Puslu sabahlara gark etme ruhumu;
Yolma güneşimi, n'olur...
Soldurma Bahar'ımı, son demimde;
Maviye hasret gözlerime mil çekme n'olur!
Ya dönerse kızıla; çoşkun akan nehirlerin gözesi,
Ya çekilirse denizler dibe;
Çukurları ne doldurur bilmem ki...
Hadi biz geçtik diyelim mavilerden,
Martıların hâli ne olur? Denizsiz, nasıl olur?
1 OCAK 2013 / Metanet Yazıcı
Metanet Yazıcı
Kayıt Tarihi : 1.1.2013 21:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiire genel olarak bakıldığında, öncelikle renklerden örülmüş bir dünya, başka bir ifadeyle, renklere bürünmüş bir algılama görmekteyiz.
Gün ışıklar, puslu sabahlar, solgunlaşan (sararan) bahar, mavilik, kızıllık…
Şiirin renklere bürünmüş hali, şairenin ruh halinin yansımaları ve endişeleri olmuş. Bunlar, ruhun soyutluğundan süzülerek, insanın görünen ve hayatın bilinen gerçeklerine bürünerek bütünleşmiş. Yani insan duygularının farklı bir şeklinden, ruhiyatından yeni bir şekle dönüşerek maddeleşmesine ve hayatın gerçekleriyle yüzleşmesine vesile olmuş.
Nasıl mı?
Toplamak, yolmak, boğulmak, mil çekmek, nehirlerin akışı, gözeleri (kaynakları), denizlerin dibe vurması (çekilmesi, kuruması), çukurlar, martılar ve deniz…
Bu kelimeler de gerçekliğin kendisi. Tabii ki, anlam gereği bu gerçekliğe farklı anlamlarda yüklenmiş. Olması gereken de bu zaten. Ancak, insanın iki yönünü açıkça ortaya koyan bir şiir algısı ve olgusu. Hatta oldukça da güzel bir örgü kurulmuş.
Konu bir bütün halinde çok güzel işlenmiş.
*
Sevgi ve umut besleme…
Kalplerin ayak sesleri…
Hayaller ve umutlar…
Gönül gözelerinden doğan saflığın nehirlere dönüşmesi ve coşkulu akışı.
Sevginin büyülü hali.
İnsanı hayata bağlayan duyguların esrarlı hali…
Sahiplenilen…
Martılar.
Sevginin ve umudun bütünleştirildiği, elle tutulabilecek, ulaşılabilecek, doyurulabilecek bir bakıma gönül kuşu. Beklenilen Anka gibi…
Hepsinin varlığı birbirine bağlı.
Hapsi birbirinin var oluş sebebi. Biri olmadan diğerinin hiçbir anlamı olmayacağı aşikâr…
*
Çukurları karlar doldurmuş. Ayak basılmaz, buza çekmiş. Dayanıp dayanmayacağı meçhul. Bilinmez kalınlığı, dayanıklılığı…
Aylar geçmiş, gün doğmamış, ışık düşmemiş…
Puslanan maviliklerde martılar takatsiz, sahipsiz…
Nasıl olur?..
Tebrik ve takdirlerimle.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun efendim.
Dostça ve sağlıcakla…
07 Ocak 2013
Hikmet ÇİFTÇİ
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
mısraların uyumu hoş bir ahenk bırakmış şiirde...
şaire ve şiirine tebriklerimle.
selam ve saygılarımla efendim.
sevgi ve huzurla kalın...
Hikmet YURDAER
gerçi heceden de anladığım söylenemez de;
güzel bir şiir okudum kaleminizden,
tebrik ve selamlar...
TÜM YORUMLAR (14)