Tohum döşeği, kızıl toprağa düştü yediverenler;
Kimi: begonya’nın kızıla çalan yaprağında,
Kimi: bir gül fidanının, kızıl ateş deminde! .
Hasret sarılı gecelerde; vuslata dairdi düşleri;
Yalnızdılar ve samimi idiler:
İçtenlikli duyarlı seslenişleri ile! .
Ve Yurt Sathında yaşanan dostluğa adanmışlardı;
Düşünüyorlardı ve kendine gelen bilinç ile:
Dönen kalemin ucunda, Sevgilinin adını okuyorlardı! .
Yurt Sathında, kızıl toprak üzeri yediverenlerde;
Tanıdık bir çiçeğin toprak tutkusu: çığlık-çığlığa! .
Bu ülke bizim ve başka bir Türkiye yok! . Dinleyin artık;
Ey yediveren gül kardeşliği, Ey yediveren begonya kızılı! .
Topraktan geldik ve dönüşümün yine toprağa! .
Dur Ey Yolcu; Bu Ülke Senin! . Ve Düşünmek ve de Yaşamak,
Ve Paylaşmak ve de Paylaştırarak yaşatmak: SANA! .
{ Kaleme Alan: Kemal KABCIK – ANTALYA - 25 Mart 2010 Perşembe 06:10:33 }
Kemal KabcıkKayıt Tarihi : 25.3.2010 06:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!