Bir asansör düşer, "Cemal Süreya"’nın kırık kalbinden
İçinde: çıplak bir mürekkep lekesi ve o kadın…
Edip Cansever"’in masasında unutulmuş bir kahve,
Buz tutmuş fincanın dibi...
Akşam, "Turgut Uyar"’ın cebinden çalınmış bir jeton.
Telefon kulübesi konuşur: Dilinde "Ece Ayhan"’ın sustuğu sözcük.
"İlhan Berk"’in denizlerinde boğulurken gözleri,
Bir balık, "Ülkü Tamer"’in şiirine takılıp ölür
"Sezai Karakoç"’un fenerinde söner, bir kadın
Bir mum gibi erir" Cemal Süreyya' nın "y"' si"’
"Tezer Özlü"’nün kayıp günlüğünde aranır
Her sayfa: "Birhan Keskin"’in yırtılmış bir bulutu.
Gecenin ortasında, "Küçük İskender"’in çaldığı bir düdük.
Bir tren gelir, "Hilmi Yavuz"’un hüznünden geçerek.
"Cevat Şakir"’in balıkları bile saklanır sudan.
Çünkü aşk, "İkinci Yeni"’dir: Anlaşılmaz, çelik ve çırılçıplak…
Hüzün, bu şiirde bir dil ihlalidir:
Kelimeler düşer, anlamlar kırılır, aşk ise asansör boşluğunda sonsuza dek asılır…
Kayıt Tarihi : 13.2.2025 15:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tomris uyar ve aşklarına ithafen...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!