Kazanlara su doldurup kül katar,
Derede ocak yakardı anamız.
Çamaşıra alavurtla su döker,
Tokuçla geycek yıkardı anamız.
İşleri bitirince apar topar,
Akşam koyunları ağıla kapar.
Yünü dittikten sonra burma yapar,
Kirmen ile ip bükerdi anamız.
Odun bitince dağ başına varıp,
Kalın odunları nacakla yarıp.
Tahra ile odun ederek sarıp,
Eşekle odun çekerdi anamız.
Küçük çocuğu önüne düşürüp,
Gidip tarladan gelincik deşirip.
Saç üstünde börek çörek pişirir,
Katmerlere yağ dökerdi anamız.
Komşulardan tohum almaya koşar,
Tarlaya sebze yapmak için coşar.
Çapa ile bütün toprağı eşer,
Bahçeye sebze dikerdi anamız.
Köy yerinde dememek için açım,
Tüm insanlar çalışırdı o biçim.
Malları göle sürüp gelmek için,
Sabah erkenden çıkardı anamız.
Eğeri vurup çekerdi atını,
Malın önüne verirdi otunu.
İneğin bakraca sağıp sütünü,
Sütü kazana dökerdi anamız.
Boyunduruğu kafasına kurup,
Övendireyi kıçlarına vurup.
Öküzü çekip sabanla çift sürüp,
Tarlaya darı ekerdi anamız.
Malları harımın içine katıp,
Önlerine yeşil otlardan atıp.
Sığırları ahırlara kapatıp,
Başını iple takardı anamız.
Köyde her şey ele bakıyor ele,
Köy hayatı çile olurdu çile.
Evde pekmez yapmak gayesi ile,
Üzüm suyunu sıkardı anamız.
Ayağına diken batsa kazara,
Okurdu gelmemek için nazara.
İhram örerek örtünmek üzere,
Eski kazağı sökerdi anamız.
Yusuf anamız biz büyürken güya,
Gözetleyip bizi kollardı baya.
Çocukken nazar olmayalım diye,
Sırta nazarlık takardı anamız.
Kayıt Tarihi : 25.3.2018 14:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!