Toplumun bir işleyiş mantığı vardır. Süzgeciniz bu temel üzerinde gelişir. Yargılarınız, kıyaslamalarınız, eleştirileriniz, haklı ya da haksız olmanız bu devinim ilişkileri üzerinde olmalıdır. Yine bu düzlemsellik üzerinde, siyasal politik geliştirmelerinizi, değişme ve yenileştirmelerinizi, yaparsınız. Yine demokratik olmayan, anlayış ve yasaklarınızı kaldırmayı ve yeni yasalar ortaya koymayı, bu toplumsal düzlemsellik üzerinde yapmak zorundasınız. Toplumcu siyaset ve politikalar, halkçı siyaset ve politikalara inmemeli.
Değilse yasal kurum ve kuruluşların kendi hukuk çiğner suçluluklarını, hukukun üzerine taşımamalıdır. Bu türden omurgasızlıklarla, tartışma ve haklılaşma yapamazsınız. Kurumların (partilerin) akıl dışı bir keyfilikle ve duygusallıklarıyla kişi ve öznel (etnik) inanç anlayışlarıyla, düzlem ve işleyiş dışı olanlarla, mantıksal legal ize etmelerle, çözümler oluşturulamaz.
He olgu ve olay çift karakteri ile yansır. Örneğin siz bir suçluyu cezalandırmakla çok hakkaniyetli bir iş yapmış olmuyorsunuz. Suçluya odaklı bakışla bu eyleminiz doğrudur. Ancak, tümelci ve toplumcu açı ile bakarsak; suçlu bir baysa ve o toplumda genellikle baylar ailelerin ekonomik geçimini sağlıyorsa, siz suçsuz bir aileyi de suçlu üzerinden açlığa, sıkıntılara cezalandırıyorsunuz demektir. Böyle bir cezai mahkûmiyetle, aileye kazanç girmeyecektir. Suçlunun çocukları eğitilemeyecektir. Dolaysıyla da ve olasılıkla da yansıma suçu (mahkumun çocuklarını) sokağa, yani topluma salma şeklinde belirecektir.
İşte toplumun düzlem gücü işlevi, burada kendisini gösterecektir. Bu yansımayı görecek, bu olumsuz yansımayı da kendi üzerinden sorumluluğuna alacaktır. Her cezalandırılış, ayağınıza batırılan iğnelerin sızılaşması gibi hissedileceği de eninde sonunda, vaka çokluğu ile üzerimize hücum edecektir.
Bu tür durumlara da çözümler üretilmelidir. Yani siz suçluyu cezalandırırken bir yönü ile de toplumun ayağına kurşun sıkmış oluyorsunuz. Kurşun sıkılan ayak ne kadar görmezden gelinirse? Toplumlardaki her türden mahkûmiyetler, suçlu bireylerin kendi sosyal görevlerini, yine toplumun üzerine, zorunlu olarak yükleyecektir. Toplumlar bunu görür ve karşılar. Suçlar şahsidir ama yansıması genelleşir. Bu da tabiidir.
İşte demokrasilerde, herkes ve kurumlar, hukuk önünde eşittir. Kimse hukuku çiğneyemez. Çiğnerse ve hukuku çiğnemenin yaptırımı da cezai bir kapatmaysa, o süreç, kapatılacaktır. Cezaların topluma da zorunlu bir yansıma maliyeti olacaktır. Siz yine de; ”Bu çözüm değil, başka nam ve adlarla, yeniden kuruluyorlar ve de toplum, bu kapatılışlarla parti mezarlına dönüşüyor “ diye mazur gösterebilirsiniz!
