Çamlıbel'den Tokad'a doğru
Tozlu yolların aktığı ırmak!
Ben seni çoktan unuttum;
Sen de unuttun mu, dön geri bak.
Atların kuyruğu düğümlü,
Bir yandan yağmur yağar, ıslak;
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
hiç bir zorlama yok, kendiliğinden akıp giden bir su gibi...
Hiçbir kurum,
kişi ve değer eleştilimez değildir,
eleştiri işin doğasında vardır,
doğrunun ve güzelin,
haklı ile haksızı tespit edilmesine,
olanın değil,
olmasını gerekenin ortaya çıkarılmasına yarar.
Hiç kimse şunu diyemez,
ben et yemeğini seviyorum sen niye sevmiyorsun,
yada yenilen yemeğin kailtesi bana göre çok güzel neden sen de yemiyorsun.
Bu mantık hayatın her alanında bir garabettir.
Kimi tuzlu sever,
kimi tuzsuz,
kimi yağlı kimi yağsız,
Örneklerde olduğu gibi,
çok güzel,
çok meşhur,
çok bilinen kelimeleri hep sübjektifliği ifade eden kelimelerdir.
Her şairin ve şair adayının masanın üzerine bu benim şiirim diye övünçle koyabileceği üç-beş şiiri bulunur. Ki, şiirde rüştünü ispat etmiş şairlerde bu oran çok daha fazladır. Zira şiirde de ustalık ve çıraklık dönemi vardır ve bu dönemi her şair adayı şiir hayatında yaşar. Dolayısıyla her şairin yazdığı her şiir bildik manada şiir değildir. Şiirin asgari unsurlar vardır. Bu unsurların üzerine çıkıldığında şiir ölümsüz olur ve zamana meydan okur. Diğerleri sıradan şair adaylarının satırları gibidirler. Bu satırların kalitesi de kişiden kişiye değişir, verilen örneklerde olduğu gibi.
Şiir,
şiir gibi olmalıdır,
öyle olmazsa benzer satırları bu tür yerlerde binlerce kişi yazıyor zaten,
İsme bakarak şiir yorumlamak kadar bir başka delalet ve gaflet olabilir mi ?
Olabilirmiş,
Bir diğer komedi şiir yorumlayan yorumcuları yorumlamak,
Enteresan,
ki
bu sayfa bu sitede olduğundan beri,
hep enteresan kişilerin elinde enteresan kaldı....
Bazı arkadşların bu şiiri bilerek/bilmeyerek eleştirmesini anlayamadım.Oysa bildiğim kadarıyla Tokad'a Doğru Cahit Kulebi'nin en ünlü şiirlerinden birisidir, buram buram Anadolu kokan ve yıllardır sevilerek okunan pek çok kez tahlili yapılan bir eser, her eser gibi bu şiirin de eleştirilecek tarafları olabilir pek tabi ancak sıradan bir şiir değil o kadar. Bir başka şiri ki İSTANBUL şiiridir, her okuyuşumda ayrı keyif alırım şiirseverlerle paylaşmak istedim, saygılarımla.
********İSTANBUL
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti.
Yine kamyonlar kavun taşır,
Fakat içimdeki şarkı bitti.
Cahit Külebi
Şiir Perisinin ışığı eşliğinde Cahit KULEBİ nin hiç uğramadığım :(..sayfasına uğradım....Çok değerli hazine sandığını açtım..Bakın neler çıktı...Günün şiiride tabi ki güzel hatta Tokatt ta 3 yıl kalmış biri olarak güzel bir duygu uyandı yüreğimde..Ama başka şiirlerinde de bambaşka tatlar var..Saygılar....
Rüzgar
Şimdi bir rüzgar geçti buradan
Koştum ama yetişemedim,
Nerelerde gezmiş tozmuş
Öğrenemedim.
Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir,
Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
Yüreğini allak bullak etmiştir.
Sonra başlamış tırmanmaya dağlara doğru
Bulutları koyun gibi gütmüştür,
Okşayıp otları yaylalarda
Büyütmüştür.
Köylere de uğradıysa eğer
Islak, karanlık odalarda beşik sallanmıştır,
Güneş altında çalışanlara
İmdat eylemiştir.
Sonra başlayıp alçalmaya ovalara doğru,
Haşhaş tarlalarında eflatun, pembe, beyaz,
Kıraçlarda mavi dikenler..
Toz toprak gözlerine gitmiştir.
Şehirlere uğramış ki yanımdan geçti,
Haşhaş çiçeğine benzer kızlar görmüştür,
Bir gülüş, bir tel saç, allık pudra
Alıp gitmiştir.
