Toplum Ve halkın Masal Gerçekleri 7

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Toplum Ve halkın Masal Gerçekleri 7

Ağaç totemli insanlar, pire insanların grup yaşantısına göre, daha bir özelde yerleşik yaşantılaşmayı başarmış olabilirler. Yeni yerleşik düzen ilişkisine katılan pire adamların yaşantılaşmaları ve meslek edinmeleri, bu ittifakı ilişki düzeninin birlikteliği ile ortaya çıkar olabilecektir.

Pire grubun hepsi, pire gibi atik davranır olamayacağından, savaşçı olma ve ulak olma mesleklerine katılamazlar. Bir kısmı, şu veya bu biçimle zaman içinde, berberlik mesleğine yatkınlaşmışlardır. Ağaç insanların ittifaka katılmalarının tarihi şöyle böyle çıkarıla bilir. Sosyal öğrenme ağaç adamların ittifaka katılmalarını şöyle bir çağrışımla hafızadaki öğrenmeyi diri tutarlar. “ Pireler berber iken, ağaç adamlarla kardeş olduk” diyen bir halk söylemi, bize özel bir tarih sırası verir.

Pireler berber iken, diye başlayan masallar, genel bir tekerlemeye dönüştü ise de, o tür masallar yine pirelerin berberliği sırasında ya da sonrasında, üretilen masallara bir milat gibi olabileceği düşünülebilir. Bu milat bize hiçbir şey ifade etmiyor ama eski tarihte pirelerin berber oluşları, bir milat belirtir gibi masallar da anılır oluşu, kuvvetli ve travma tik bir bellek yapmış olmalıdır.

”Ben babamın beşiğini, tıngır mıngır sallar iken” Bu söylem, yine açıktır ki eski toplumların ittifak düzenleniş döneminin ilişki biçimidir. Unutulan bir anı söyleminin masal ve tekerleme addedilen şekline dönüşmüş olduğu varsayılan bir anlayıştır. Ve elbette ki bu anlatımı, hafızamız kavrayamaz! Bunlara tekerleme der geçeriz. Niye kafa yoralım ki!

Her sosyal ve toplumsal ilişki biçimi, bir kendi kendini organize ediş biçimi olduğunu yukarıda söyledik. Bu türden yeni organize ilişkilerini insanlar, yeni totemsel sembolik değerler üzerinden benimsiyor ve meşrulaştırıyorlardı. Böylece yeni durumun yarattığı travmayı bu sembollerle aracılığı ile ancak hazmedebiliyorlardı.

Böylesi bir yeni mantık kalıbı işleyişi ve işletilişi temeli var ediliyordu. Bu meşrulaştırmalar hak, hukuk, etik gibi yepyeni anlayışları oldurup bitiriyordu. İşte yeni sosyal ve toplumsal organizenin ortaya çıkardığı çetin sorunsallardan birisi de nesep sorunu idi. Etnik totem yapıdan gelirken çocuk aynı totem gruba aitti. Yani komünündü. Şimdi ise çocuk iki farklı totem grubun aidindendi. Velayet nasıl olmalıydı? Çocuk hangi toteme gurubun aidi olmalıydı?

Bu çok çetin sorunsallardan biriydi. İnsanın toplumsal hayatı ile birlikte bu konuları, binlerce yıl içerisinde, pek çok aşamalardan geçirmiştir. Bu geçişlerin evrimsel farklı farklı seyirleri olmuştur. Bu seyredişlerden, gelip geçici aşamalardan birisi de, damadın iç güveysi geldiği bir ilişki biçimidir. Henüz baba kavramı ortada yoktur. Damadın bugünkü anlamda kayın babası, yine bugünkü anlamda, kayın baba torun olacak çocuğun, adaşıdır. Çocuk bugünkü anlamda dedenin ismini alır.

Çocuğun bugünkü anlamdaki dedesi nasıl damadın babası ise, dede ile adaş olan çocuk da, damadın babasıdır. Yani damat, doğurttuğu çocuğa, baba demektedir. Bu yüzden, damat babasının (bugünkü anlamda çocuğunun) beşiğini sallamaktadır. ”Ben babamın beşiğini, tıngır mıngır sallar iken”. Bu nesep konuları çok uzun ve çetrefillidir. Bugünkü anlayış mantığımız, bunları anlamaktan şaşar kalır.

