Toprağın Çığlığı
Bir şehir düşün;
Sokaklarında çocuk sesleri olması gerekirken,
Ayakkabısız ayakların yankısı var.
Bir ülke düşün;
Ellerinde kitap olması gereken gençler,
Çöplerde kâğıt toplayarak büyüyor.
Anneler, gözleri kurumuş bir nehir gibi,
Her sabah umut diye uyanıyor,
Ama sofralarına ekmek yerine hüzün oturuyor.
Babalar, yorgun omuzlarını kaldıracak hâli yok,
Alın terleri toprağa düşüyor,
Toprak bile utanıyor artık bu kadar açlıktan.
Çocuklar var…
Sırtında çanta değil,
Kardeşini taşıyor.
Sınıfında öğretmen değil,
Sokakta horlayan gözler karşılıyor.
Küçük yaşta öğreniyor susmayı,
Çünkü sesini duyan yok.
Bir de başka çocuklar var;
Altın kaşıkla büyüyen,
Gözleri telefon ekranında kaybolan,
Oyuncağı kırıldığında ağlayan.
Ve sen soruyorsun:
Bu uçurum neden?
Neden bir taraf göğe uzanırken,
Diğer taraf toprağın dibinde boğuluyor?
Sokak köşelerinde yaşlılar var,
Ellerinde titreyen baston,
Gözlerinde yılların yorgunluğu.
Gençliğinde ter dökmüş,
Şimdi bir köşede unutulmuş.
“Devlet baba” demiş yıllarca,
Ama bugün cebinde üç kuruşla,
Ekmeğini bölmeye çalışıyor.
İşçiler var, sabahın köründe yollara düşen,
Gözlerinde uykusuzluk,
Avuçlarında nasır.
Akşam eve döndüğünde,
Çocuğuna sarılacak hâli kalmıyor.
Ama yine de gülüyor,
Çünkü bilmezsin,
Bir babanın en büyük hayali
Çocuğunun karnının doymasıdır.
Kadınlar var,
Hayatın yükünü iki kat sırtlanan.
Bir yandan ev, bir yandan iş,
Bir yandan şiddet,
Ama en çok suskunluk…
Çünkü sesi çıksa,
Duyan olmayacak,
Duyan olsa da susturacak.
Ve gençler var,
Hayallerini bavullara sığdırmaya çalışan.
Kimi başka ülkelere kaçar,
Kimi kendi odasında çürür.
Kimi iş bulamaz,
Kimi umudunu bulamaz.
Yüreklerinde ateş var,
Ama önlerine hep duvar örülür.
Bir halk düşün,
Yüzyıllardır başı dik yaşamaya çalışan,
Ama her defasında zincirlerle karşılanan.
Bir halk düşün,
Aynı sofraya oturmak isteyen,
Ama birbirine düşman edilerek bölünen.
Ve bir soru büyür göklerde:
Neden bu toprakta eşitlik hayal,
Neden adalet sadece kitaplarda kalır?
Neden birileri sefaletle sınanırken,
Birileri şatafatla övünür?
Ama bil ki,
Her karanlığın ardında bir şafak saklıdır.
Her açlığın ardında bir doygunluk,
Her yarının ardında bir umut.
Bir gün bu topraklar yeniden
Çocukların kahkahasıyla uyanacak.
Bir gün annelerin gözyaşı dinecek,
Babaların alın teri değer bulacak,
Gençlerin hayali gerçeğe dönüşecek.
O gün gelene kadar
Toprak çığlık atacak,
Gökyüzü haykıracak,
Ve biz, susturulmuş sesler,
Birleşip diyeceğiz:
“Yeter
Söz : Azrail
Mucize KartalKayıt Tarihi : 31.8.2025 17:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!