Ya ateşte “kül”,
Ya toprakta “gül” olmaktır ölüm.
Ya bir yaprak,
Ya kabirde toprak olmaktır gülüm.
2010
Şahin göklerde süzülür, yılan yerde sürünür.
Kimi uzaktan şahin, kimi de yılan görünür.
Boş kafadan kork da, korkma boş silahtan
Boş silahı mı, boş kafayı mı doldurur şeytan?.
Ne cinsiyette, ne de tesettürdedir şahsiyetin
Ne mini etek, ne de itikatsızlıktadır şerefin
Onca efeler, efendiler geldi geçti dünyadan
Kimi dünyayı, kimi ikbali seçti sanal rüyadan
Kimi vermeyi severken, kimi sevgisini verdi.
Kimi halk için, kimi de Hak için canını verdi.
2010
Öldüğün an değiştirilir adın,
Ya “merhum”, ya “cenaze” derler.
İster erkek olsun, isterse kadın.
Adını kimse söylemez beyler.
2010
Bugün, hiç bir daha bu yaşta olamayacaksın.
Daha zengin olsan da, bu yaşını arayacaksın.
Kiminin yükü taştır, kimi de taşı yüreğine taşır,
Kimi yaramaz, kiminin yarası az yarayı kaşır.
Hayat bu ya, kimi gün görür kimi gününü görür.
Şahinler gökte süzülür, yılanlar yerde sürünür.
Zalimin sözüne değil, mazlumun gözüne bak
Cesaretin yoksa, mazeretini hazırla da kalk.
Teraziyi düz tutmazsan, musibetler Hızır’dır.
İster Mekke’de ol, ister tekkede ölüm hazırdır.
2013
Ey kaptan! Demir at son liman, bitti rota.
Yelkende ki nefes sayımız doldu kota.
Bir gün toprak, bedenimi mayalayacak
O gün bedenim, çürüyüp toprak olacak.
Can da, beden de emanetse kaybın ne?
Ey gönlüm, Korkuya endişeye “ayıptır” de.
Ve köyünü, köylünü özler köye gidersin
Ya bir ziyarettir bu, ya da ebedi hidayet.
Ya Akrabaların karşılar, ya köyün imamı
Bıraksın neyin varsa elinde, çulu çuvalı.
Bahane ve çareler bitmeden, ömür biter.
Yoktur böyle bir dünya, bak Behlül gider.
Üstesinden gelinmeyen şey, altında ezer.
Hesabında günahlar, ruhumuzla bir gezer
Düşman kör nişancı, dost keskin nişancı,
Vuracağı yeri iyi bilir dost, zehirdir ilacı
Bazı iştah, iflah olmaz, bizim gibileri bozar.
Ya her yazılanı siler, ya hiç silmeden yazar.
Görene gerek, köre ne gerek görmediği?
Tomurcuk derdinde tohum, toprağa verdiği
Yağmurda, karda kal darda kalmaktansa
Yağdıkça yağsın, gökten har yağmaktansa.
2018
Ben tavşanım, ecel kaplumbağa,
Ben koştum o yürüdü, yetişti bana.
Havuç sandığına oturmuş tavşan,
Kaplumbağadan avuç dilenmekte.
Aceleci olmak eceli geciktirmez,
Ne kadar hızlı uzun yaşarsan yaşa.
Ölüm dersen bir saniye gecikmez.
Tarih aynı yazılır, mezarda taşa.
2017
İhmal ettiğim ilahi aşk,
Sığındığım son liman,
Aşk ihmale gelmezmiş,
Aman efendim aman.
2017
Onca cahilin, defalarca üzerine attıkları taş.
Bir damla bile akıtamadı, gözlerinden yaş.
“Allah’ı sevenler vursun” dedi, kimi “durun”
Bir gül atılınca gözleri yaşardı, Mansur’un
2018
Kimi yüzüne gülerken, kimi güler haline,
Kiminin hoşuna gider, kiminin zoruna.
Tatlı söz senden, çaylar benden yine,
Ver mehteri vur davula, çalsın zurna.
Artan kalabalıklarda bir bir azalıyoruz.
Dışarda rüzgar yok, niye savruluyoruz
2018
Oyun zorsa kolay bozulur, kolaysa zor gelir.
Bundan önce gelenler, bunu bizden iyi bilir.
Herkesin kendine göre huyu, oyunu vardır.
Kiminin silahı sevgi ve af, kiminin hardır.
2021
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 30.9.2019 23:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!