ah nasıl da hoyratça oynuyordun
çocukluktan yarım kalmış heveslerin
ve sevgisiz hayatından derlenip
parmak uçlarını zorlayan öfkelerinle
bir topaç misali durmadan
fırlatıp atarak
en sert zeminlere
iyiden iyiye yanıyordu canım
ve günden güne soldu renklerim
çöktü yanaklarım
acılar içinde döndüm de
sana derdimi anlatamadım
sense
hayatın hırsını benden
bir türlü alamadın
ve bir gün öyle bir fırlattın ki
hedefi belirsiz bir kurşun gibi ileri
ey gözleri kahve kokan sevgili
yolu yok
topaç artık dön(e) meyecektir geri.
ben böyle fırlatılmalara
ardına bakmadan ayrılmalara
yüreğine taş basıp ağlamalara
ben böyle yarım kalmalara
yakın akraba olmuşum yar
artık topaçlığım kalmadı
aldığım darbelerden ötürü
kimse benzetemez topaca ki
alıp oynamaya heveslensin beni
işte böylecedir hikayesi
topaçlıktan kurtulup
insanların içinde insanca bulunuşumun
ve gün gelecek yıl dönümünü kutlayacağım
senden kurtuluşumun.
Kayıt Tarihi : 19.12.2011 15:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)