Toprağı Islatmayan Irmak (Aras'a Ağıt)

bingöl’den hazar’a
umutları ağartırdın çağlamın köpüğünde
bir çiseyle yerle bir ederdin Iğdır ovasını
nice çayları, dereleri ortak edip kaderine
türkülerin yankırdı karasu dağlarında

************ ''aras aras han aras
************bingölden kalkan aras
************al başımdan sevdayı
************hazar'da çalkan aras''

coşkusu tükenmiş yüreksiz aras
eski ihtişamın mı var kimedir cılven
nazlı güzeller tavrını takın yok olmuş cazibene
nazlan su diye yanan yürekleri yakıp
üç beş yayın, caner kalmış suyunu oynatan
hadi onlar da yok oldu
hadi yok oldu civiller, lillikler sağlı sollu
ve kurudu can verdiğin bağlar
ister misin çakrağına yazılsın
buradan aras nehri akardı bir zamanlar

şimdi benim gibi gözün bulutta
uçurtman havalanacakcasına gülüşürsün rüzgarla
kurumuş dudaklarının ıslak buseleri küs
öpmeyecek kanı çekilmiş yüzünü köylünün çise
şimdi sen taşıma suya muhtaç
arpaçay’dan kura’ya
kötek çayı’na
maksutçuk’tan akçay’a
gözyaşlarımız bile sığmayacak ufalmış yatağına

sana döndükçe sancılar saplanır anılarıma
beynimin içinde vurur yatağına yurtlanan taşlar
molozlar, çakıllar ağrıtır çayırına yasladığım sırtımı
güneşe verdiğin buhar say buğulanan hüznümü.

erkişiye ince belli su sonasıydın
kadınlar için erdin, yiğittin dünyaya benzeri gelmemiş
hiç yakışmıyorsun aras’ım ihtiyarlığa
tükenmek sana göre değil a r a s

bir tutam yaşile dilinde ağıtsa eğer hasret
avuç kadar gölge salacak ağacın rüya

yokluk işte böyle bir şey aras varlık kıymeti bilmezsen
kanı çekilen damarlarından sızan acılar
sızlatır gözlerimi sana baktıkça
saygıyla çekiliyor gevenin dikeninden çayırlar
bozkır başına buyruk çığlığını beklerken vadiler

bak hele baak
yosunlar kulak tuttu balıklı koyuklarında
çocuklar top oynuyor yatağında seni yok sayarak

sen suyunu ben umudumu yitirmişim
nerede korkup da geçemediğimiz karşı kıyıların
sönen köpüklerinde tükenmiş düşlerim heyhat
senin için yazdığım destanlarımı geri ver gardaş

sana umutlacağıma yıllar yılı bir kez yöneltseydim ellerimi buluta
çatlamış bedeninin yarıklarında karıncalar yuva yapmazdı
at sırtında yarı bele dek ıslandığımız yatağının
kulaç atmak varken dalgalarına
batmazdı gülüşlerimiz kumsalına
yoksulluk ağıtlardan süzülen gözyaşı olmazdı aras

hasankale horasan karakurt
kağızman’a varmıyor bir mayıslarda
yere inmiyor yıldız ve ay
bereket kapıları çat pat kapanıyor cennet yeşiline
çemçe’den kuloğlu’na ülker’den aladağ’a
sarıkamış’ta alaçamlarla kucaklaşan
yağmura sevdalı çamların dönüşmüş çatlankuşa
ayıp

************ ''aras'ı ayırdılar
************kumunu sıyırdılar
************daha be neyidim ki
************anamdan ayırdılar''

haydi naçar çavlanlım
aç avuçlarını maviliklere aras
senin duan milyonların gönlüdür arşa varan
senin duan kabul olur
ben de gönlümden geçenleri koyayım avuçlarına.

hadi aras
şimdi tam zamanı
ne önündeyiz umudun ne arkasında zamanın
elde avuçta ne kaldıysa kabulüm
onu da kaçırmayalım sonra
kurban olayım gözüne aras
hadi aras
hadi aras