Yaz kapıda
Dal tomurcuk,
Ben seviyorum
Güneş desen
Pencereme sığmıyor
Yoğunsögüt de yine bahar
Her yamaçta öbek öbek kar
Su sızar kenarından Ilgıt Ilgıt
Kaya diplerinde yanar nevruzlar
ve
Akşamdan usul usul ay doğar
Büyür büyür
sini kadar
Un eler tepelere
Uzansam elim değer
Yel eser
Servi kavak boyun eğer
Her pencerede bir idare titrer
Yaz kapıda
Dağ taş çiğdem çiçek
Gök desen
Başımı kaldırsam
maviye değecek
Her bahar
Dağlar kekik,
rençper ter kokar
ve yarılan somun gibi
topraktan yükselir buğular
Gözerimi yeşil deniz
dalga dalga tarlalar
Buğday başağı gibi
Yoğunsöğütlüler
yılı tek mevsim yaşar
Yaz kapıda,
Yuva derdinde serçe
Yer gök telaş içinde
Dal desen
Tomurcuk taç olur
Yaprak yeşerince
Yoğunsöğüt de her bahar
Kurtkulak’ın tepesinden kalkmadan kar
Yaz ovadan doruğa doğru akar
Ve gün ağarmadan hemen önce
Her kayada bir kınalık keklik
ötmeye başlar
Aniden
Kurtkulak’ın eteğinden gün ışır
Her bacadan bir bulut tüter
göğe karışır
Güneş daha yükselmeden
iki karış kadar
köyün içinden
Boz bulanık çay akar
Yaz kapıda
Dalda küpe kiraz
Kiraz dalda
Kız evde durmaz
gece
bir kara mermer
Kurşun sıksan seker
Karanlık
Emer memeden bütün gece
Masum bebekler
beşik gibi döner
kelebek kadar süslü kainat
ve yıldızların altında
karanlığa inat
Çoban ateşleri
Bir yanar
Bir söner
Yeniden gün ışır
İçi kalaylı
kırmızı bakır helkelerle
su taşır
esmer kızlar
bir serin yel eser
Irgat terini yalar
Bakır tasta su
Güneşten bir parça gibi parlar
ve
Elbistan topraklarında ölesiye yaz başlar
Kayıt Tarihi : 25.3.2006 22:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!