Yani doğurtan damat, bugünkü anlamda, oğlunun beşiğini sallayacaktı. Ama bugünkü oğul, o günkü damadın, babası oluyordu. Eş deyişle damat, babasının beşiğini tıngır mıngır sallıyordu. Daha açığı damadın iki babası vardı. Biri kayın baba, diğeri de doğurtacağı oğul, oğul olmayıp, ikinci öz be öz babası olacaktı.

”Anam kaptı maşayı, babam kaptı asayı”. Bu anlatımda açıktır ki maşa ile ateş tutmayı edimsel uzmanlık yapmış ateş kült toplumla, eli asalı çoban kült toplumun, ilişki düzenine girmesiyle, süreç içindeki evliliksel sorunsal tartışmasınıı ve paylaşılan yönetimsel buyurmadaki simge araçları kullanışlardaki buyurma olaylarıdır anlatılan. Simgeci yaşantı motifidir. Semitik toplumlar genelde çoban topluluklardır. Asurîler ise genel manada, ateş kült topluluklardır. Ateş kült toplulukla, çoban kült toplulukları kaynaştıran, bir toplumsal yapının yansıtılışı idi bu söylem.

Ateş kült ile çoban kült, iki toplum; evlilikler yoluyla akrabalık ilişkisi kuruyorlardı. Ateş yakmada pek bir maharetli idi bu kült erbabı kişiler. Ateşi söndürmeyip sürekli kılan kültün, ateş üzerine edimsel yaptırım anlayışları ve inançlaşma seremonileri de vardı. Ve bunlar, çoban toplulukla evlenerek, göçerlik yaşamı sürdürdüler. Bir ateş gede kadın, göçerlik hayatına başlayınca, görevi gereği ateşi de, sürekli yanık tutması gerekiyordu. Ateşi maşa ile uygun bir kap çanağın içine bırakıyor, onu; kül içindeki bu koru (közü) , değişik biçimlerle sönmeden saklayabiliyordu. Kül içi ortamlarla ateşi söndürmeden emniyetle taşıma zorunluluğu çıkmıştı. Çünkü pratik ateş yakma gelişene değin, tekrardan ateşi, uzun uğraşlarla yakmak, pek esas olan bir konu ve pratiklik değildir.

Başlarda ateşin söndürülmemesi esastır. Yakılan ateşten köz alınıp, kor olarak tutulup, taşınması ve konaklama yerinde, ondan tekrardan yeni ateşler yakılması bir tutum ve inanç idi.

Baba soyca çoban bir toplum aidi olmalıdır ki, asa elinde gezmekteler. Çoban toplumlar genelde gezginci eli asalı, vaizci veya vaazcıdırlar. Bu nedenle, bir nübüvvet olarak bey, oğluna ya da kendi yakınına, bir yönetme hakkı simgesi ve yasası olan asayı verirdiler. Daha sonraları asa büyük oğulluk hakkını temsil eder olmanın anlamını da taşır oldu. Çünkü büyük oğul, türlü dramatik, evrimsel, sosyal maceralardan geçirdikten sonra, şimdi hem kabilesini yönetme hakkını elde etmişti, hem de dayı toplumu bir kızla evlenmeyi hak etmişti. Küçük oğullar amcakızları ile evleniyordu. Asa böylesi boyun eğilen önemli bir güçtü. ”Anam kaptı maşayı, babam kaptı asayı”. Söylemi, bir göç buyruklaşmasının sessiz soluksuz, başlatılması işareti olmalıydı. Anne maşa tutup topluluğa mesaj verirdi. Sözün gelişi; kılıç kuşanıp, savaş kararının mesajını verme gibi. Ateşi hazır ederdi.

Baba asayı topluluğa uzatarak, yol irad (söylemi) ederdi. Ki kabile göçe hazırlanırdı. Bunun duyurusu bir yol hazırlığı idi. Kabilenin görüşü alınmazdı. Sorunlara bey ve hanımın kararı teşhis kor, bunları simgesel takı ve işaretlerle kabilesine enformasyon ederlerdi. Evlenerek akrabalaşan iki kültün, sürekli kılınan bir yaşam birlikteliklerinin yeni ve aykırı oluşlarının, birleşip kaynaşmalarının, alışmaları ve birbirine göre olan acayipliklerinin, anı anlatımlarının, yaşamsalların, şifresi ve deşifresidir bu tür söylemler.

Sürecek

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 10.1.2010 00:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Serap Saylam Şen
    Serap Saylam Şen

    ilgiyle okudum sayın hocam, bu güne taşınan ve anlamını tam olarak kavrayamadığımız ne çok şey var. devamını bekleyeceğim...

    saygılarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Bayram Kaya