Masal bu ya,
Umudunu yitirmiş insanoğlu günün birinde.
Bakmış avcunda duran tohuma ve düşünmüş:
‘’Bu tohumu toprağa ekse ne ekmese ne,
Nasılsa yeşermeyecek o filiz.
Filiz yeşerse ne yeşermese ne,
Nasılsa boy atamayacak güneşi görüp.
Haydi diyelim ki boy attı,
Nasılsa bir hasat eden çıkmayacak başakları.
Un olmayacak buğday taneleri, ekmek olmayacak.
Haydi ekmek oldu diyelim,
Bölüşse ne bölüşmese ne bir lokma ekmeği,
Nasılsa elini tutmayacak karşısındaki eller.
Gözlerine baksa ne bakmasa ne ellerini tutanın,
Yürekleri birbirine akmayacak nasılsa.
Damlasa da bir ılık ateş,
Kor olmayacak, türkü olmayacak nasılsa dillerde,
Bir ağızdan söylenen türküleri olmayınca,
Nasılsa yâr olmayacak, yoldaş olmayacak canlar birbirine.
Öyleyse yarın yok bundan böyle‘’ demiş.
Ve ölmeye yatmış avcundaki tohumuyla birlikte.
Bedeni toprak olmuş zaman içinde.
Toprak tohumu beslemiş, filiz olmuş tohum.
Yağmur yağmış boy atmış, güneş açmış sararmış.
Bir kelebek yaymış tohumlarını dört bir yana,
Bir kuş kanat çırpmış, canına can etmiş onu.
Ve hayat sürmüş böylece tüm coşkusuyla, ama adı konmamış.
İnsanoğlunun yokluğunun kimseler farkına varmamış.
Kaybolan umutları da bir daha gören olmamış.
Özlem Önal, Zürih / 2009
Özlem ÖnalKayıt Tarihi : 23.2.2009 15:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)