Ah u feryat eder gülün dalında
Bülbülün feryadı zarı vatandır
Derd ü hasret koymuş kendi halinde
Her garibin öz efkarı vatandır
Beni gurbet ele düşürdü kısmet
Beni mecruh etti hançer-i bürran
İki didelerim kanlı yaş döker
Rahmedip rize-i elmas her zaman
Gelir zahm-ı dile kalem kaş diker
Her dem bana ol şuh etmek ister naz
Bir kameti diraz servi-i mümtaz
Özge bir işvebaz pek elvanlıca
Dideleri şehbaz bir sahib-i naz
Gerdanı sim beyaz delikanlıca
Giysuları feste gör deste deste
Bunca aşıkları sevdaya saldı
Hak cemaı-i paki dilbere verdi
Biçare bülbüller hayrette kaldı
Reng-i nıhsarını güllere verdi
Sevda çekip gözden dökenler pürnem
Deli gönül melul olma
Giden maral gelir bir gün
Kendine gel helak bulma
Ko yıl tamam gelir bir gün
Sinem oldu hezer pare
Daim akmaktadır çeşmimin yaşı
Garip bülbül gibi güllere düştüm
Öldürün rakibi sevabı çoktur
Güzel sevdi deyu dillere düştüm
Coşkun sular gibi çağlar akarken
Erişip bahar-ı bağ-ı visalin
Mürğ-u dil zülfünde aşiyan tutar
Açıldı gül gibi ol rüh-u alin
Andelib-i aşkı mihriban tutar
Gönül vermek olmaz çeşm-i mestine
Gamzem tiri ile kaşların keman
Bu dertli sinemi delmek yol mudur
Yok mudur göğsünde din ile iman
Bendeni ferdaya salmak yol mudur
Eşiğinde mesken tutar kalırdım
Gel a nazlım bizim bağdan derelim
Lalesinden sümbülünden gülünden
Senin ile anda meclis kuralım
Sakisinden makisinden mülünden
Bu derdime çare bilmem n'eyleyim
Kadem bastı gönül tahtı
A sultanım sefa geldin
Dil-i pür-ü reng-ü tabım
Derde derman sefa geldin
Gel ey dilber-i al-i şan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!