Ellerimi uzatsam üveyik kuşuna
Mahzun bakışlara bir gölge düşer
Aşkın albenisini tutarım
Balık kavanozlarının bedeninde
Sözlerimi bir aynaya tut,
Bir de ruhunun kıvrak lügatine
Yanmayan yüreklerle,
Sabır külleri savurmak son arzum olsun
Sessizliği bir derviş heybesinde
Gün yüzüne tut ki
Acı Necef’te, Zagrep’te, Keşmir’de
İki vadiyi bölen nöbette buluşsunlar
Anne çocuğuna hüznü mısralarda belletir,
Acının son kullanma tarihi,
Son şarapnel parçasında tescillenir
Yürekler parçalayan çığlıklar
Bozarda dağların fiyakalı duruşunu
Taş yürekler nedamet duymaz
Sözde büyük uygarlığın alnında açar
İğrenç bakışlı dost kuvvetlerin perçemi
Ayrılığı kara yazmalı eller
Bir gergef gibi işler zamanın çocuklarıyla
Zincirle bağlar sevdalarım nehrin avuçlarını
Toprağın yere bakan yanını uyandırmadan
Selamla öyle geç, barışı ve dostluğu
Kutsal kitaplar hilafsız yazsa da,
Yeryüzünün pak kalıp
Secde edileceğini
Küresel değerler balyoz olup
Kırarlar mescitlerin
Göğe açılan nezih ellerini
Mümin yürekler iyi bilir
Böyle barış elçilerini
Birleşmiş milletlerin bir olduğunu hep
Kan kusup,
Nefret içtikleri kirli kadehleriyle
Birde barış masanın üstünde mahcup duran
Harita sayfalarındaki ihanet lekelerinden
Ben yunus heybesini zifiri karanlıkta
Barış meyvesi ile doldururken
Sizler büyük günün azametinden habersiz
Zafer naraları atarsınız uluorta
Surun kulakları delip geçen ilahi nefesi
Berzahı bağlarken asude bir yolculukta
Büyük gün mütevekkil ve rıza makamındadır
Ak koyun, kara koyun o gün belli olur
Pazar kurulur, tüm mallar tezgâhta sere serpe
12.09.2006
Ramazan YILDIZ
Saat:21.10/Darende
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta