Topkapısaati Şiiri - Bilal Yavuz Şiirleri

Bilal Yavuz Şiirleri
145

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Topkapısaati


Payitaht Güllerine ithafen…

Avlu
yağlı kementler

zağlı Cellat Çeşmesi

şifreli usturayla kazınmış suçlu kelle

Saltanat Kapısında adaletin sergisi

bazen semiz günahın

işte Saray-ı Cedid

bir cin mezarı gibi ürkünç Aya İrini

çevresinde nazenin saray atölyeleri

Bâbüsselâma durur

iki büklüm cevherim

Fâtih’in yadigarı günler yâdıma gelir

yalnız Hünkar yontları

sığar bu mert kapıya

arşivlerdeki kadar civan

heybetin vücut

buluşuydu Bâb-ı Hümâyun

yüreği açıktır zulme uğrayan herkese

mazinin fettan

günün pişman

mazlumu olsa bile

Avlu
işte Divan Meydanı

ulûfeler yağdırtan kadim cömertlik

galebe divanlarında

başlar zarafet gazâsı

parıldardı avluda Sadrazam kavukları

Adalet Kulesi tavlı

Divanhane yoluna

konmuşöter selam taşları

lâyihalar sunulu arz odalarında

sallanır adaletin kılıcı

Adalet Kasrından mahcup boyunlara

salınır zülüflü baltacılar koğuşunda

saray mutfaklarında

Akike kokuları

Sancak-ı Şerifler serdarlara

yeni teslimleri bekleşmekte

Saadet Kapısında

III. Avlu

dört burmalı sütunlar

Baldaken tahtlar aşkına

Enderun avlusunda Has Oda nağmeleri

Mukaddes Emanetler

sığmayacak kadar görklü engin yapılara

iştehazine köşkleri

kale içinde kale

gönül dibinde gönül

Arz Odası önünde lezzetli şırıltılar

fenerli tercümanlar üstünde

çevik Saltanat Tahtı

sedeften, fildişinden

işte Enderun kütüphanesi

nakış nakış külliyatlar dizili masum

dolaşır Fatih Köşkünde cesur yankılar

terütazedir henüz

Yavuz Sultan Selim mührü

firuze mücevherler

mücevherden vitrinler

gürül gürül şamdanlar hazine koğuşunda

Harem-i Şerif puşideleri

aydınlık bir karanlığa boğar ipekleri

şadırvanlı sofalarnasıl da bebek yüzlü

ey kapalı kapılar açan

bize hayırlı kapılar aç

Kuşhâneler ambale

aynalı tonozlar ihtiyar şimdi

hükümdar sediriyse

dipdiri Sultan Murad’ın

gümüşler üzerine altın yaldızlı

Kilerli koğuşunun

iç çeken kaşlarında

emek kokan çehreler belirir durur

padişah portreleri hazan

payitahtın özüne

kıvrılmagünüdür

toprağın sözünden çıkmayan gülün

toprağın sözünden çıkma günüdür

duyabilen ruhlara

haykırıyor Peygamber kılınçları

çöken yıldızları çeken kara deliklerin

gama ışınlarında

tarihi bükme vaktidir

Avlu
çift sıra sütunların

engin revaklara dizildiği antik bahçe

dile gelir Mermer Sofa

güzü güzideliği güzelliğiyle

Erivan bergüzarı

Revan köşkünde tinler

yâr sekizgen köşeli

salınır Bağdat köşkü

aşkın topraklarında

çinilerin döşünde

nabzı atar tevhidin

eyvanlardan pencereler

fırlatır ateşten oklarını

narin sevgililerin masum bakışlarınca

nişler elpençe durur

ceylan derisinde ince nakışlar

ve aniden uçacak

gibi kuş figürleri

tombak kafesli top askı

gümüş yürekli mangal

İftariye Kameriyesinde

hazin besmeleydin

için dört mevsim

mahzun mehtaplık

bense Sofa köşkünde

Osmanlı rokokosu

mücadele yıllarının

hüzünlü payitaht sokaklarını

birdenbire hatırlatan

Mecidiye Kasrında

tütünler sardım tüttürdüm

ufuklara bakıp maziye daldıkça tüttüm

kuruyup çöle dönen bir göl gibi

kalbim nasıl da Aral

nasıl da hasret güne

omzumda damgalı neslin aşı izleri

ruhum sığmaz ruhuna

Haremi canhıraş bir gazelseli basar

aralanır Cümle Kapısı

matemli nefesler yüzer

Veliaht odalarında

pencereler içinde nezih çeşmeler

oluk oluk kan kusar

Bilal Yavuz Şiirleri
Kayıt Tarihi : 13.10.2020 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bilal Yavuz Şiirleri