Günlerdir yoksun… Öfkeni bile özledim… Nasıl bir uzaklıktan geleceksin bilemiyorum… Ayrılıktan medet umar oldum… Kaşlarının işaret ettiği yerde duracağım…
Ömrümden öteye taşıdığım çocuk… Ya sen bu ülkede doğmasaydın, ya ben aşkı herkes gibi bilseydim.
O kadar yaklaşmışım ki sana,
seni ben sandım.
Uzaklaşma, benim senden başka kimsesizliğim yok.
Aşk istiyorum, görücü usulü bir aşk istiyorum.
Gördükçe göresim gelsin, görmeyince de ölesim.
Yine salaş aşklar meyhanesindeyim bu akşam,
Her anım senle, her günüm sensiz,
Yine hüzzamdan çalıyor ihtiyar kemancı,
Önünde yarım bardak şarap,
Ve saçları misali bir parça peynir.
Kaybettigim her şeyde seni anımsıyorum biraz...
Dün sabah kalktım ve saatim yoktu kolumda...
Bir telaş eşelerken yatak yorganı...
Aradığım saatti, aklımdaki sen.
Bugün dolaba yerlestirirken en sevdiğim takımın kol düğmeleri kaydı elimden...
Ellerimin topladığı düğme kırıklarıydı, aklımdaki sen.
Ben sana bakınca,
Kadından ziyade şiir görüyorum.
Öyle elleri ayakları, upuzun saçları olan,
İçine omuzlar konulmuş kafiyeli bir şiir.
Dudakların şiir okumuş gibi lezzetli.
Gözlerin şiire bakmış gibi derin.
Hep iki kişi arasındaki kuvvetli bir bağ olarak düşünmek istesek de...
Aşk; sadece içimizden gelip geçenlerdir.
Duruşun korkak yürekler titreten,
Hırçın ve sert esen bir yele benzer.
O şiirlerin ilhamlar üreten,
Has bahçelerde açan güle benzer.
...
Sen sözün ve kelamın ustasısın,
Ben uzağı;
Gözün görmediği, kulağın duymadığı,
Adımların varmadığı yer olarak bilirdim.
Meğerse uzak;
Yüreğin görmediği, duymadığı ve varmadığı yermiş .
Hoşça kal sevdiğim,seni yarın koklarım.
umudumuz tükeninceye,son sabaha…
Bir rotayı taşlarım topraktan, adalara uzanır kolum güçsüzüm, hayalini kuramayacak kadar sancılarının.
Bir babayiğit çıkıp da demedi ki
“koklayamadığın denizi neden öpmeye çalışırsın” Ben en çok ağzına özendim,
özledim, koklayamadığım denize benzettim tadını.Evet göğsünün ve boynunun bitimi; dünyayı dengede tutan uçurumdur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!