Şimdi bir rüzgar geçti buradan
Koştum ama yetişemedim,
Soraydım söylerdi herhalde
Soramadım.
Cahit Külebi
.......................
Masaldaki Yalnızlık
Ben yalnızlığı
Gökte uçar gördüm.
Ben yalnızlığı
Garip naçar gördüm.
Ben yalnızlığı
Gelip geçer gördüm.
Cahit Külebi
ilk dikkatimi çeken başlık oldu...
TOKAT'A DOĞRU değil de Tokad'a doğru denmiş yanlış telaffuz maalesef!
madem ki Günün Şiiri daha özen gösterilmeli diye düşünüyorum hem şiir seçimine,hem yazım kurallarına...
şiiri okurken afakanlar bastı...
hele o her kıta sonunda tekrarlanan 'dön geri bak 'baydı da baydı...
şakşakçılık yapıp tebrik edemezdim elbette...
ÖZLEM
Şimdi tarlalarda güneş vardır,
Karlar donmuştur otların uçlarında,
Artık akşamları dinlenemem
Başım avuçlarında.
İçi korku dolu kış gecesi
Hiç yatağın yok mu sıcak!
Dağları dolduran kır çiçeği
Hangi rüzgârlar seni koklayacak!
Saçlarımı kesip rüzgâra atacağım!
Ta ki haber götürsün bir gün sana!
İçimde bir şeytan var, diyor ki:
Aklına ne gelirse yapsana.
Ben bu şiiri yazdım atlı talimde
Bulunduğum şehir Istanbul'du,
Ağır ağır kar yağıyordu,
Atımın yelesi bulut renginde.
GEL SENİNLE RESİM YAPALIM
Gel seninle resim yapalım
Bir yüz çizelim ince,
Küçük nezleli bir burun
Ve gözler zeytin iriliğinde.
Sonra bir gelincik, ince bir boyun,
Soyulmuş bademden daha ak bir ten,
Öyle bir yüz ki seher vakti
Mutluluk estirsin güneş doğarken
Ve saçları çizelim, bulutlar,
Türküler, masallar gibi,
Hepsinin üztüne sonra
Kocaman bir insan yüreği.
Öyle bir yürek ki sevgiyle
Arkadaşlıkla, mutlulukla dolsun,
İsterse ondan sonra
Bütün şairler ölsün.
HİKAYE
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!
Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!
DOST...
Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız
Dokunarak uçalım.
insanlardan buz gibi soğudum,
işte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın.
oysa bıkıp usanmadan hazla okuyup,yüreğime işlediğim bu muhteşem şiirleri de Cahit KÜLEBİ yazdı...
her şairin tüm şiirleri mükemmel olacak diye bir kaide yok tabi ki!
ama Günün Şiiri örnek olmalı!
okuduğumuza değmeli....
bu arada üstadımızın sayfasını incelediğimde DOST adlı şiiri ANLARSIN başlığı ile yayınlanmış ve böylesine mükemmel bir şiire bugüne dek 1 kez yorum yazılmış...
amatör şairlerin dandik şiirleri bile al gülüm ver gülüm metoduyla onca yorumu alırken gerçek şairlerimize verilen değer,onları ve şiirlerini tanıyan ne kadar da az!
şiir ve gerçek şair adına hicap duydum...
şiir adına silkinme vakti diyor şiirseverlermizin biraz da gerçek şiir ve şairlerimizi okumalarını rica ediyorum...
yüreğimizdesin!
ruhun şad olsun Cahit KÜLEBİ...
şiirin yazıldığı günü betimlemesi açısından bir değeri var..
Öncelikle üstat sevdiğim ve şiirlerini severek okuduğum bir değer..Rabbimden onun için gani gani rahmet diliyorum..
Gençliğimden beri şiirlerini sever ve okurum..Şimdi soruyorum şiirin devamı nerde..Ezberimde yok okumakta istiyorum.....Devamı olmayan bir şiirini buraya koymanızı üstada hakaretmi sayıyıyım yoksa bana reva gördüğünüze eyvallahmı diyeyim.
Bravo günün şiirini seçenlere, garabetki garabet onların adına...saygılarımla
Eserden çok yorumlar ilgi çekeceğe benziyor..
İ.Selin Deniz
Evet sıradan ve çocuk şiiri gibi... ama yine moralini bozma.. birsonraki daha güzel olucak inş...:)
tatsız - tuzsuz,
sıradan,
ki,
Cahit Külebiye,
yakışmayan...
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta