Toprağa düşmemiş yağmur tanesi
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi!
Gözlerimin ufuğa son bakışısın,
Gönül rıhtımlarımdan son vapur sesi,
Rüzgarla baharın karışımısın,
Sen toprağa düşmemiş yağmur tanesi..!
Martılar da ağlar tüm kuşlar gibi,
Bir eylül gecesi çılgınlığında,
İçimi delip geçen şarkılar gibi,
Issız denizlerin karanlığında,
Martılar da ağlar tüm kuşlar gibi.
Yakamoz dans eder dalgalar ile,
İçimde yalnız bir deniz feneri,
Ruhumda sessiz yankılar ile
Kaybolmuş bir aşkın derin kederi,
Yakamoz dans eder dalgalar ile…
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi!
Bulutlardan kopup satırlarıma,
Yitik bir şiirin eşsiz bestesi,
Damlasan kavruk dudaklarıma…
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi!
Zaman takviminden kopan yapraklar,
Sararmış bir mevsime akıyor gibi,
İçine hatıra eken topraklar,
Bütün saatleri yakıyor gibi,
Zaman takviminden kopan yapraklar…
Yabancı dudaklar yalan besteler,
Soğuk omuzlarında teselli yalan,
İçimde kupkuru güller desteler
Ayrı tutunduğun dallardan kalan
Yabancı dudaklar yalan besteler…
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi!
Penceresinde İstanbul var gözlerinin,
Ölümsüz hayatın sonsuz nefesi,
Her hecesinde İstanbul var sözlerinin,
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi..!
Akşamlar sokulur yaz düşlerime,
Soğuk bir rüyanın buzulluğunda,
Gözyaşı bulaşır gülüşlerime,
Gözlerimin sana susuzluğunda,
Akşamlar sokulur yaz düşlerime…
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi!
Hala ıslaklığın var şu kanadımda.
Hayat oyunumun en son perdesi,
Sen yağarsın sessizce serenadımda,
Sen, toprağa düşmemiş yağmur tanesi..!
Kayıt Tarihi : 2.11.2008 02:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!