Tiyatro... Şiiri - Yüksel Nimet Apel

Yüksel Nimet Apel
2964

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Tiyatro...

Hacıbey hayırsever, çevresinde okul yaptırması ille ünlü sevilen muteber bir insandır, Her yıl ramazan geldiğinde geniş konağının bahçesinde, iftar yemekleri verir.
Bu davetlerde zengin fakir her kesimden konukları olur...

Şimdi yine hacı beyin bahçesinde bir iftar yemeğindeyiz; etlisi sütlüsü tatlısı ile bu zengin sofrada, herkes neredeyse komalık olacak kadar yer içer...

Bu arada sanatı çok seven, çocukluğunda karagöz oyunlarına tiyatroya çok merakı olan bu hayırsever adam, okul müsamerelerinde sahneye çıkıp hünerlerini sergileyen, yetenek gördüğü çocuklara bir öğretmen nezaretinde, iftardan sonra oyunlar hazırlamalarına yardımcı olup, onları yüreklendirir, bilgisayarlar okul araç gereçleri ile, onlara bu konularda da yardımını esirgemez...

Bu akşam da yemekten sonra oynanacak oyunun hazırlığı yapılmış olup sahne açılır, arka planda, bir köy dekoru vardır; çobanı sürüsü sürüde ki bir iki devesi ile, zaten bahçede mevcut çiftlik dekoru oyunun yan unsurlarının katkısı ile gerçek bir köy gibi çok doğal görünmektedir...

Oyun başlar;
Birinci sahne:

Sahneye, boynunda davulu ile bir çocuk çıkar bütün sahneyi maniler söyleyerek dolaşır,
-Duyduk duymadık demeyin köyün alt tarafında çadır tiyatrosu kurulmuştur, duyanlar duymayanlara duyursun...

Bir iki mani daha söyler davulunu patlatacak kadar hızla tokmağı vururken, seyirciye döner.
-Çocuk oyuncular da yeni bir oyun koydu sahneye, yeni bir oyuun...
Ve çığırtkan davulcu selam verip ayrılır, pek te alkışlayan olmaz...

Ardından milli kıyafetler içinde iki çocuk çıkar,seyirciye dönüp selam verirler...
Yanlarında da cılız mı cılız bir koyun melül melül bakışları ile dururken
Söze başlar baş aktör rol arkadaşına; kalınlaştırdığı sesi ile,

-Ula bre bu nasıl iş beslenmemiş semirmemiş bu koyun,
Seyircilerden de katılan olur, biri bağırır;
-Kuralına göredir bu oyun...

Şaşkın süflör seslenir: bunu sen söyleyecektin değiştir değiştir,
-Ne? neyi değiştireyim vallahi buraya gelmeden önce dğiştirdim...

Seyircilerden bir kısmı giderken, geri dönenler olur...

Bu arada rol arkadaşı da şaşırıp sorar;
-Neyi değiştirdin? gülüşmeler olur ardından alkış gelir elleri kızarıncaya
kadar alkışlayan daha ziyade çocuk seyircilerdir...

Baş aktör toparlar kendini,bir öğretmen edası ile bağırır aynı zamanda;
-sessiz olun...
sözü baştan alır ve koyunu elleri ile yoklayarak yineler sözlerini,

-Beslenmemiş semirmemiş bu koyun, kim besledi a be divaneler;
hemen bir deve kesile, dağıtıla her eve...

-Hani nerededir saz takımı, şimdi kaçıracam aklımı...
Sözü bu kez sarışın sıska arkadaşı alır, kızaran yanakları bir yandan bol gelen şalvarını çeke çeke,

-Efendi takvimde yanlışlık var;
konu eski, oyun yeni.

Süflör gene fısıldar burası başka bir oyundan ne yapıyorsun?
Çocuk devam eder,

-Birbirine uymadı,
davulcu kimseyi uyandırmadı...

Kurmuş çilingir sofrasını, yemiş ya tıka basa; taa kuşluk vakti uyanmış...
tutmuş mu safrası.

-Bre bana anlatma, attırma kafamın tasını, kim serpmiş ölü toprağını bu halkın üzerine?

Ellerini çalıp birbirine, çağırır uşağını.
-Tiz bana birkaç kese altın getirin,
Harcırah yetmedi de;
Halkı doyurmak lazım değil mi böyle günde...

Çoğu seyirci gitmiş geride sadece çocuklar kalmış onlar da bu oynanan oyundan hiç bir şey anlamamış olduklarından, uykulu gözlerle, kulise koşup hediye paketlerini birbirlerinin ellerinden çekişir kavgaya başlarlar...,
Cılız koyun, sofraya yanaşır artıklardan kendine iyi bir ziyafet çeker, daha çok yeşillik sevdiğinden, siler süpürür sofrada ki salataları...

6/Eylül/2009

Yüksel Nimet Apel
Kayıt Tarihi : 6.9.2009 13:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu deneme mahiyetinde yazdığım tulu:a: tı, benzettiğim,kısa skeçteki hayırseverin şahsın adı hacıdır çok bilinen bir isim olarak; ve kurgudur hayalidir...Kısacık bir şiir halinde iken bu şekle döndü...Bu demek değil ki böyle kalacak,her yeni şey öğrendiğimde şiirlerime denemelerime de yansıyacak tabii ki, öyle de olmalı gelişmeyi, pozitif anlamda yenilenmeyi talep etmeliyiz, değişime gelişime açık olmalıyız diyorsam da herkesin keyfi bilir; ama ben hep öyle davranmak istiyorum zaman ne gösterir bilinmez ama, illa ben illa yapacağım, edeceğim gibi sert sözler sarfedemem ne gelirse zaman ne gösterirse dileğim böyle.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Taylan Uzar
    Taylan Uzar

    Çayır çimenden yoksun kalan, ne bilsin beslenmeyi ki

    hipnoz edilmiş halde,


    son kalan yiyecekleride süpürmek için kavgalar çoktan başladı.


    esenlikle kalınız

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Yüksel Nimet Apel