaynaklanan bir yoklukla tarifidir. Sadece mânâ olarak vardır. Maddesel boyutta gönlün varlığının ispatı mümkün değildir. Soyut olanın genişlemesi ise varlık âlemine nispetle ne kadar genişlerse genişlesin hiç mesabesindedir.
“Işık ışık yıkanır yağmurlarda bir âyet” Buradaki âyeti ben istiare olarak insan olarak tefsir etsem hata etmemiş olurum zannedersem. Çünkü o Allah’ın en büyük âyetlerindendir. Yağmur yağmur yıkanması ise gassalın onu maddi ve manevi kirlerden paklaması için yapmış olduğu son ameliyedir.
Can alıcı kuzgun’a teşbih edilen ve istiare yollu söylenen “meleku’l mevt” olsa gerek.
“İndir serin kuyuya senin olmayan teni
Acıktıkça her daim toprak yesin kendini”
İşte şiir budur. İdrak ettiren, sezdiren, bir şeyler anlatan. Belki de burada benim anladıklarımla şâirin anlatmak istedikleri arasında dağlar kadar fark vardır. Ancak ben de okuduğum zaman bunları anlayabiliyorsam buna ben şiir derim.
Özellikle son beyit ne kadar manidar… İnsanın aslı topraktır. Ve toprağa rücu eden beden. Ten ki, emanetti ve insan varlık âleminden bilmediği bir âleme gider iken üzerine giydiği bir elbise gibi eskittiği teni tekrar sahibine iade etti. Mânidar, anlamlı ve dahi çok güzel
Tebrikler, teşekkürler Mehmet üstadım.
Selâm ve muhabbetlerimle…
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta