Gerek iktisadi gerek sosyo kültürel açıdan bakıldığında, toplumsal yozlaşma korkunç boyutlara gelmiştir. Buna toplum psikolojisini de eklemek mümkündür. Ülkemiz tarihi yapısı göz ardı edilerek, bölgeler arası göçün de tetiklemesi plansızlığa ve kötü yönetilmeye maruz kalmıştır. Oysa üniter yapıya sahip bir ülkede çeşitli kültürlerin iç içe yaşayacağı düşünülerek önlemler alınmalıydı; çünkü üniter yapı herkesin her yere göçme ve orada yaşama hakkına karşı çıkmaz. İktisadi yapının dengesiz, geli,r dağılımının bozuk olduğu ortada iken; yozlaşmayı tek başına bireylerin üzerine atamazsınız. Ülke yönetimi, siyasal dengeleri korumak için sosyal, kültürel dengeleri iyi yönetmesi gerekirdi. Demokrasi, hukuk her me kadar çağdaş bir yönetim şekli olsa dahi, bunların geçerli olmasını istiyorsanız bunlara uygun birey, toplum ve sosyal dengeler kurmak zorundasınız. Eğer bunları kuramazsanız bu çağdaşlık kağıt üzerinde kaldığı gibi, totaliter yönetimleri mumla aramaya başlarsınız.
Bireye hukuki haklar veripte onun alt yapısını hazırlamayan sistem birey için kötü bir görünüm sergileyecek ve birey o sistemi kendisine haksızlık eden, sömüren düşman olarak görecektir. Düşman olarak gördüğü içinde de yaşadığı sistem ile sürekli çatışma halinde olan birey, bireyselleşme yerine feodal yapılara doğru eyilim gösterecektir.Bugün aşiret yapıları, cemaatler, tarikatlar gibi feodal yapıların hala çok önemli bir toplumsal etkileyici olmasının arkasında yatan da budur. Bireyselleşmek zorunda kalan ve kendi başına hareket edenler de olması gerekenden çıkıp yalanlar, yanlışlar, saçmalıklar ile yaşamayı benimsemiştir.
Örnek olarak ele alacak olursak, bir kadına ekonomik özgürlük verirseniz. Ekonomik durumu bozuk iken çevresindekilerin açıklarını kapatmaya çelışıp uyum içinde yaşamaya çalışan kadın, bunu eline geçirdiği takdirde açık arayan, hata kabul etmeyen, istediği yapılmadığında, haksılığa uğradığını düşünüp çevresini dışmaktadır. Bu kadın bir erkeğe ihtiyacım yok diyerek evliliği, çocuk doğurmayı, bir erkeğe yada aileye karşı saygılı olmayı bir kenara bırakmakta.. Kadına sorarsanız bunun gayet doğal olduğunu, istediği gibi yaşamak onun da hakkı olduğunu düşünür. Oysa özgürlük, hukuki hak, demokrasi insanların iletişimlerini güçlendirmeleri için vardır kopmaları için değildir.
Erkekler toplumda kalite bakımından oldukça düşüşlerdir. Zira erkeğin yaratılış özelliklerine göre bir aile yapılanması, toplumsallaşma, sosyalleşme,
söz konusu olmadığı gibi, onu aşağılayan, küçülten unsurlar olduğu kesinidir.
Bu yüzden sapık ve anormal cinsel tercih yapan erkekler ortaya çokmıştır.
Ensest ilikiler, fırsat bulduğunda küçücük bebekle ilişki, bir kaç erkeğin bir araya gelip masum bir çocukla ilişkiye girmesi ve içinden bir tanesinin bile bunu engellemeye çalışmamaması... Erkeği erkeklikten çıkaran ve ona özelliği, kişiliği, kendiliğini vermeyen tutumlar, davranışlar, eğitimsilik, baskılamalar erkeğin yozlaşmasında büyük bir etkendir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta