Gün biter, dün yiter
Issızlığın rengi kaybolur
Mehtap da düşmez içe
Sevda girince uğur olunan gelmez hiçe
Atarcalar tutuşur
Sıralamaçlaya
Düğün gerdeğe girer
İç dış gibi dururken
Bilmek değil, ilmek de değil
Sıradan bir gün doğar
Kusmuk kururken
Üzerine de oturulmaz hani
Ansızın ecelin olur boğar
İki bitimsizlikten
Öncel ve son arasında
Çaresiz yitimsizlikten
Var oluşun doğasında
Başa kakıcılığın
Azabı yakıcılığın
Bağıra bağıra bakıcılığın
Derinliğin duyardı
Toprak ıslak, can kuru
O öyle bir vaz geçilmez
Adamın, adam gibi adam dururu
Ana mı, yar mı, can mı, seçilmez
Sanırsın köy düğünü
Çimen giyer, kırmızı öğünü
Atarcalardan nabızla vururu
Heybet gibi olmazsa da baş eğişle gururu
Ve kadim bir ezeli uykuyla
Çorağın ıssızlığı içinde
Taşınırken kendi kendine
Kadim bir akış
Bildi bileli yola bakış
Belli ki ağıtçı, yaşla tıkanmış
Sabırdan bağır, aşıktan çağırla yıkanmış
Aklında olanla özce tereddüb
O öyle bir bahir (deniz)
Öfkeden olacak kahir
Suyun etrafı toprak
Akışı toprak
İdraki toprak
Ve bir bağırdan koparak
Patlatırcasına akarak
Çıkışı toprak, birikişi toprak
Neşvü neması
Ki yıkışı toprak
08.07.2010
Tereddüb: Bir işi sonlandırmak için, belirli nedenlerin belli sonuçlar vermesi, sıralandırmak.
Kahır (kahir) : derin acı duymak
Kadim: eski, kalıcı
Neşvü nema: gelişme yetişme, verimlilik
Kayıt Tarihi : 8.7.2010 09:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!