Baba olmak kolaydır, babalık zor.
Evladın gözyaşı, yüreğinde bir kor
Aşk, sevilmemeyi de göze almaktır.
Yarını yoksa, bugün dünde kalmaktır.
Dine ne iskonta, ne de zam yapılmaz.
Ok gibi doğru ol, doğru oku doğru yaz.
İbadet daimidir, ya fazladır veya az.
Çimen yeşil, gök mavidir, kar beyaz.
2010
Kadın, erkek kadar niye başarılı değil?
Ardında, başarılı bir kadın olursa olabilir?
İhtiyaç duyunca, dayanırdın arkandaşa.
Şimdi bey paşa olsa, güvenme arkadaşa.
Gölgem gibi arkadan değil, önden yürü.
Körler ülkesine kral yaparlar, tek gözü körü.
Hiçbir şeyi olmayan, kaybetti, her şeyini,
Her şeyi olan kaybetmedi, hiçbir şeyini.
Haklılar değil de, güçlüler kazandı yine
Bitatlarla fitne fesat soktular, böyle dine.
“Ey! Hukuk vampiri, adalet çakalı durun.
Hâkimlerin de hakemi var, Allah’tan bulun.
İstemekle gayret başka, hayat yolunda.
Beyhude oyalanma, bir orda bir burda.
Ana rahminden yol, dünya denen pazara
Kefen alıp döneriz, toprak rahmi mezara.
Gençlik gaza basmak, yaşlılık kazık fren
İstasyona yaklaşınca, bağırır ahşap tiren.
Bazen yanlış makasla, değişiverir rotan
“Peron doldu” denir, buraya kadar kotan.
Böylemi kutlanmalı, mübarek olan gün?
Bugün, Müslümanlara bayram ve düğün.
Kumar oynarken, ocakta pişen hindi aşı,
Evde alkol rezaleti, nedir bu yılbaşı?
Yıllar geçtikçe, yaşlanıp eskimekte yıl?
Neyi milat bilirsen, onu beller bu akıl..
Dünya ve insan zamanla yaşlanır geçer.
Gün gelir ruha dokunur, ecel-i hançer.
2009
Ebedi vatan için geldi, Orta Asya’dan Malazgirt’e ordu.
İlahi emri almışlardı, daimi vatan edeceklerdi bu yurdu.
Ovada duyulmamış bir ses yükseldi, “Allah-u Ekber”
Atlar kişnedi, kurtlar uludu gök gürlemesinden beter
Kalpaklı komutan haykırdı “ölüm var dönüm yok” diye
Sanki nefer yarışıyordu ölmek için, şehitlikse hediye
Ordu bu nidayla çoştu, unuttu, elindeki kılıç kalkanı
Karakucak saldırıyorlardı, mezar edeceklerdi ovayı.
Ay bulut arıyordu saklanmaya, güneş batmıştı bile
Öfkelenmeden önce, nasıl ağır başlıydı bu kabile.
Üç beş çadıra kandı düşman, ondan gelmişti ovaya
Bilemediler, ölümüne sahip çıkacaklarını bu davaya
Haç düşmüş haçlı dağılmıştı, ova kan gölünden farksız
Sel gibi Anadolu’ya akıyordu ordu, kimi atlı, kimi atsız.
Arkalarından toz duman yükseldi, rüzgara karşı ovaya.
Önde yine o toy delikanlı, sürdüler atları Anadolu’ya.
2007
Nebi uğruna ömrüm heba olacaksa, feda olsun.
Âlemler uğruna yaratılmış, sen seçilmiş kulsun.
2010
Her an Allah’a muhtaçken, şükürden uzak insan
Onun izni olmadan, nefes alıp veremez bu can.
Üç gün az, üç gün çok yaşasan ne fark edecek?
Gelen gidiyor, kalan dünyaya kazık mı dikecek?
Ya toprakta gül, ya cehennemde kül olacaksın.
Sur üflenecek, topraktan tohum gibi doğacaksın.
2019
Kayıt Tarihi : 9.8.2010 14:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!