SİNİRLERİNİ ALDIR GEL
Sevgi aşkı doğurur
Aşk yalnızlık ve terk edilişi
Olur, böyle olur, sevgilim adını sen bile koyamazsın
Seni agresif sevgilim
Beni yanıtsız bıraktın
Alay etmeyi iş sayan sorumsuz aşık
Her şeyi boş vermek inancımız oldu bizim
Soğuk ve zehirli
Bazen utangaç bazen kırılgan
Bir yandan kuruntulu bir yandan bağışlanması güç bir aşk bizimkisi
Sinirlerini aldır gel
Sinirlerini aldır gel
Kibarca ve İncelikleri kavra
Taş duvarları yık artık
Sinirlerini aldır gel
Sinirlerini aldır gel
Duvarları delmeye gücün varsa
Önümde yıkmaya gücün varsa
İşte o zaman dünyayı biz kurtaracağız
BİR
Sıradanlaşıyor bulunduğun iklimler
Azalıyorsun yavaş yavaş
Çözemeyeceğim bir enerji akıyor senden bana
Adını sen koyuyorsun
Adını mırıldanıyorsun
Adın şah damarımı kesiyor
Adın çınlatıyor ruh iklimimi
Adın o gece bizi terk ediyor
Yarını var mıydı, bulunduğun zamanın?
Hep kulaklarına fısıldardım oysa bulunduğum anları
Sen, anları anı olarak yıkıyordun, bulunduğun zamanda
Oysa biz, anları yaşamayacak kadar yalnızdık, yapayalnız…
Gidiyorum son tren garının bölünmez çoğalmalarına
Gidiyorum hiçbir zaman olmamış gibi
Gidiyorum tek bir cevap bile vermeden
Kurabiye yaptığım gece sana dokunamamıştım
Adı var olan bir geceydi, tabii muamma.
TOKAT
Akışkan kalbim yok benim
Yapışkan aşkım yok benim
Senle olmak mühim muamma
Gel sar beni ya da tokatla
Sen benden daha mühimsin
Ben aşkta kilit isim
Sen vedada tokat tokat
Ben bu yok oluşta tokat tokat
Alışmış kalbim yok benim
Akışkan kalbim yok benim
Yapışkan aşkım yok benim
Sandın ki bu gün varım
Yarın yıkık kalbim yok benim
Haydi dön
Haydi dön
Bir ileri bir geri dön
Ben var mıyım bilemem ama sen yine başa dön
DRAMA
Küçük bir kız çocuğunun sevgisi var içimde
Küçük bir kız çocuğu gibi korkak ve savunmasız
Bazen art niyetsiz
Bazen hırçın
Bu dramada daha daha, acı bir şey var
Yaşamak, ölüm gibi
Aşk, terk ediş gibi
Bazen korkarsın öptüğün tenlerin arkasından bakmaktan
Bazen en sevdiğin kişi seni, eski aşkı ile ulu orda bırakır
Bu dramada daha daha, acı bir şey var
Yaşamak, ölüm gibi
Aşk, terk ediş gibi
SEN
Sen yüreğine bir çizik at
Yüreğine bir çizik at, anlayacak mısın beni?
Sen yüreğine bir çizik at
Yüreğine bir çizik at,
Tüm terk edişler gibi
Ne kadar çok yara aldığımı bir bilsen
Ve kalbimin
İnce noktalarında biriktirdiğim acılar gibi
Sen yüreğine bir çizik at
Yüreğine bir çizik at
Anlayacak mısın beni?
Sen yüreğine bir çizik at
Sen yüreğine bir çizik at, tüm terk edişler gibi
Sen yüreğine bir çizik at
Yüreğine bir çizik at
Kalbimi içini gör
Seni sevebildiğim kadar sevebilecek misin beni?
ZAMANLARIMIZ
Bizim zamanımızda yazlık sinemalar yoktu
Zamanımız geçmişin perdesine takılıp kalıyordu
Bizim siyah beyaz senaryolarımız hiç olmadı
O yüzden yoksunduk eskileri aşkla anmaya
Buda bizim matemimizdi
Gönlü kurak baharları hatırlar mısın?
Zaten anımsar mısın demekten başka çıkar sözde yok
Geceyi geceye bela ettiler
Gündüzü gündüze
DARBE
Bırakıp gidiyorsun kentin yalnızlığına
Bakışların buğusuna aldırmadan
Sensiz kaç kuşak yazdıysam alın yazımı
Duyarsızlığa başvurmadan geri aldım altüst eden erişkin sokakları…
100 filmin içinden seçmiştin umutsuzluğu
Dostluğu, zorluğu, duyguyu, özlemi
Sempatik kötü çocuk tiplemesiyle terk ettim seni
100 filmin içinde kalakaldın.
SEN SEN OLALI
Bir yaprak düşerse gökyüzünden
Yüzün yaprağa düşsün
Dost ölümü oradadır
Kanadı kırık rüzgâr eserse serçeden
Dudaklarımdan gitme gitme denen mırıldanış dökülürse
Utanırım artık gözyaşlarımdan
Yalnızlık
Yalnızlık
Yalnızlık replikleri sayıklama dostum!
O eller ki el olalı beri
Karabasan salgın olur
Kanıtı olur
Kanımızdan olur
Sevda sandım vardım yele
Git gide vardım yalnızlık düğününe
Kayıt Tarihi : 1.4.2015 00:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!