Bu, saçmadır. Nasıl suçlular mahkûm oluyorsa ve bu mahkûmiyetler de suçu önleyemiyorsa, siz yine de bu yasallıktan vaz geçemezsiniz. Nasıl bir kanser ilacı; böbreğe ve karaciğere ve dalağınıza verdiği zararlarla, içinizdeki çürütüşleriyle siz, yaşamda kalıyorsanız, bu cezalanışlarla da cezaların topluma yansıması da elbette olacaktır. Yansıyışlardan rahatsız isek, o yansımalara gidişe sebep olmamalıyız! Sorumluluk bu. Bir kimsenin, psikolojik sorunları yoksa sosyal yansıması da rezerv kalmak şartı ile o kişilerin suçlu olmasında toplumun dahli vardır. Toplumsal üleşimin çarpık yansımasıdır bu da işin başka bir yönü yani, olayların sistem sorunu olmasıdır. Şimdilik bunlar konumuz dışıdır
Mahkûmlar, ceza bitimi sonunda da, tekrar suç işliyorlarsa ve ceza verişlerin sonucu topluma bir maliyet oluyorsa, bu sizin yasal olmanızdan caymanıza neden olamaz. Toplum, bu mal oluşlardan yılıp; “ aman güzel kardeşim, suçluları yargılayıp mahkûm etmeyin. Siz, mahkûmiyetlerle, ancak suçlular mezarlığı yaratıyorsunuz. Mahkûmiyetleriniz, boş şeyler ve suçları görmezden gelin.”” Denilemiyorsa, partilerin kapatılması ile de topluma olacak yansımada o olayın doğasında olacak bir yansımadır. Buradaki, sizin temel sorununuz, hukukun üstünlüğüdür. Ve hukuk karşısında herkesin ve kurumların eşit olması gerektiği ilkesidir (yasallığıdır) .
Zaten toplumsal eğitimle, halksal öznel eğitimin, alan farklılığını ve kendi alanlarının haklılığını, neden vurguluyorum ki. Bir endüstri meslek lisesi eğitimi, toplumsal kurumdur. Bunun sorunlarını toplumsal düzlemeyle, referans ederek tartışır, haklarını ve düzenleşmesini yaparsınız. Ama imam hatip lisesini, nasıl bir toplumsal gerekçeye oturtursunuz da hak ve düzenlenişlerini, meslek okulları toptancılığı ile endüstri meslek lisesinin haklarına kavuşturmayı, demokratik gelişme sayarsınız!
Aynı mantıkla da siz endüstri meslek lisesini, halk ananlına götürüp eğitimleştiremezsiniz. Halk bu eğitimin, hiçbir şartını, ne bilebilir ne sağlayabilirdir. Nede özel yaşamı bu eğitimi kullanmaya uygun değildir. Halkın işleyiş ve iletişim mantığı da buna uygun değildir. Bu da şu demek; her iki eğitimin yeşerdiği taban alan farklıdır. Birindeki bir istem diğerinde devinmez, haklı bir karşılık bulamaz. Birinin öznel istemi, diğer bir alanda demokratik hak olarak mütalaa edilemez. Bu sapla samanı karıştırmaktır.
Her olayın kendi düzlem alanında gelişen çift karakterli yansıması vardır. Bunu benim yazılarımı takip edenler bilir. Çift karakterli olaylar, somutlukta aynı anda olgulaşırlar. Benzer yansıma düşünce ve mantık devinim alanımızda da bu çift karakteriyle, aynı anda kategorize edilebilmelidir. Yukarıda bir suçun cezalandırılmasının topluma olumsuz yansımasını ve bu suçun da toplumun çarpık işleyişinden kaynaklanması gibi iki karakterli oluşuna zaten değinmiştim.
Toplumsal işleyiş mantığının, oluşma temelidir bu anlayış. Bu yüzden bu toplumsal mantık; halkçı ve inanççı mantığının çok çok üzerinde, bir çelişkileşme, bir eleştirellik ve geliştirilme ortaya koymanın sorgulaşmasıdır. Toplumsallar temeli üzerinde siyaset ve politikalar geliştirir olmamızın zorunluluğu da yine benim yazılarımın temel açıklamasıdır. Halk anlayışlı siyaset, toplumun deviniş alanı değildir.
Çoğu insanın, toplumdan aldığı eğitim bilimleri mantığını dahi, zamanla; bu halksal ve inançsal mantık düzlemine indirgedikleri, görüngün ve sıklıkla karşılaştığımız gerileyişlerdir. Bu inançsal temel mantık düzlemi, eğitimin mantık kalıplarını, süreçle sürdürülemediğinden çok rahatlıkla ketleyebilmektedir.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 21.12.2009 02:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/21/toplumsal-halksal-egitim-5.jpg)
emeğinize yüreğinize sağlık
saygılar gönderiyorum
kaleminiz daim olsun
TÜM YORUMLAR (1)